Bu Kütüphane Uyumuyor!

Okur Dostu Uyanık Kütüphane

HABER-FOTOĞRAF SULTAN YAVUZ ÖZİNANIR / Kızılay, Karanfil Sokak’ta açılan Uyanık Kütüphane, gece saat 02.00’ye kadar okurlarla birlikte. Mustafa Yalçın ve arkadaşı Tayfun Aksoy tarafından açılan Uyanık Kütüphane, özellikle öğrencilerin ve okurların dikkatinden kaçmıyor. Ankara’da hem rahatsız edilmeden kitap okuyabilmek hem okurken bir şeyler yemek ve içmek hem de internet ve priz sıkıntısı yaşamadan çalışabilmek için Uyanık Kütüphane’yi okurla buluşturan iki arkadaş, bu kadar hızlı bir şekilde isimlerini duyurabileceklerini tahmin etmemişler. Sekiz yıldır Ankara’da olduğunu dile getiren Mustafa Bey, arkadaşıyla birlikte Ankara’da insanların kitap okuyabileceği, ders çalışabileceği, rahat hareket edebileceği bir ortamın olmadığını fark etmişler. Mevcut mekânlardaki sıkıntıyı şu sözlerle ifade ediyor, “Kitap kafe tarzındaki yerlerde bile bazı problemler olduğunu gördük. Sürekli olarak garsonun sizi rahatsız etmesi, kitap okumak için uygun ortamın olmaması, bizde de sıkıntı yaratan temel durumlardı. Üstelik masalar küçük ve sandalyeler de uzun süre çalışacak kadar rahat değil. Kitap okumak istiyorsunuz, okuyamıyorsunuz; ders çalışmak istiyorsunuz, çalışamıyorsunuz. Ankara’da da böyle bir ihtiyaç olduğunu düşündük ve bu ihtiyaç üzerine çalışma yapmaya başladık. Yaklaşık 2 yıldır böyle bir yer açmak istiyorduk. Uygun ortamı bulduktan sonra, böyle bir mekânı oluşturduk” diyor. “Kitap fiyatları, özellikle öğrencilerin bütçesini zorluyor” Kendi öğrenciliğinden yola çıkarak, kitap almanın öğrenciler için bütçe zorlayıcı olduğunu belirten Yalçın, “Mesela, bir kitap alıyorsunuz, iki kitap alıyorsunuz derken öğrencilerin bütçesine dokunmaya başlıyor. Öğrenci olmayan insanlar için bile ayda beş kitap almak zorlayıcı olabiliyor. İşte biz, burada hem bir kitap paylaşım ortamı hem de rahatça ders çalışabilecekleri bir mekân oluşturmaya çalıştık” diye ifade ediyor. Uzun süre okuyabilmek ve ders çalışabilmek için, masaların ve sandalyelerin de rahat olmasına özen gösterdiklerini söyleyen Yalçın, “Burayı tasarlarken en çok masaların ve koltukların rahat olmasını hedefledik. Mesela standart kafe masası ve sandalyesine göre bizim masamız daha geniş ve koltuklarımız daha rahattır. Özellikle üniversite öğrencileri hele de yurtta kalanlar, üniversite hayatları boyunca koltuk yüzü görmüyorlar. Çünkü yurtta yok, okulda yok, kafeye gittiğinizde de koltukta oturamazsınız. Bu nedenle bizdeki bu özellik, insanların çok hoşuna gidiyor. Herhangi bir koltuğa rahatça oturup, kimse tarafından da rahatsız edilmeden okuyor” diye anlatıyor. Kitaplıkların güncel olması için de çalışmalar yapacaklarını belirten Mustafa Bey, şu anda iki bine yakın kitapları olduğunu ve hedeflerinin altı bin kitap olduğunu dile getiriyor. Şu anda yeterli kitap ve üyelik sistemleri olmadığı için ödünç kitap veremediklerini söyleyen Yalçın, kitap sayısının artmasıyla birlikte, insanların rahatça ödünç kitap alabileceklerini belirtiyor. Uyanık Kütüphane İki Bölümden Oluşuyor İki bölümden oluşan Uyanık Kütüphane’nin bir kısmı tamamen sessiz ve bireysel çalışma yapabilmeye uygun bir yer. Mustafa Bey’in deyimiyle, “Sizin birçok yerde bulamayacağınız bir tarzda.” Normal kütüphanelere gidildiğinde hem yer problemi yaşanabildiğini hem de kahve ya da yiyecekle birlikte okumanın mümkün olmadığını söyleyen Yalçın, “Bizim o kısımda sağlamaya çalıştığımız şey, hem sessiz olsun, hem insanlar rahat edebilsin, hem de yemek içmek istediklerini rahatlıkla alabilsinler. Bizdeki her şey self servis, o yüzden insanlar bir şeye ihtiyaç duyarsa gelip bizden alıyorlar ama sonrasında biz kesinlikle gidip rahatsız etmiyoruz” diyor.  “Bir öğrenciye duyurduğunuz anda, tüm arkadaşlarına duyurmuş oluyorsunuz" Gördükleri ilgiden memnun olduklarını dile getiren Mustafa Bey, çok hızlı tanındıklarını ve üniversitelerdeki arkadaşları sayesinde bir haftada 330 kişiden, 6 bin 680 kişiye ulaştıklarını anlatıyor. İlk başlarda yavaş ilerleyeceklerini, talep konusunda sıkıntı yaşayabileceklerini düşünürken, bunun tam tersi bir durumla karşılaşmışlar. Yalçın, “Çoğunlukla öğrenciler geliyor ama bunun yanı sıra farklı kesimlerden insanlar da konuklarımız arasında. Şu an duymadıkları için daha yavaş ilerliyor. Öğrenciler aktif hareket ettiklerinden dolayı, bir öğrenciye duyurduğunuz anda tüm arkadaşlarına duyurmuş oluyorsunuz” diye meseleyi özetliyor. Fiyat politikalarını da daha çok öğrencilere göre belirleyen Uyanık Kütüphane, girişte 5 lira alıyor ve karşılığında çay ya da kahve ikram ediyor. Sonrasında konuklar diledikleri kadar mekânı kullanabiliyorlar. Fiyatları konusunda Yalçın, “Burayı ayakta tutabilmek için buna ihtiyacımız var. Fiyatları da olabildiğince makul tutup, insanların zorlanmadan, rahatlıkla hareket edebileceği şekilde olmasına dikkat ettik” diyor. “Sabaha kadar da açık olabiliyoruz” Normalde gece saat 02.00’a kadar açık olan Uyanık Kütüphane, en az beş kişi çalışmak istediğinde sabaha kadar açık tutulabiliyor. Zaten ismi de oradan geliyor. Mustafa Bey,  “Özellikle final dönemlerindeki arkadaşların sabaha kadar çalışma ihtiyaçları oluyor. Son üç-dört gündür sabaha kadar açığız mesela” diyor. Uyanık Kütüphane’de fiyatlar ne kadar makulse, lezzet de o kadar güzel. Eda Hanım’ın ellerinden çıkma kekler, gözleme ve börekler sadece konuklar tarafından değil, öğle yemeği arasında çıkan memurlar tarafından da alınarak, beğeni ile tüketiliyor. Mustafa Bey, özellikle ev yapımı yiyeceklerin öğrenciler için ne kadar önemli olduğunun da altını çiziyor.  “Nasıl çalışmak istiyorsanız, öyle çalışabiliyorsunuz” ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencileri olan Elif Yıldız ve Yusuf Kaya da, Uyanık Kütüphane’nin müdavimlerinden olmuşlar. Sosyal medya üzerinden görerek gelen iki arkadaş, neredeyse her gün burada olduklarını belirtiyorlar.  Elif Kaya, memnuniyetini şu sözlerle anlatıyor, “Gerçekten ders çalışmak isteyenlere yönelik bir yer. Hem sesli yeri var, hem sessiz. Nasıl çalışmak istiyorsanız, öyle çalışabiliyorsunuz. Biz mesela bazen sesli, bazen sessiz çalışıyoruz. İki şekilde de olması çok güzel, çünkü başka yerlerde genelde sadece sesli opsiyon oluyor. Öyle olunca, kitap okuyamıyorsunuz. Ayrıca, buradaki insanlar da genç, birbirimizi anlayabiliyoruz” diyor. Yıldız, geç saatlere kadar çalıştıkları zaman, konum itibariyle eve de daha rahat ulaştıklarını dile getiriyor. Yusuf Kaya ise, “Buranın sahipleri bir sıkıntı yaşatmazlar. Gelen müşteri kitlesi zaten belli, üniversiteye hazırlananlar, üniversitede vize ve final dönemlerine hazırlananlar, KPSS çalışanlar. Biz ODTÜ’de okuyoruz, final dönemimiz şu an. Kütüphanede yer bulmak gerçekten çok zor. Bizim bir tane kütüphanemiz var ve çoğu okul için de bu geçerli. Sabah saat 09.00’da oraya gitmediğin sürece yer bulma şansın yok. Buraya 10.00’da 11.00’de geliyoruz, yer bulabiliyoruz. Kızılay’da olması güzel, her yere, herkesin evine yakın. Bizim okulun sessiz kütüphanesi gece 11.00’e kadar açık. Burada sahipleri sağ olsunlar, final dönemi olduğu için biraz daha müsamaha gösteriyor. ‘Finalimiz var, çalışmamız gerekiyor dediğimiz zaman onlar da uyumuyorlar” diyor.