Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Tam üyelikle doğrudan bağlantılı olan ve üyelikle birlikte AB bütçesine aktarılacak öz kaynaklara ilişkin kuralları içeren bu faslın müzakerelere açılması, hem Türkiye’nin hem de AB’nin Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefine olan bağlılığının en somut göstergesidir." dedi. Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde Mali ve Bütçesel Hükümler faslı, Brüksel'de düzenlenen hükümetler arası konferansla açıldı.  Konferansta konuşan Bakan Çelik, sözlerine İstanbul’da gerçekleşen terör saldırısı sonrasında AB kurumlarının verdikleri destekten ve terörü lanetlemelerinden ötürü teşekkür ederek başladı.  Katılım müzakerelerinin başladığı 3 Ekim 2005'ten bu yana bakanlar düzeyinde Türkiye-AB 12. Hükümetlerarası Katılım Konferansının yapıldığına dikkati çeken Çelik,  14 Aralık 2015'te 17 No’lu Ekonomik ve Parasal Politika Faslının açılmasının ardından 33 No’lu Mali ve Bütçesel Hükümler Faslının müzakerelere açılmasının Türkiye-AB ilişkilerinde yakalanan olumlu atmosferin somut kazanımlarının devam ettiğini gösterdiğini söyledi. 33. faslın açılması ile birlikte katılım müzakerelerinde 16 fasıl açılmış, 1 fasılın ise geçici olarak kapatılmış olduğunu vurgulayan Çelik, "Tam üyelikle doğrudan bağlantılı olan ve üyelikle birlikte AB bütçesine aktarılacak öz kaynaklara ilişkin kuralları içeren bu faslın müzakerelere açılması, hem Türkiye’nin hem de AB’nin Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefine olan bağlılığının en somut göstergesidir." diye konuştu. Çelik, "Uzun zamandır Türkiye-AB katılım müzakerelerinde süregelen durgunluğun ardından, 6 ay içerisinde 2 faslı müzakerelere açmamız aynı stratejik anlayışla hareket ettiğimizde neleri başarabileceğimizi ortaya koymuştur." ifadesini kullandı. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin Türkiye’nin yararına olduğu kadar, AB’nin büyük krizler karşısında yeni mekanizmalar, yeni ittifak alanları oluşturabilmesi ve Avrupa vizyonunu güçlendirebilmesi için de son derece önemli olduğu düşündüğünü belirten Çelik, "Son dönemde göç krizindeki işbirliğimiz ve "1’e 1" uygulamasındaki başarımız Türkiye-AB birlikteliğinin krizler karşısındaki işbirliği kapasitesinin kanıtı olmuştur. Bugün Türkiye-AB arasında göç alanındaki işbirliğinden övgüyle bahsetmekteyiz ve bu işbirliğinin sonuçlarının diğer ülkeler için ilham verici bir örnek olarak gösterilmesinden memnuniyet duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Çelik, Türkiye-AB birlikteliğinin üyelik yoluyla kurumsallaşması ve kalıcı hale getirilmesiyle, karşı karşıya olunan sınamaların üstesinden daha sistematik ve etkili bir şekilde gelinebileceğine dikkati çekerek, şunları söyledi: "AB bakımından sınamalar her geçen gün daha zorlu hale gelmektedir. Son on yılda yaşanan çoklu krizler aşılabilmiş değildir. Kuruluşunda esas alınan felsefe, AB için yolun sürdürülmesine yeterli olmamaktadır. Yarım asrı aşkın bir bütünleşme sürecinde olan AB’nin sorunlara kalıcı bir çözüm üretmesi gerekmektir.  Bugün Avrupa projesinin geleceği için en önemli tehlike, aşırı sağ akımların, yabancı düşmanlığının, İslamofobi ve antisemitizmin yükselmesi suretiyle Avrupa’nın üzerinde yükseldiği değerlerin karşı karşıya bulunduğu tehdittir.  Aşırı sağ akımlar kendilerini Türkiye düşmanlığı üzerinden ifade ediyor gibi gözükse de Türkiye karşıtlığı, aslında Avrupa karşıtlığıdır. İslamofobi, anti-semitizm, yabancı düşmanlığı ve AB karşıtlığı aslında aynı çarpık zihniyetin farklı tezahürleridir." Çelik, "oy kaygısıyla, aşırı sağ söylemlerini benimseyen ana akım siyasetin, rakiplerinin gücünü azaltmaktan ziyade bizatihi aşırı sağın çarpık ve radikal söylemlerinin yerleşmesine neden olduğunu" belirtti. Avrupa'da ana akım partilerin, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi cephesine savrularak, Türkiye'yi eleştirme üzerinden söylem geliştirdiklerinde başarılı olamadıkları görüldüğünü belirten Çelik, "Bu sonuçtan ders çıkararak aklıselim sahibi Avrupalı liderlerin bu akımların etkisinde kalmamaları, seslerini yükseltmeleri, sorumluluk almaları ve bu gidişata dur demelerinin zamanı gelmiştir." diye konuştu. Çelik,  AB’nin kendi geleceği açısından artık önlem almasının zorunlu