HABER MERKEZİ - CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, 2019 yılının insan hakları raporunu yayınladı. Raporda Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruların %95,9’unun esastan incelenmediği; AİHM’in Türkiye hakkında verdiği kararlarda 2019 yılında işkence ve kötü muamele yasağının 17, özgürlük ve güvenlik hakkının 15, ifade özgürlüğünün 22, örgütlenme özgürlüğünün 7, özel yaşama saygı hakkının 31, adil yargılanma hakkının 34 kez ihlal edildiği tespit edildi. Raporda, OHAL Komisyonu verilerine de yer verilerek komisyonun etkisiz bir yol olduğu ve lağvedilmesi gerektiği belirtildi. Komisyona yapılan 126.200 başvurudan 92.000’inin karara bağlanmış, bunlardan yalnızca 8100’ünün kabul, 83.900’ünün ise retle sonuçlandığı ifade edildi. Raporda Türkiye’de kadın cinayetlerinin artmasına dikkat çekilerek İstanbul Sözleşmesi’nin denetim organı GREVIO’nun tespitleriyle birlikte Türkiye’nin çeşitli endekslerde ülkelerarası sıralamada son yıllarda önemli ölçüde gerilediği ifade edildi. Buna göre Türkiye, özgür olmayan ülkeler sınıfında yer alırken demokrasi, cinsiyet eşitliği, internet özgürlüğü ve basın özgürlüğü sıralamalarının tümünde 2015’ten bu yana hızla geriliyor. Raporda ayrıca yetkililerin işkence ve kötü muamele yasağıyla mücadelede isteksiz davrandığı, bu konuda iddiada bulunan sivil toplum örgütü ve gözlemcilere bilgi vermekten kaçınıldığı, zorla kaybetmelerde olduğu gibi bu konuda da sergilenen şüpheli görüntünün ortadan kaldırılması gerektiği belirtildi. CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, “Son yıllarda artan hak ihlalleri birçok konuda karşımıza çıkıyor. Yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı; göçmen, kadın, çocuk, engelli, LGBTİ+ hakları; zorla kaybetmelere karşı korunma, adil yargılanma hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, özel yaşama saygı hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı gibi birçok alanda yaşanan sorunları Cumhuriyet Halk Partisi olarak takip ediyoruz. Bu çalışmamızda ilgili konuların bir bölümünü ele alarak Türkiye’nin hak ihlallerinde gidişatını tespit ettik. Neredeyse oyalama amaçlı AYM ve OHAL Komisyonu karar oranlarını inceledik, AİHM önünde Türkiye’nin fotoğrafını çektik.” dedi. Zorla kaybetmelere karşı sözleşmenin imzalanmadığını hatırlatan Gökçen, “Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmelere Karşı Sözleşme’nin imzalanması gerektiğini tekrar gördük. 1980 ve 1990’larda kaybedilen kişilerin akıbetinin araştırılması için mekanizmaların kurulması ve bunu talep edenlerin eylemlerine izin verilmesi gerekiyor. Ayrıca kadınların korunabilmesi ve eğitimde OECD ortalamasına erişebilmemiz için 4+4+4’ün büyük bir engel olduğu ortada. Kesintili eğitimden ve umursamaz yaklaşımdan vazgeçilmeli. Görüyoruz ki AKP, içeride hak düşmanı söylemlerde bulunurken uluslararası raporlarda İstanbul Sözleşmesi’ni ne kadar önemsediğini anlatıyor. Kadınların yaşam hakkının korunması için samimi ve kararlı bir yaklaşım şart.” diye konuştu.