Güray SOYSAL / 19 Mayıs Stadına girmek bir dertti. Allah’tan akredite kartımız yanımızdaydı. 3 güvenlik kordonunun çemberinden geçip, TSYD lokalinin önüne gelmek üzereydim. Yanımda bulunan eski Edirne Milletvekili ve şimdilerde hem Avukatlık yapan, hem de Ankaragücü’nün yasal haklarının savunmak için çırpınan kadim dostum Erdal Kesebir’in yanına genç bir kızımız yanaştı ve babası ile İstanbul’dan gelip bilet bulamadığını bize anlatmaya başlamaz mı? Al başına derdi. Her işi bitirdikte, sanki taraftara bilet bulma konusunda görevlendirilmiştim. Baştan savmak istedim, ancak yine de iyilik tarafım tutup, bu genç kızımızın talebini yerine getirmek istedim. Yanımdaki Ankaragücü’nün de avukatı olan Erdal Kesebir’e hemen pası attım. Allah’tan Erdal Kesebir konuyu halledip, genç kız ve babasının elinden tutup, protokol tribününe giderken, yine de mutlu olmuştum. Ankaragücü forması giyen ve bu baba-kızımız İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın danışmanı imiş. Kızımız ve babası Tanal’ın kartını verdikten sonra sevinç naraları atarak, yanımızdan ayrıldı. Bunu ne için yazdığıma gelince... Bunca yıldır spor yazarlığı yaparım, ancak böylesine bir coşkuyu uzun süredir görmemiştim. İçeriye girerken, büyük sıkıntı çekmiştik. Bu arada İstanbul’dan gelen bir Milletvekilimizin danışmanı ve babası bile bilet bulmakta zorluk çekiyordu. 19 Mayıs Stadı 20 bin kişilik olduğuna göre, satılan bilet 18.500 idi. Sadece misafir takım için ayrılan yerler boştu. Orada da taş çatlasa 15 veya 20 kişilik bir grup vardı. Tribünlerin diğer yerleri ise tıklım tıklım doluydu. Boş bırakılması gereken yerler bile doldurulmuştu. Dışarıda ise, bir o kadar da Ankaragücü taraftarı maça girememişti. Maçın sonunda şu hükme vardım... Böylesine coşkulu taraftarın rüzgarını 71 yaşında olan ben dahi arkama alıp 19 Mayıs’ta futbol oynasam, Sarıyer’i pestil gibi ezerdik. Hele hele maçın hakemi Antalyalı Burak Şeker’in uydurduğu ikinci Ankaragücü’nün golündeki acaiplik bile Başkent takımının üç puanına kesinlikle gölge olmamalı. Hakemin kötülüğü sadece Ankaragücü lehine verdiği penaltı değil, yardımcı hakemlerle uyumsuzluğunun ortaya çıkardığı çirkinlikti. Yani 19 Mayıs Stadında güzelliklerin yanı sıra, hakemin başrol oynadığı komedi sergileniyordu. Tüm bunlara rağmen, birçok Süper Lig maçında göremediğimiz görüntü ile Ankaragücü, arkasına aldığı rüzgarla yoluna devam ediyor. Bundan sonraki fikstür de lehine olduğuna göre, Şampiyonu şimdiden alkışlamamız gerekmiyor mu? “Biraz bekleyelim” diyen olursa, ben yine sabırsızlığımla ön planda olacağım. Zira... Ankara’nın tek markası Ankaragücü’nü ve taraftarlarını alkışlamaktan ellerim şişti dostlar.. Gerisi lafı-ı güzaf...