Osmanlı, daha çok padişahlarla anıldı. Cumhuriyet ise Başbakanlarla. Osmanlı’da Başbakanlık görevini Veziriazamlar yürüttüler. Hepsi kelle koltukta. 623 yıl hüküm süren Osmanlı’da 11’i Kuruluş Dönemi’nde, 24’ü Yükseliş Dönemi’nde, 54’ü Duraklama Dönemi’nde, 74’ü de Çöküş Dönemi’nde olmak üzere 217 sadrazam görev almış. 36 Padişah hüküm sürmüş. Bazıları ikinci defa görev yapmış. Böylece tahta çıkan padişah sayısı 39. 292 defa sadrazam ataması yapılmış. En uzun sadrazamlık görevi 1364-1387 yılları arasında toplam 22 yıl ile Çandarlı Halil Paşa’ya ait. En kısa sadrazamlık görevi ise 5 Mart 1656 yılında 4 saat süreyle Sadrazamlık yapmış olan Mustafa Paşa’ya aitmiş. En fazla sadrazam atamasını 18 sadrazamla IV. Mehmet yapmış. En az atamayı 1 sadrazamla I. Beyazıt yapmış.l En fazla sadrazamlık görevine 8 kez yapılan atamayla Mehmet Sait Paşa getirilmiş. 44 sadrazamın kellesi alınmış. Cumhuriyet döneminin 27 Başbakanı var. 16 yıl 4 ay başbakanlık süresiyle Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli başbakanı İsmet İnönü. 10 yıl kesintisiz Adnan Menderes 11 yıl kesintisiz Tayyip Erdoğan. 10.5 yıl çeşitli aralıklarla Süleyman Demirel. Cumhuriyet döneminin en uzun, en çileli, buna karşı en verimli yıllarına mührünü vuran bir Başbakandır Süleyman Demirel. Demokrat Parti’nin ve Menderes’in hazin sonu O’nu 1964 yılında Adalet Partisi Genel Başkanı olarak tarih sahnesine çıkardı. Önce, Suat Hayri Ürgüplü’nün başkanlığındaki koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı oldu. 1965 yılında Başbakan. 1971 yılında muhtıra ile devrildi. Sonra, tekrar geldi. Gitti, tekrar geldi. Kendi ifadesiyle; 6 defa gitti, 7defa geldi. İslâmköy’ün "Çoban Sülü"sü idi. 32 yaşında DSİ Genel Müdürü, 42 yaşında Başbakan. Yüzlerce baraj ve gölet yaparak çatlamış topraklara hayat verdi. Elektrik santralleri, petrol rafinerileri kurdu. Sanayileşmenin temellerini attı. Ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkardı. Köyleri elektriğe ve yola O kavuşturdu. Televizyonu hayatımıza o soktu. Ülkeyi baştan başa elektrifikasyon ağıyla donattı. Yoklukları vara çevirdi. Trilyonlara, katrilyonlara imza attı. Hiçbir muhalifi ve muarızı bir tek kör kuruşun hesabını bile O’ndan soramadılar. 50 yıllık siyasi hayatında hep milletinin yanında oldu. Herkesin sustuğu ve susturulduğu dönemlerde "Konuşan Türkiye" diyerek meydanlara çıktı, millete moral ve cesaret verdi. "Kurtar bizi baba" dediler, geldi kurtardı. Halkımız O’na "Baba" unvanını lâyık gördü ve kendisini Cumhurbaşkanlığı’na çıkardı. Türkiye’nin en başarılı, en özgürlükçü Cumhurbaşkanı olarak kabul gördü. Kendisine küfreden adamı hapisten çıkarttıracak kadar. Tek kelimeyle halk adamıydı. O’nun içindir ki Türk milleti onu çok sevdi, bağrına bastı. O’nu bir yıl önce 17 Haziran günü kaybettik. Özlemle arıyor ve anıyoruz. Yaşadığımız garabetler O’nu daha çok aranır ve özlenir yaptı. Allah’ın engin rahmeti üzerinden hiç eksilmesin Büyük adam!