Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, geçen yıldan bu yana tarımsal maliyetlerde önemli artışlar olduğu düşünüldüğünde, çiftçilerin yeterince desteklenmediğinin çok açık olarak görüldüğünü bildirdi. Yetkin, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tarımın, toplumun gıda güvenliği ve halk sağlığıyla ilgili ve doğa koşullarının etkilerine açık olan bir sektör olduğunu ifade etti. Sektörün, bu nedenle tüm dünyada desteklenen bir alan olduğunu belirten Yetkin, Türkiye'de de her yıl bütçeden tarımın desteklenmesi için belirli bir kaynağın ayrıldığını kaydetti. İbrahim Yetkin, 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'ra göre bu kaynağın, gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamayacağına dikkati çekerek, "2015 yılında bütçeden çiftçiye doğrudan 10 milyar kaynak ayrılmıştır. KİT'lerin finansmanı, diğer müdahale alımları, kredi sübvansiyonu gibi kalemler de dikkate alındığında bu miktarın 13,1 milyar lirayı bulması beklenmektedir" değerlendirmesinde bulundu. Bu rakamın milli gelirin binde 7'si civarında olduğunu, yasanın öngördüğü miktarın çok altında bulunduğunu belirten Yetkin, geçen yıldan bu yana tarımsal maliyetlerde önemli artışlar olduğu düşünüldüğünde, çiftçilerin yeterince desteklenmediğinin çok açık olarak görüldüğünü kaydetti. - "Toplumun en önemli sorunlarından biri enflasyon" Toplumun en önemli sorunlarından birinin enflasyon olduğunu belirten Yetkin, gıda fiyatlarındaki artışın, genellikle tarımsal ürünlerin fiyatlarındaki artışa bağlandığına işaret etti. Bunda belirli bir gerçeklik payının olduğunu, geçen yıl kuraklık nedeniyle tarım ürünlerinin rekoltelerindeki düşüşe bağlı olarak tarım ürünlerinin fiyatlarında artış yaşandığını hatırlatan Yetkin, buna karşın, tarımsal üretimde görülen düşüşlerin tek nedeninin kuraklık olmadığını ifade etti. Çiftçilerin, ekonomik açıklarını kapatabilmek için borçlandığını, bu nedenle de tarımsal üretim ve yatırımlarını kısıtladıklarını, hatta kimi zaman üretimi terk ettiklerini savunan Yetkin, şunları kaydetti: "Bu durum, üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki makasın açılması, başka bir deyişle üreticinin kazancı düşerken aracı karlarının yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Bu koşullarda, özellikle tarım ürünlerinde üretimin artırılmasına ve bu alandaki spekülatif kazançların önlenmesine yönelik önlemleri içeren bir paket programın en kısa zamanda hazırlanması giderek önem kazanmaktadır." - "İthalat uzun vadede tarımsal üretimi düşürüyor" Tarım ürünleri açısından, Türkiye'nin giderek ithalatçı bir ülke haline geldiğinin altını çizen Yetkin, ithalatın kısa vadede bir çözüm gibi görünse de uzun vadede tarımsal üretimin daha da düşmesine yol açtığını bildirdi. Yetkin, açıklamasını şöyle tamamladı: "Bir üründe ithalata bağımlı hale gelmenin, ister istemez size empoze edilen yüksek fiyatlara bağımlı hale gelmek demektir. Bu duruma düşüldüğünde ise 'ithalat lobisi' ve 'spekülasyon lobisinin' faaliyete geçmesi kaçınılmazdır. Gıda enflasyonunun esas düğüm noktası burasıdır. Kuraklığın etkileri bir yıl sonra iklim koşulları düzeldiğinde ortadan kaldırılabilir ama ithal girdi maliyetleri sürekli yükselirken, dışarıdan ithal edilen sübvansiyonlu ürünlerle rekabet etme şansı kalmadığı için üretimi terk eden çiftçi ve ekilmekten vazgeçilen toprak tekrar yerine konulamaz. Çiftçilerimiz bu önemli sorunlara en kısa zamanda bir çözüm beklemektedir."