Washington - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Libya'da birlikte çalışma konusunda olumlu bir yaklaşım olduğunu ve ABD ile bu ülkede ortak çalışma yapma konusunda talimat aldıklarını söyledi. Bakan Çavuşoğlu, ABD merkezli Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesinin (TASC) video-konferansla düzenlediği panelde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk-Amerikan ilişkilerinde iniş ve çıkışların her zaman söz konusu olduğunu kaydeden Çavuşoğlu ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinin iki ülke arasındaki ilişkilere "yeni bir boyut eklediğini" belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump'ın salgının başından beri yakın diyalog içinde bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin ABD'ye tıbbi yardımlarının ülkede çok olumlu yankılandığını ve gerçek müttefikliğin ne demek olduğu konusunda önemli bir gösterge olduğunu söyledi. "ABD'nin Suriye'de YPG ile angajmanından son derece rahatsızız" Washington'un terör örgütü YPG/PKK'ya destek vermeye devam etmesinden kaynaklı ABD ile Türkiye arasında Suriye'de görüş ayrılıkları bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu durumun diğer bölgesel konularda söz konusu olmadığını ifade etti. Türkiye ile ABD'nin Irak politikasının yakın olduğunu ve NATO şemsiyesi altında Irak güçlerinin eğitilmesi konusunda birlikte çalıştıklarını anlatan Çavuşoğlu, "ABD'nin Suriye'de YPG ile angajmanından son derece rahatsızız. Burada özellikle de Suriye'nin bölünmesine yönelik bu tür faaliyetlerin durdurulması gerekiyor. İlişkilerimizi gölgeleyen en önemli sorunlardan bir tanesi de budur." değerlendirmesinde bulundu. "ABD ile ilişkilerimizde bir yumuşama var" Türkiye'nin FETÖ mensuplarının iadesine ilişkin talebi ve Ankara'nın Rusya'dan S-400 sistemlerini satın almasının da iki ülke arasındaki sorunlar olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Son zamanlarda özellikle de geçen seneye göre aramızda bir yumuşama söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. İdlib harekatımızdan sonra en güçlü desteği Amerika'dan gördük. Avrupalı müttefiklerimizden sözlü destek gördük ama somut hiçbir destek göremedik." ifadelerini kullandı. ABD'nin son zamanlarda Libya konusunda daha aktif olmaya başladığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye ve ABD olarak birlikte çalışmamızı önerdi. Sayın Trump da buna olumlu baktı ve bizim düzeyimizde yani dışişleri, savunma bakanları düzeyinde, istihbaratlar düzeyinde birlikte çalışma talimatı aldık. Şimdi teknik düzeyde arkadaşlarımız görüşüyor. Burada ortak hareket etmemiz, bölgenin istikrarı ve Libya'nın geleceği bakımından da önemlidir." Türkiye'nin salgınla mücadelesi Türkiye'nin Kovid-19 salgınına karşı örnek mücadele verdiğini belirten Çavuşoğlu, "Bu süreci ekonomik açıdan en az hasarla atlatacak ülkelerden biri Türkiye olacak. Zamanında tedbirler aldık." dedi. Bakan Çavuşoğlu, salgın sonrası dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını vurgulayarak, salgının dünya düzenini de test ettiğini söyledi. Küreselleşmenin bitmeyeceğini ancak ülkelerin tamamen içe de kapanmayacağını ifade eden Çavuşoğlu, bölgeselleşmenin daha çok öne çıkacağını ve bunun da Türkiye için yeni fırsatları beraberinde getireceğini anlattı. Çavuşoğlu, uluslararası kuruluşların salgın sürecinde yetersiz kaldığını belirterek, "Türkiye olarak küresel sistemin yenilenmesi için çabamızı ve desteğimizi sürdüreceğiz." dedi. ABD'de siyahi Amerikalı George Floyd'un polis şiddetiyle hayatını kaybetmesi ve ardından başlayan protestolara değinen Çavuşoğlu, ABD'de Floyd'a ve siyahi topluma uygulanan şiddet olaylarının üzücü olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, bir kişinin suç işlemesi durumunda tutuklanıp yargı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ancak yaşanan vandalizm olaylarının da kabul edilemez olduğunu ifade etti. Diğer yandan barışçıl gösterilere verilen sert cevabın sadece ABD'ye has bir şey olmadığını belirten Çavuşoğlu, Fransa'da Sarı Yelekliler protestolarında yaşanan polis şiddeti ve en son ise Yunan polisinin sınırı geçmek isteyen mültecilere gösterdiği sert tutumu hatırlattı. Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı: "ABD'de veya Fransa'da yaşanınca Avrupa Birliği içerisinde dayanışma sağlanıyor. Yunanistan'da veya Fransa'da yaşanan bu olaylara herhangi bir tepki geldi mi? Türkiye bunların onda birini yapsa Erdoğan 'diktatör' olur, insan hakları yok olur ama kendi içlerinde olunca dayanışma sağlıyorlar. Geçen sene ekim ayında Avrupa Konseyinin kuruluşunun 70. yılı kutlanırken ev sahibi Fransa, tarihinde ilk kez medya bölümünü kapattı. (Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron yapılan etkinliklere basını aldırmadı. Kendi Elysee Sarayı'nda basın ofisini kapattı. Türkiye'de bunlardan bir tanesi olsa kıyamet kopar. Fransa'da olunca neden bir şey olmuyor? Bu samimiyetsizliklerini her toplantıda yüzlerine söylüyorum ama sadece gülümsüyorlar." Antifa vurgusu Çavuşoğlu, diğer yandan ABD ile son yıllarda yaşanan sorunlara da değinerek iki ülke arasında kurulacak diyalog ve iş birliği ile tüm sorunların aşılabileceğine inandıklarını ancak Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve YPG/PKK meselesinin Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu belirterek özellikle bu iki konuda ABD'den olumlu haberler beklediklerini söyledi. Çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren aşırı sol eğilimli Antifa yapılanmasına da değinen Çavuşoğlu, söz konusu örgütün özellikle Suriye'de Türkiye'ye karşı savaştığını ve dünya genelinde sürekli yıkıcı eylemlerde bulunduğuna vurgu yaparak Antifa'nın tıpkı PKK gibi aşırıcı, bölücü ve devleti yıkmayı amaçlayan ideolojilere sahip olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, Antifa'nın benzer düşünceler sebebiyle PKK ile yakınlık kurduğunu belirterek bu süreçte FETÖ'nün de ABD'deki protestolarda Antifa ile yan yana geldiğine dikkati çekti. "Ermeni kararının bir bağlayıcılığı yok" ABD'deki Ermeni diyasporasının faaliyetleri ve geçen yıl ABD Kongresi tarafından 1919 olaylarının sözde soykırım olarak tanınmasına da değinen Çavuşoğlu, Kongre tarafından alınan kararın bağlayıcı olmadığını ve Türkiye açısından herhangi bir hükmü olmadığını belirtti. Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu karar tamamen siyasidir. Kongre üyelerinin kaç tanesinin tarihi bilgisi var? Ortak komisyon teklifimizi anlattığımızda sevinenler şimdi Ermenistan yalanına sarılıyor. Soykırım tanımı gayet açık ve net. Haliyle yabancı ülke meclislerinin böyle kararlar alması tamamen popülist bir yaklaşımdır. ABD Kongresi, bizim PKK'ya karşı başlattığımız Barış Pınarı Harekatı'na yönelik aldığı bu karar ile bu popülizme yenik düşmüştür. Haliyle bunun bağlayıcı bir yanı yoktur." "Türk vatandaşlarının yanında olabilmek için çok çaba sarf ettik" Öte yandan dünyanın içinde bulunduğu Kovid-19 salgınında Türkiye'nin tutumuna yönelik bir soruya cevap veren Çavuşoğlu, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye'nin dış politikalarında önceliğe sahip olduğunu ve özellikle Kovid-19 salgını sürecinde tüm Türk vatandaşlarına anında cevap verebilmek için 7/24 çalışan koordinasyon merkezleri kurduklarını anlattı. "Bu dönemde vatandaşlarımızın yanında olabilmek için gerçekten çok çaba sarf ettik." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, ayrıca çeşitli ülkelerde geçici süreliğine bulunan vatandaşların ve öğrencilerin ülkeye geri getirilme sürecine de değinerek şunları söyledi: "Biz, bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı tahliyesini gerçekleştirdik. Bu güne kadar 130 ülkeden 80 bin vatandaşımızı sorunsuz bir şekilde ülkemize getirdik. Bu kolay bir şey değil. Aynı şekilde çeşitli rahatsızlıklar sebebiyle bulundukları ülkelerde sağlık hizmeti alamayan durumu kritik 143 vatandaşımızı 33 farklı ülkeden ambulans uçaklarla getirdik. Bu, zorda kalan vatandaşıma gösterdiğimiz hassasiyetin neticesidir. Bu dönemde çok duygusal anlar da yaşadık. Devletimizin ne kadar büyük olduğunu bir kere daha gördüğünü söyleyen çok vatandaşımız oldu. Ayrım yapmaksızın bize oy veren vermeyen her vatandaşımız bizim için önemlidir." Çavuşoğlu, "Vatandaşlarımız hangi haklara sahipse ülkemizde bulunan tüm yabancılar, mülteciler de dahil olmak üzere aynı haklara sahipler." dedi.