ANKARA - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, PYD’nin PKK’dan bir farkı olmadığını ve Ankara’daki son iki saldırının sorumlularının da YPG-PYD kamplarında eğitildiğini belirterek, "Dolayısıyla Irak’ta, Suriye’de ve diğer yerlerde bu tür terör örgütlerine (PYD-YPG) bel bağlamak yerine NATO ve müttefiklerin çabalarıyla yerel güçleri yapılandırarak terörle mücadele daha sağlıklı ve kalıcıdır." dedi.

Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Dışişleri Bakanlığında ortak basın toplantısı düzenledi.

Stoltenberg ile heyetler arası yaptıkları görüşmede Türkiye-NATO ilişkilerinin ele alındığını ifade eden Çavuşoğlu, kaçak göç ve insan kaçakçılığıyla mücadele ve Ege Denizi’ndeki insani dramları sonlandırmak için NATO’nun buradaki çalışmalarını birlikte değerlendirme fırsatı bulduklarını da dile getirdi.

Türkiye’nin başından beri NATO’nun Ege’deki aktivitelerini desteklediğini belirten Çavuşoğlu, "NATO’dan bir ricamız vardı. Buradaki aktiviteleri sadece Türkiye’nin değil sadece Yunanistan’ın değil her iki ülkenin de siyasi ve hukuki pozisyonlarını etkilemesin. Yunanistan ile Ege konularında anlaşmazlıklarımız var. İkili üst düzeydeki temasların yanı sıra istikşafi görüşmelerle bunları aşmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Stoltenberg ile temmuzda Varşova’da yapılacak NATO zirvesinin gündemini de ele aldıklarını vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, bu kapsamda NATO’nun alacağı kararlar ve bunların uygulamasını değerlendirdiklerini anlattı. Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"NATO’nun genişleme konusundaki politikasını da değerlendirdik. Bu konuda Türkiye’nin pozisyonu son derece nettir. Karadağ’ın üyeliğini destekliyoruz ama diğer aday ülkelerin üyeliği konusunda da ilerlemelerin kat edilmesi gerekiyor. Bosna Hersek, Makedonya ve Gürcistan’ı kastediyorum. Bugün NATO’nun DAEŞ terör örgütüne karşı Irak’ta, Suriye’de, Libya’da neler yapabileceğini de değerlendirdik. Bunun dışında özellikle terör örgütünden etkilenen, terör nedeniyle yönetilemeyen ülkelere ya da bunların etrafındaki Ürdün gibi ülkelere NATO nasıl destek verebilir? Özellikle eğitim desteğini nasıl sağlayabilir. Bugün Irak’ta NATO üyesi ya da ortağı çok sayıda ülke değişik gruplara eğitim ve donanım desteği veriyor. Biz de bu aktiviteleri yürütüyoruz. NATO’nun koordinasyonunda bu eğitim çalışmalarını daha etkili bir şekilde gerçekleştirebiliriz."

Çavuşoğlu, Libya’da güvenoyu almaya çalışan bir geçiş hükümeti olduğunu hatırlatarak, bu hükümetin önünde DAEŞ’in mevcudiyeti gibi zorluklar olduğunun altını çizdi. Çavuşoğlu, "Bunlarla mücadele edebilecek güçlerin oluşturulması konusunda NATO ile birlikte destek verebiliriz." ifadelerini kullandı.

NATO’nun Afganistan’daki faaliyetlerine her zaman destek olduklarına işaret eden Çavuşoğlu, Afganistan ihtiyaç duyduğu sürece Türkiye’nin bu ülkenin yanında olacağını vurguladı.

Çavuşoğlu, istihbarat paylaşımı konusundaki bir soruya karşılık, NATO’nun bu konudaki çabalarını takdir ettiklerini ancak müttefikler arasında bilgi paylaşımının daha etkili olması gerektiğini söyledi. "İstihbarat paylaşımının anlık ve zamanlıca olması gerekiyor." diyen Çavuşoğlu, bu konuda bazı eksiklikler olduğunu ve özellikle yabancı terörist savaşçılar konusunda bunun yansımalarını son olarak Belçika’da gördüklerini dile getirdi.

