Mehmet KISMET Zorlu rakipleri geride bırakarak guruptan çıkmanın verdiği öz güven ve en az gol yiyen takım olarak övüne övüne gidilen pandemi nedeniyle ertelenmiş 2020 Avr...

Mehmet KISMET Zorlu rakipleri geride bırakarak guruptan çıkmanın verdiği öz güven ve en az gol yiyen takım olarak övüne övüne gidilen pandemi nedeniyle ertelenmiş 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan başı eğik, gönlü kırık en önemlisi hüsranla dönüldü… Bakış açısı ve değerlendirme olarak, A Milli Futbol Takımı ile özleştirilen bu tür üst düzey uluslararası organizasyonlarda olumsuz sonuçların ve farklı rakiplerin varlığı geçmişte olduğu gibi bugünde göz ardı edildi. Her konuda olduğu gibi burada da ya en tepesinde yada dibinde olundu… 2002 Dünya Şampiyonası’nda Şenol Güneş ile 2008 Avrupa Şampiyonası’nda da Fatih Terim ile başarı olarak kabul edilen en tepelere ulaşıldı. En kötüsü ise istikrardan yoksun başarısız sonuçların ardından diplere düşüş… Aslında bütün bunların açıklaması istikrar… Kayıplar ve kazançlar arasında olabildiğince yaşanan farklılık ve zaman aşımı, bu istikrarın en büyük düşmanı… Düşmana geçit vermemenin yolu da değişiklikler sonucunda oluşturulacak sistem. Maalesef bu değişiklik çalışmaları da sistemi kuracak ve oluşturacak kurum ve kuruluşların hoş görünme adına kulak arkası yapmaları, bugün yaşanan başarısızlıkların temel kaynağı. Her uluslar arası turnuvada yer alabilmek ve final etaplarında kalınabilindiğinde kalıcı başarıların sağlanması varken ortada, işi yokuşa sürmenin de bir anlamı yok artık. Yoksa ki; tahterevalli misali alınan sonuçlarla geçmişte olduğu gibi bundan sonra da avunulmaya devam edilir. Başarı ve başarısızlıklar takım oyunlarında kişiselleştirilerek, hedef saptırılmakta. Adı üstünde takım oyunu, sistemi olan ve yardımlaşmayı paylaşmayı gerektiren bir kavram. Artık 2020 Avrupa futbol Şampiyonası acı ve tatlısıyla geride kaldı… Burada yapacak bir şey kalmadı… Hedef 2022 Dünya Şampiyonası Finalleri olmalı...