Mehmet Necati GÜNGÖR İttifak çatladı mı sorusunun cevabını önceki yazımızda vermiş ve ittifaka bir şey olmayacağını söylemiştik. Çünkü, aralarında karşılıklı muhtaçlık ilişkisi var. Kolay kolay kopartamazlardı. Her iki partinin gurup toplantılarından sonra anladık ki, ittifakın yerel seçim bölümü bitti, ötesi devam ediyor. Yani, ana aks yerinde. Mecliste ve sonraki aşamalarda bir sorun olmayacak gibi duruyor. Buna “şimdilik böyle” kaydını da düşebiliriz. Zira, mahalli seçimlerde AKP’nin uğrayacağı muhtemel bir yenilgi, özellikle büyükşehirleri muhalefete kaptırması kendi iktidarını zora sokacağı gibi, ortağının elini de güçlendirecektir. Küçük ortak, bileğindeki  kelepçeyi çözüp atarsa, bu seçimlerden sonra, böyle bir yenilgi olması halinde atabilir. Yani, Bahçeli yaralı kuşun uçmasına yardım etmez artık. Çünkü, elinde böyle bir hüner kalmayacak. Bahçeli, grup toplantısında esti gürledi, grubunu heyecanla ayağa kaldırdı ama, sonunda bunun bir çarkıfelek döngüsü olduğu gerçeğini hemen yüzümüze çarpmış oldu. Dediki: “İttifak devam ediyor. Biz, sadece yerel seçimlerdeki ittifakın içinde olmayacağız. Seçime kendi adaylarımızla gireceğiz.” Zaten, Erdoğan da, baştan beri bu görüşteydi. Koca bir iktidar partisi, Bahçeli’nin yaptığı gibi belli şehirlerde aday göstermemezlik yapabilir miydi? O zaman iktidar iddiası ne olurdu? Bahçeli, işte bu hesabı yapmadan, İstanbul’da aday çıkarmayacaklarını söylemişti. Karşılık bekledi ama alamadı. AKP de, MHP de yerel seçimlere kendi adaylarıyla girecekler. Doğru olan budur. Bundan kim kârlı çıkar sorusuna gelince; CHP eğer diğer partilerle zımni, ancak akılcı ittifaklar kurarsa, üç büyük şehirde iyi adaylar gösterebilirse, bu seçimlerin banko galibidir. Seçimlerin diğer galibi de İyi Parti olacaktır. İşte, ittifakı bitirse bitirse bu galibiyet bitirir. Ama biz yine de ihtiyatlı olalım. Bahçeli’nin bu ittifaktaki konumu bizi düşündürüyor. Kolay kolay kopamayacağını zannediyoruz. Önüne konulan zarfta artık neler varsa??? Gelelim af konusuna: MHP’nin af teklifinden uyuşturucu baronları ve satıcıları çıkarılır, başka türlü bir düzenleme ile kanunlaşır kanaatindeyiz. Andımıza gelince; reis de “ben bir Türk’üm” dediğine göre sorun kalmadı demektir. Tek sorun; ezanı Türkçe okutan Reşit Galip’miş. İttifak pilavı daha çok su kaldırır.