Türkiye’ye zamanlıca bilgi gelmesi halinde yabancı terörist savaşçılar konusunda Türkiye’nin neler yapabileceğini, özellikle bu savaşçıların geldiği kaynak ülkelerin de görmüş olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, dolayısıyla NATO’nun kararlılığında müttefikler arasında bilgi paylaşımının daha iyi olması gerektiğine işaret etti.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Stoltenberg’e PYD-YPG terör örgütünün niteliğine ilişkin bilgi verdiğini de söyleyerek, şunları kaydetti:

"PYD’nin PKK’dan bir farkı yoktur. Liderleri de rejim tarafından Kandil’den davet edilmiştir. Şu anda üst düzey kadroların çoğunluğu PKK terör örgütünden oluşuyor. Ankara’daki son iki saldırının sorumluları da YPG-PYD kamplarında eğitilmiştir. Bu örgüt ofisini Moskova’da açmıştır. Sembolü de zaten bellidir. Dolayısıyla Irak’ta, Suriye’de ve diğer yerlerde bu tür terör örgütlerine bel bağlamak yerine Stoltenberg’in de dediği gibi NATO ve müttefiklerin çabalarıyla yerel güçleri yapılandırarak terörle mücadele daha sağlıklı ve kalıcıdır."

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ege Denizi'den alınan tedbirlerle birlikte insan kaçakçıların rota değiştirmeye başladığını söyledi. NATO gemilerinin çekilmesi durumunda kaçak göçmen sayısının yeniden artabileceğini belirten Stoltenberg, "İhtiyaç sürdükçe Ege'de olmaya devam edeceğiz." dedi.

Temmuzda Varşova'da düzenlenecek NATO Zirvesi hazırlıklarını ele almak üzere Türkiye'ye gelen Stoltenberg, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Genel sekterlik görevine başladığından bu yana Türkiye'yi dördüncü kez ziyaret ettiğini dile getiren Stoltenberg, bunun da Türkiye'nin NATO ittifakında sahip olduğu anahtar rolün bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki terör ve çatışmalardan Rusya'nın istikrarsızlaştırıcı askeri faaliyetlerine kadar Türkiye'nin çok kırılgan bir bölgede bulunduğunu ifade eden Stoltenberg, Ankara'nın Ege'deki insan kaçakçılığı ile mücadelede de önemli rol oynadığına işaret etti.

NATO'nun önemli bir karar alarak insan kaçakçılığı ile mücadeleye destek verdiğini hatırlatan Stoltenberg, "Türkiye, Yunanistan ve AB'nin sınır güvenliği ajansı Frontex'e destek vermek için gemilerimiz bilgi topluyor, izleme yapıyor." diye konuştu. Stoltenberg, çabalar neticesinde Ege üzerinden yürütülen insan kaçakçılığının önemli ölçüde azaldığına işaret etti.

Kaçak göçün azalmasının ardından NATO gemilerinin ne kadar daha bu konudaki faaliyetlere destek vermeyi sürdüreceğinin sorulması üzerine, alınan tedbirlere karşı insan kaçakçılarının da rota değiştirdiklerine dikkati çeken Stoltenberg, "Sayılarda önemli ölçüde azalma oldu ancak bu faaliyetleri erkenden bitirmemek önemli. Kaçakçılar hala Ege üzerinden insan taşımaya devam ediyor. Eğer gidersek bu sayının yeniden yükselmesi mümkün. İhtiyaç sürdükçe Ege'de olmaya devam edeceğiz." dedi.

Rusya'nın Suriye'de hala önemli miktarda askeri varlık bulundurmaya devam ettiğine de belirten Stoltenberg, Suriye'deki ateşkesin "baskı" altında olduğunu ancak hala soruna barışçıl yollardan çözüm bulunması için yürütülen müzakereler için en iyi temel olmaya devam ettiğini söyledi.

Türkiye'nin DAEŞ'e karşı yürütülen küresel mücadeleye katkısından da takdirle bahseden Stoltenberg, terörle mücadelesinde Türkiye ile dayanışma içinde olduklarını söyledi.

Türkiye'ye yönelik terör saldırılarının hiçbir mazereti olmayacağını dile getiren Stoltenberg, NATO'nun keşif uçakları ve füze savunma sistemleriyle Türkiye'nin hava savunmasını güçlendirmeye devam ettiğini belirtti.

Ürdün'de Irak güvenlik güçlerinin eğitimine başladıklarını kaydeden Stoltenberg, Türkiye'nin, gelecekte benzer eğitimler için evsahibi olmayı teklif etmesini de takdirle karşıladıkları söyledi. Stoltenberg, Libya'daki ulusal mutabakat hükümetini desteklemeye hazır olduklarını kaydetti.

"Terörle mücadelede yerel unsurların kapasitelerini inşa etmek sahip olabileceğimiz en iyi silah." diyen Stoltenberg, Varşova'daki zirvede bölge ülkelerinin kapasitelerinin artırılması konusundaki çabaları hızlandıracaklarını kaydetti. Stoltenberg, Türkiye'nin bu konuda Afganistan'da yürüttüğü faaliyetlerden övgüyle bahsetti.