TBMM - CHP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü, "Nasıl ki dağıtımcıya karşı yapımcıları korumak adına Bakanlığımız büyük bir hızla harekete geçebiliyorsa aynı hassasiyeti patronu durumundaki yapımcılar karşısında güçsüz ve hakkını savunamaz durumda olan sinema emekçileri için de göstermeli ve yıllardır talep edilen yasal düzenlemeleri benzer hızda hayata geçirmelidir." dedi. Sütlü, patlamış mısır kovasıyla Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de sinema sektöründe neredeyse "tekelleşmiş" dağıtımcının Mars Grubu olduğunu belirten Sütlü, "Özellikle Rekabet Kurulunun kendi raportörlerinin raporuna ve doğrudan varlık sebebine aykırı şekilde uygun bularak izin verdiği AFM birleşmesinden sonra etkililiğini artıran Mars Grubu, başta AVM sinemaları olmak üzere salonların yarısına yakınını tek başına yönetmektedir." diye konuştu. Kanun teklifinin bugün Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmeye başlanacağını anımsatan Sütlü, teklifte yapımcıların yaşadığı sorunların çözümüne yönelik maddenin yanı sıra sektöre yönelik son derece olumsuz uygulamaları hayata geçirecek düzenlemelerin yer aldığını öne sürdü. Sütlü, "Örneğin bu teklifle destek verilecek filmleri seçecek komitedeki sektör temsilcileri azınlığa düşürülmekte, tek karar mercii mevcut siyasi irade olacak şekilde düzenlenmektedir." ifadelerini kullandı. Değişiklik teklifinde "Değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan filmler, ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz." ifadesinin bulunduğunu anlatan Sütlü, bunun "açık bir sansür maddesi" olduğunu iddia etti. Mevcut yasa ve yönetmeliklerde sinema filmlerinin değerlendirilmesi ve sınıflandırılmasına ilişkin herhangi bir objektif kriter bulunmadığını anlatan Sütlü, söz konusu maddenin tekliften çıkarılması gerektiğini savundu. Sütlü, Türkiye'de sinema sanatının gerçekten ilerlemesi ve dünyadaki etkisinin hak ettiği yere taşınması için atılması gereken adımların net olduğunu dile getirerek, bu yönde bir irade varsa sinema biletleri ve promosyon gelirlerinden kimin ne kadar pay alacağından daha köklü ve konuyu ciddiye alan bir değişim gerektiğini kaydetti. Sinema sanatının gelişmesi için sadece sermaye sahiplerinin değil sinema emekçilerinin de seslerinin duyulması gerektiğine dikkati çeken Saliha Sera Kadıgil Sütlü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasıl ki dağıtımcıya karşı yapımcıları korumak adına Bakanlığımız büyük bir hızla harekete geçebiliyorsa aynı hassasiyeti patronu durumundaki yapımcılar karşısında güçsüz ve hakkını savunamaz durumda olan sinema emekçileri için de göstermeli ve yıllardır talep edilen yasal düzenlemeleri benzer hızda hayata geçirmelidir. Sinema filmleri ile televizyon dizileri aynı kapsamda tutulmamalıdır. Hangi sinema eserinin ne şekilde ne kadar destekleneceğine siyasi irade değil, sinema sanatıyla iştigal eden sektör temsilcileri karar vermelidir. Sanat ve sanatçı özgür, kurumları özerk olmalıdır."