Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, "Şeref ve şerefsizlik üzerinden yürütülen üslup, asla ama asla kabul edilemeyecek bir üsluptur. Bu üslup, en az terör kadar tehlikelidir" dedi.

Kamalak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını cevapladı.Türkiye'nin son günlerde çok zor bir süreçten geçtiğini, yüreklere her gün yeni bir acı, ocaklara her gün yeni bir ateş düştüğünü anlatan Kamalak, Türkiye'yi mertçe yenemeyeceğini defalarca tecrübe eden sömürgeci güçlerin, bir kez daha içten çökertme oyununu sahnelemeye çalıştığını söyledi. Kamalak, anarşi ve terör yoluyla ülke içinde kin ve nefret tohumları ekmenin, dolayısıyla bir kardeş kavgası çıkarmanın fırsatının kollandığını vurguladı. Terörün, Türkiye'nin ortak sorunu ve ortak acısı olduğuna işaret eden Kamalak, "Siyaset müessesesi, kanı durdurmak için vardır. Kandan beslenmek için değil. Ancak bugün tam tersine kan üzerinden siyaset dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Bu yanlıştan derhal vazgeçilmelidir. Aksi takdirde, çözümde buluşamayanlar, cenazede buluşmaya devam edeceklerdir. Hele hele şeref ve şerefsizlik üzerinden yürütülen üslup asla ama asla kabul edilemeyecek bir üsluptur. Bu üslup, en az terör kadar tehlikelidir" ifadesini kullandı.

"Mesele ancak kardeşlik hukukuna dayalı bir ümmet bilinci ile çözülebilir"

Saadet Partisi bünyesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapan il başkanları, il müfettişlerinin ve konuyla ilgili uzmanların yer aldığı bir komisyon kurulduğunu dile getiren Mustafa Kamalak, komisyonun ilk toplantısında alınan kararlara ilişkin şunları paylaştı:"Kürt sorunu ile terörü birbirinden ayırmak gerekir. Kürt sorunu, ne şiddet ve terörle ne de zoraki askeri tedbirlerle çözülemez. Mesele ancak kardeşlik hukukuna dayalı bir ümmet bilinci ile çözülebilir. Hiç bir çözüm, İslam faktörünü göz önüne almadan başarıya ulaşamaz. Çözüm önerileri bölgenin tarihi ve sosyal gerçeklerine uygun olmalıdır. Kürt ve Türk kardeşliği ayrılmaz bir bütündür. Bir Türk'ün Diyarbakır'a, bir Kürt'ün ise Ankara’ya pasaportla gitmek zorunda kalması bu kardeşliğe yapılacak en büyük ihanettir. Batılı ülkelerin, kendi içlerinde bütünleşmeyi savunurken, İslam coğrafyasında etnik ve mezhebi ayrılıkları teşvik etmesi sömürü niyetinin bir sonucudur. Askeri tedbirlerin ön plana çıktığı 'güçlü devlet' yerine, şefkat ve kardeşliğin esas alındığı 'kalkınmış kerim devlet' anlayışıyla hareket edilmelidir. En köklü çözüm için Türkiye'de adil düzenin kurulması şarttır."İncirlik Hava Üssü'nü DAEŞ ile mücadelede koalisyon güçlerine açma kararına tepki gösteren Kamalak, İncirlik'in Amerikan uçuşlarına açılması, Milli Görüş'ün kovduğu Çekiç Güç'ün geri getirilmesinin tarihi bir hata olacağını savundu.

"Erken seçim olsa ne olur, koalisyon hükümeti kurulsa ne olur?"

Kamalak, konuşmasının sonunda gazetecilerinin sorularını da cevapladı.

Koalisyon kurma görüşmeleri, erken seçim ve azınlık hükümetine destek verilebileceği yönündeki tartışmaların hatırlatılmasının ardından değerlendirmesi istenen Kamalak, şunları kaydetti:"İster koalisyon hükümeti kurulsun, ister erken seçim yapılsın. Ne olacaksa Türkiye zaman kaybetmemelidir. 2015'in sekizinci ayındayız. Sekiz ayı kaybettik. Erken seçim genelde iktidar partisinin arzuladığı bir yol olarak takdim ediliyor ya da öyle görülüyor.Ülke bugün bu noktaya tek partinin iktidarı döneminde gelmedi mi? Türkiye'nin kavgaya, gürültüye, patırtıya, gerilime değil, uzlaşmaya, barışa, kardeşliğe ihtiyacı vardır. Erken seçim olsa ne olur, koalisyon hükümeti kurulsa ne olur? Türkiye'nin hiçbir problemini çözemezler. Özünde erki bulunmayan bir Meclis, karşımızda hiçbir vizyonu bulunmayan hükümet bulunacaktır."Doğu ve Güneydoğu'da bazı illerde güvenli bölgelerin oluşturulması konusundaki soruya ilişkin de Kamalak, bu endişeyi başından bu yana ifade ettiklerini, Çözüm Süreci'nin neticede Türkiye'yi ya çok daha büyük ciddi çatışmalara götüreceği ya da bölünmeyle karşı karşıya getireceğine ilişkin kaygılarını daha önce paylaştıklarını dile getirdi.

Editör: TE Bilisim