İstanbul - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İstanbul'da düzenlenen Avrupa Ülkelerinde Görevli Filistin Büyükelçileri İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kısa bir süre önce vefat eden Filistin'in İstanbul Başkonsolosu Abdulkerim Hatip'e ve tüm Filistinli şehitlere Allah'tan rahmet diledi. Açılışını yaptıkları konferansın, Filistin'in dış ilişkilerinin geliştirilmesi ve özellikle Filistin davasının dünyaya aktarılması bakımından müspet neticeler vereceğine inandığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Filistin zorlu sınamalardan geçmektedir. Karşı karşıya olduğumuz meselelerin sayısı azalmamış, bilakis artmıştır. İsrail Hükümeti'nin, Filistin halkının tarihi ve meşru haklarını hedef almasının yanı sıra diğer bazı aktörler de tek taraflı ve yasa dışı fiilleriyle bölgenin istikrarını bozmayı amaçlamaktadır. Türkiye, uluslararası arenada Filistin davasının müdafaası konusunda her zaman ön planda yer almaktadır. Geçtiğimiz dönemde İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı sıfatıyla Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde İstanbul'da Filistin konulu iki olağanüstü İslam Zirvesi tertipledik. Ayrıca çok değerli kardeşim Bakan Riyad Malki ile birlikte BM Genel Kurulu'nu harekete geçirerek, Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik her girişimi hükümsüz kılan bir kararın ezici bir çoğunlukla kabul edilmesini sağladık. Aynı şekilde İsrail güvenlik güçlerinin tekrar eden saldırıları karşısında Filistinli sivillere korunma sağlanması konusunda da yine BM Genel Kurulu'nda ezici çoğunlukta bir karar çıkarmayı birlikte başardık." "İsrail yaşananlardan ders almak yerine aynı hataları tekrarlamaktadır" Çavuşoğlu, Filistin davasının uluslararası toplumun gündeminde muhafaza edilmesinin önemine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail yaşananlardan ders almak yerine aynı hataları tekrarlamaktadır. Gazze'deki insanlık dışı ablukayı sürdüren İsrail, iki devletli çözümü devre dışı bırakmaya yönelik şiddetten beslenen pervasız bir kampanya yürütmektedir. Geçen yıl İsrail Parlamentosu'nda kabul edilen sözde Ulus Devlet Yasası da bu zihniyeti yansıtan yeni bir örnek olmuştur. Bu tür girişimlerin, diyalog ve diplomasi yoluyla adil ve kalıcı bir barışa ulaşma hedefimizi gölgelemesine asla izin vermeyeceğiz. İsrail, yasa dışı faaliyetlerini yoğunlaştırdıkça biz uluslararası sahada barış ve adalet için daha fazla çaba göstereceğiz. Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsünün muhafazası, dış politikamızın önceliklerinden bir tanesidir. Bu, bizim için kutsal bir davadır. Kudüs'teki adaletsizliğe uluslararası toplumun dikkatini çekmek için her türlü çabayı gösteriyoruz." Geçen aralık ayında İstanbul'da Kudüs için parlamenter birliğinin ikinci konferansını düzenlediklerini hatırlatan Çavuşoğlu, söz konusu toplantıya Latin Amerika'dan Orta Asya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar dünyanın dört bir köşesinden yüzlerce temsilcinin katılım sağlamasının Filistin davasına küresel düzeyde verilen güçlü desteğin önemli bir göstergesini teşkil ettiğini ve umut verdiğini söyledi. "Kudüs'ün statüsünün tek taraflı fiillerle değiştirilmesi mümkün değildir" İsrail'in Kudüs'te yeni oldubittiler yaratma gayretlerini endişeyle takip ettiklerini anlatan Çavuşoğlu, "Kudüs'ün statüsünün tek taraflı fiillerle değiştirilmesi mümkün değildir, buna da asla müsaade etmeyeceğiz." dedi. Çavuşoğlu, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının bir seçenek değil, zorunluluk olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kendi topraklarında işgal ve abluka altında değil, refah ve huzur içinde yaşamak Filistin halkının tarihi ve meşru hakkıdır. Hiçbir ülkenin bu hakkı gasbetmeye gücü yetmeyecektir. Sahadaki durum bakımından Orta Doğu barış sürecinin acilen canlandırılması gerekmektedir. Daha önce pek çok kez ifade ettiğimiz gibi uygulanması mümkün olmayan Filistinlilerin haklarını gözardı edecek hiçbir barış planı, uluslararası kamuoyu nezdinde kabul görmeyecektir. Çözüm iddiası taşıyan her girişimin yapıcı, dengeli, samimi olması önem taşımaktadır. Filistin'de statükonun sürdürülemeyeceği aşikar olmuştur. İki devletli çözümü savunduğunu söyleyen her ülkenin İsrail'i tanıdığı gibi artık Filistin Devleti'ni de tanıması gerekmektedir. Bu yönde çok çaba sarf ediyoruz. Bugüne kadar Filistin Devleti'ni tanımayan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere her ülke nezdinde bundan sonra da temaslarımızı sürdüreceğiz." "Türkiye'nin Filistin'e yardımı 460 milyon doları aştı" Filistin halkı için tüm imkanlar ve kurumlarla seferber olmaya devam edeceklerini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin 2005 yılından bu yana Filistin'e yaptığı yardımın 460 milyon doları aştığını, TİKA Filistin Ofisi'nin 2006'dan itibaren hayata geçirdiği projelerin sayısının 550'ye ulaştığını söyledi. Bu projelerle Filistin'in dış desteğe ihtiyaç duymayacak şekilde güçlü ve sürdürülebilir ekonomiye kavuşmasını hedeflediklerini aktaran Çavuşoğlu, Filistin'e verdikleri desteğin önemli bir bölümünü de Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler İçin Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) katkılarının teşkil ettiğini belirtti.
Editör: TE Bilisim