ANKARA - MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, "Davutoğlu, artık ‘sizden kimse haraç isteyemeyecek’ derken bir temenniyi mi dile getirmektedir, yoksa yine PKK ile bir anlaşmaya mı varmışlardır?" diye sordu. Büyükataman, "Devlet içerisinde yeni devletler oluşturma gayretleri Türk devletinin temeline dinamit koymaktır. Biz tehlikeleri gördük ve uyardık. Şimdi de uyarıyoruz; aklınızı başınıza alın." dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun güneydoğu ve Doğu Anadolu'dan iş adamları ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldiğini ve burada yaptığı konuşmada PKK’nın bölgedeki ekonomi üzerinde tahakkümüne izin vermeyeceklerini belirterek, "Kimse sizden haraç isteyemeyecek" ifadesine dikkat çeken İsmet Büyükataman, konuyu yazılı açıklama ile değerlendirdi.

Büyükataman, 14 Mayıs 2013 Salı günü Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, TBMM grup toplantısında; Anayasa suçu işlemiş Başbakan ve bazı hükümet üyeleri, konusu suç teşkil eden emri yerine getiren, suçluyu kayıran ve kollayan kamu görevlileriyle birlikte, 63 sözde akil insanlar heyeti hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmak üzere MHP adına kendisini görevlendirdiğini hatırlatarak, bunun üzerine bir suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.

01 Mayıs 2014 tarihinde başvuruyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" dair karar verildiğine işaret eden MHP’li Büyükataman, şöyle devam etti:

"Ayrıca şikâyet edilenlere, Ceza Muhakemesi Kanununa aykırı olarak şüpheli sıfatı dahi verilmemişti. Daha sonra 10 Eylül 2015 tarihinde yine suç duyurumuzu yeniledik. Bundan da şu ana kadar bir netice çıkmadı. Bu suç duyurumuzda; Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘PKK çözüm sürecinde silahlanmış’ sözünü ve Tayyip Erdoğan’ın ‘Çözüm süreci boyunca PKK şehirlere silah yığınağı yapmış’ sözlerini görevi kötüye kullanma, gaflet, dalalet saydığımızı ifade etmiştik. Onların da bu olanlardan haberleri varsa bunu vatana ihanet sayacağımızı söylemiştik.

AKP Hükümeti; ‘Kürt açılımı, demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi, çözüm ve barış süreci’ gibi gerçek mana ve mesajından tamamen soyutlanmış tanımlamalarla PKK’ya teslimiyetin alt yapısını kurmuştur. Türkiye, bizzat AKP’nin itmesiyle, bizzat AKP’nin kumpasıyla dehşet ve şiddet sarmalına sokulmuştur. Bu sayede, terör örgütü PKK, hiç olmadığı kadar etkinlik ve yaygınlık kazanmıştı. İmralı Adası, canibaşının adı konulmamış karargâhı haline getirilmişti. Hükümet ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm bir teröristi hayalinde bile göremeyeceği tavizlerle diriltmiş, hatta Cumhurbaşkanının ifadesiyle; ‘Böyle bir terörist başına dünyanın hiçbir yerinde böyle şart sunulmamıştır.’ Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, PKK’ya ve bölücü mihraklara yıllarca ödünler vererek Türkiye’nin altını oymuş, milli birlik ve kardeşliğimize mezar kazmıştır."

2014 yılının Haziran ayında; Başbakan Yardımcısı, yıkım koordinatörü Beşir Atalay ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın "Diyarbakır'da Türkiye'nin Açılan Kilidi: 'Çözüm Süreci' çalıştayında birer konuşma yaptıklarını, Ala’nın, "Türkiye artık sorun çözücü bir sürece girdi. Türkiye artık kendi meselelerini kendi çözecek." derken, Atalay, "Bu dönem sessiz bir devrimdir." dediğini kaydeden İsmet Büyükataman, PKK’nın devletle hesaplaşmasını sağlayan sürecin vebalinin, Erdoğan kadar Beşir Atalay’ın da boynuna olduğunu vurguladı.