Mehmet Necati GÜNGÖR  Bu yazının başlığı aslında “böyle seçim olmaz!” şeklinde olmalıydı. Ama biz, Türkiye’de seçim tarihine bakarak diyebiliyoruz ki; Türkiye demokratik hayata geçtiğimizden beri böyle bir seçimi hiç bir zaman yaşamadı. Türkiye, Cumhuriyetin kuruluşundan ilk çok partili seçimlere kadar 23 yıl boyunca tek partili seçim sistemi ile yönetildi. Son Osmanlı Meclisi Meclis-i Mebusan’ın  16 Mart 1920’de dağıtılmasından sonra Cumhuriyetin ilk Meclisi 23 Nisan 1920’de kuruldu. Doksandört yılda 27 kez milletvekili seçimi yapan Türkiye, bu seçimlerin 19’unu 1946 yılından sonra yaptı. Türk halkı 7 kez de Anayasa Referandumu için sandığa gitti. Bir bu kadar da “mahalli seçimler” yaptık. Ancak, bu güne kadar hiç bir seçim 2019 yerel seçimleri kadar netameli olmadı. Seçimin üzerinden tam 13 gün geçti, halâ sandıklar sayılıyor, halâ mazbatalar sahiplerini bulmuyor. Bu seçim bir türlü bitmiyor, bitirilmiyor. Türkiye’de darbe dönemlerinde bile böyle şeyler yaşanmadı. 1946 seçimleri hariç, bütün seçimler şaibesiz gerçekleşti. Millet, sandığa attığı oyun sonuçlarından hep emin oldu. Rahmetli  Demirel’in deyimiyle “sandığa ne girdiyse o çıktı.” Bazı seçimlerin sonuçlarını ise ekonomi belirledi. İkinci dünya savaşından sonra rahmetli İnönü Türkiye’de ekmeği karneye bağlamıştı. Canı yanan halk İnönü’nün partisini o günden beri hep cezalandırdı, bir daha tek başına iktidar yüzü göstermedi. Sonra gelen Demokrat Parti’nin başını 1958 devalüasyonu yedi. Ardından, terörün azdığı, azdırıldığı yıllar. Dönemin iktidar partilerinin başını hem ekonomi, hem terör yedi. Merkez partiler barajın altında kalınca “yenilikçiler” diye ortaya çıkan milli görüş geleneğinin temsilcileri 2 Kasım’da iktidarı devraldılar. AKP iktidarı ilk dört yılı AB hedefine bağlı olarak demokratik hamlelerle geçirdi ve seçmenden kabul gördü. Akparti 17 yıldır tek başına iktidar. İktidar alışkanlığı bu partiyi klasik demokratik teamüllerden koparmış görünüyor. Türkiye, yapılan Anayasa değişikliği ile Partili Cumhurbaşkanlığı dönemine girdi, o günden beri de tek adam yönetimine tabi oldu. Tek adam, başta medya olmak üzere bütün kurumlara hakim oldu. 23 Nisan koltuğuna oturan çocuğa söylendiği gibi “astığım astık, kestiğim kestik” bir irade oluştu. AKP iktidarı artık aşınmaya başlamıştı. Rahmetli Demirel’in tabiriyle “tencere” bu iktidardan da intikamını almıştı. 2019 yerel seçimleri, iktidara kızgın kitleler açısından altın bir fırsat oluşturdu. CHP, altın kalpli bir adamı İstanbul’a aday yapınca ekonomiden canı yanan kitleler hem İstanbul’un dengesini, hem diğer büyük illerin dengelerini muhalefet lehine değiştirdi. İktidar, bunu hazmedemiyor. Sayımları uzatarak adeta ayak sürüyor. Maltepe’de sandık sayımına AKP ve MHP trolleri tarafından yapılan baskının başka izahı yoktur. Ancak, görülmüştür ki, halk iradesi anormal darbe dönemlerinde bile demokrasinin önüne kurulan barikatları parçalamayı, yeniden demokrasiye dönüşü her zaman başarmayı bilmiştir. Dileriz, bunu yine başarır. Umutluyuz. Sağduyu her zaman galip gelmiştir, bu seçimde de galip gelecektir.