ANKARA - CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, AK Parti hükümetinin söylediğinin aksine Türkiye’nin bir siyasi sistem, rejim sorunu olmadığını, Cumhurbaşkanı’nın tek adam olmak gibi kişisel bir sorunu olduğunu söyledi.

Böke ayrıca CHP milletvekili Aylin Nazlıaka’nın odasındaki Atatürk resminin indirildiği tartışması üzerine Nazlıaka’nın kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmesine oy birliği ile karar verildiğini açıkladı. Parti Meclisi’ne intikal etmiş konu hakkında herhangi bir açıklama yapmasının sürece gölge düşüreceğini ifade eden Böke, detaylı bilgi vermedi.

CHP MYK toplantısı sürerken genel merkezde basın toplantısı düzenleyen Sözcü Böke, İstanbul Esenyurt’taki bir inşaatta yaşanan iş kazası ve Sur’daki çatışmalardan gelen şehit haberlerine değindi. MYK toplantısında acı Türkiye gerçeklerinin hepsini değerlendirdiklerini belirten Böke, yeni anaya tartışmalarına vurgu yaptı.

Böke, CHP olarak bütün toplum kesimlerinden ortaya çıkan teklifi gerçek olduğunu kabul ettiklerini, Türkiye’nin asıl meselesinin anayasa değil, asıl meselenin ülkeyi darbe hukukundan arındırma meselesi olduğunu kaydetti.

Aylin Nazlıaka'dan Atatürk posteri açıklaması

 CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Atatürk portresinin indirilmesi konusunda dün parti Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) aldığı kararla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Nazlıaka, "Olayla ilgili bir isim verip konuyu daha fazla gündemde tutacak ve partimi tartıştıracak bir davranış içine girmem mümkün değil. Ayrıca iyi niyetinden şüphe duymadığım bir yol arkadaşımı kesinlikle ifşa etmem. Hele hele süreç bir linç kampanyasına dönüştükten sonra benim bir isim vermem artık hiç mümkün değildir." dedi.

Milletvekili Aylin Nazlıaka açıklamasında şunlara değindi: "Konu; benim bir milletvekili arkadaşımın Meclis’teki odasına gittiğimde Atatürk resmini görmediğimde gösterdiğim hassasiyet üzerine onun resmi geri asmasından ve benim isim vermeden bu mevzuyu iki milletvekilimizle yaptığım özel bir sohbette paylaşmamdan, bu sırada orada bulunan başka bir milletvekilinin de duymasından ibarettir. Amacı kişiyi değil ideolojik bir saptamayı tartışmaya açmak olan bu konuşma en fazla 5 dakika sürmüştür. Ancak bu özel konuşmanın bir milletvekili tarafından basına yansıtılması sonrasında olay kasıtlı ya da kasıtsız olarak çarpıtılmıştır. Yaşananlar ile oluşan algı arasında orantısız bir fark oluşmuştur. Bu fark partimizi yıpratan bir algı operasyonuna dönüşmüştür.

ATATÜRK’ÜN PORTRESİNİN ‘ÇÖPE ATILMASI’ GİBİ BİR DURUM ASLA SÖZ KONUSU DEĞİL

Atatürk’ün portresinin ‘çöpe atılması’ gibi bir durum asla söz konusu değildir. Odalarımızdaki resmin boyutu gözetildiğinde dahi bunun mümkün olamayacağı açıktır.

Haberin basına düşmesinden sonra soruşturma komisyonu kurulana kadar Genel Başkanımın ve partimin yetkili organlarının talimatlarını beklediğim için uğradığım tüm tahriklere ve saldırılara karşı (şahsımla ilgili çıkan yalan haberle ilgili 18.12.2015 tarihinde yaptığım yazılı basın açıklaması hariç) hiçbir açıklama yapmadım. Partimizde Atatürk düşmanları varmış gibi oluşturulan bu algıya karşı katı bir tutum izledim. Ben bir Atatürkçü olarak, Atatürk’ün kurduğu partimin Atatürk üzerinden tartışılmasını, tartıştırılmasını istemem.

Olayla ilgili bir isim verip konuyu daha fazla gündemde tutacak ve partimi tartıştıracak bir davranış içine girmem mümkün değil. Ayrıca iyi niyetinden şüphe duymadığım bir yol arkadaşımı kesinlikle ifşa etmem. Hele hele süreç bir linç kampanyasına dönüştükten sonra benim bir isim vermem artık hiç mümkün değildir. Makamlar ve mevkiler gelip geçer, onurlu duruşları ise tarih yazar. Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet değerleri için verdiğim mücadele son nefesime kadar sürecektir."