Evet, Ankaragücü bu abdestle çok namaz kılacağa benziyor. Seyircisinden mahrum olan Ankaragücü, ligde tutunmaya çalışan Tokatspor önünde 90 dakika boyunca her türlü saçmalığı yaptı, durdu. Kimin ne için oynadığı, nasıl oynayacağı ve ne biçim mücadele ettiğini 90 dakika boyunca bilen bir Allah’ın kulu yoktu, sessiz 19 Mayıs Stadı’nda. Maçın sonlarına doğru hakem tarafından “uydurulan” penaltı kararı sadece “Gülünçtü” demekten kendimi alamayacağım. Bu “Gülünç” ve “Komik” penaltı kararı ile hafta bir puanla kapandı. Oysa... Geçen haftaki Gümüşhanespor maçından sonra, bir araya gelen Ankara ve Ankaragücü ruhu ile Tokatspor maçında futbolcuların bu duygulardan haberi yoktu. Ankaragücü futbolcularının isteksiz ve vurdumduymaz anlayışına sarılmaları, kelimenin tam manasıyla, işin sadece çirkin tarafıydı. Futbolcular, sahada ne yaptığını bilmeyen başı kesik tavuklar gibi dolaşıp, durdular. Bir türlü sonuca gidecek ve doğru dürüst harekette bulunmayan Ankaragücü futbolcularla bu işin yürümeyeceği düşüncesini ortaya çıkarttı. Eğer, Ankaragücü teknik heyeti ve futbolcuları bu kafada gidecekse, biran evvel sahadaki bu kişiler, işten ellerini ayaklarını çekmeli ve memur zihniyetlerini başka cephelerde aramalı. Anlaşılan... Ankaragücü futbolcularının bu abdestle namaz kılmaya devam edecekler. Ama nereye kadar? ANKARA’NIN NEFESİ Ankaragücü - Tokatspor maçına erken gittim. Kapılar güvenlik güçleri tarafından tutulmuştu. Serbest ve akredite kartımı gösterip içeriye girerken, kalabalık erkek seyircilerin arasında bir bayan gördüm. Yine merak damarlarım kabardı ve kalabalığın içine daldım. Herhangi bir şey var mı endişesi ile o topluluğun yanına yaklaştığımda, aradaki bayanın Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka olduğunu gördüm, göz göze geldim ve kendimi tanıtıp, TSYD Ankara Şubesi’nde bir çay içmeye davet ettim. Büyük bir nezaket ve tevazu gösterip teklifimi kabul edip, TSYD lokâlinde çay içmeye başladık. Yanımızda Ankara şubesi başkanı Alper Bakırcıgil ile TSYD yöneticileri vardı. Konu, Gençlik Parkı ve stadın etrafında bulunan taraftarlara televizyondan canlı maç yayının nasıl olacağında düğümlenmişti. Aylin Nazlıaka bunun için her türlü fedakârlığa hazırdı. Hatta bir arada “Sizde benim gibi çılgının birisiymişsiniz” dedim ve “Yiğidin iyisi çılgın olurmuş” diye de ekledim. Gülüştük. Bu arada hâlâ gönülden bağlı partisi ile durumunu sordum. Ben “Yakından atılan taşın ağır olduğunu” söylediğimde acı acı güldü ve bu işlerin en kısa zamanda düzeleceğini söyledi. Sonra, maça ve taraftarların durumuna geldiğinde çırpındığını gördüm. Sonucu alamamıştı, ama hiç değilse bir hamle yapmayı denemişti. Görüşmemizden sonra “Ankara’nın yalnızlığını” bir kez daha gördüm. Ancak... 21 milletvekilinden sadece Aylin Hanım’ın çırpınışını görünce, yüreğim bir parça soğudu. Maçta Ankaragücü berabere kalıp, 2 puan kaybetmişti. Olsun. Ankara bir puan kazanmıştı. Beni esas sevindirenin, bir bayan milletvekilimizin Ankaragücü’ne ve Ankara’nın sorunlarına sahip çıkmasına şahit oldum. Ankara’nın spor konularına sahip çıkan bir Milletvekilinin olduğunu görmekle gururlandım. Darısı, diğerlerinin başına...