TBMM  - CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, "Sarayın sadece eylüldeki gizli ödenek toplamı 1 milyar 307 milyon 907 bin lira. Sıkça emekçilerin, emeklilikte yaşa takılanların, donan askerimizin teçhizatının eksikliğinden bahsettiğimiz bu günlerde bu rakamın sorgulanması gerekir." dedi. Karabat, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 2019 yılı bütçesine ilişkin değerlendirme ve eleştirilerde bulundu. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin Cumhurbaşkanlığı bütçesi içerisinde önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Karabat, 2019 yılında, bu yıla göre Diyanet bütçesinin Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine göre daha fazla oranda arttığını söyledi. Sayıştay raporlarında Diyanet İşleri Başkanlığına yönelik ciddi bulgular yer aldığını belirten Karabat, 2017 raporuna göre, Diyanetin taşınmaz malların kayıt altına alınmasına yönelik düzenlemeye uygun hareket etmediğini, çok sayıda personel istihdam hakkına sahip olmasına ve bu kadar yabancı dil mezunu işsiz bulunmasına rağmen tercüme hizmeti alımına yüksek meblağda kaynak aktardığını ileri sürdü. Örtülü ödeneğin sorgulanması gerektiğini ancak TBMM'deki bütün girişimlerine rağmen bu konuda bir açıklama yapılmadığını anlatan Karabat, "Şeffaflıktan uzak, içeriğinin sorgulanması mümkün olmayan örtülü ödenek harcamaları son yıllarda önemli ölçüde artıyor. Saraydaki şatafat tüm şaşasıyla sürerken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı bunu itibar meselesi olarak anlatıyor. Sarayın sadece eylüldeki gizli ödenek toplamı 1 milyar 307 milyon 907 bin lira. Sıkça emekçilerin, emeklilikte yaşa takılanların, donan askerimizin teçhizatının eksikliğinden bahsettiğimiz bu günlerde bu rakamın sorgulanması gerekir." diye konuştu. Karabat, AK Parti'nin yolsuzluklar karşısındaki tutumunu ortaya koyan bir gelişme yaşandığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayıştayda 2 Kasım'da üst yönetim değişikliği yaşandı. 1992'den bu yana kurumda görev yapan Denetim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Fikret Çöker'in yerine, 2011'de Sayıştay üyesi seçilen Zekeriya Tüysüz atandı. Aslında ortaya çıkan bu raporlardan sonra ödüllendirilmesi gereken bir bürokratın işten el çektirilmesi, aslında AKP iktidarının yolsuzluklara hangi gözle baktığının da bir göstergesidir. Bu, tam anlamıyla bir skandaldır."