Yalanın çıplağını Hitler’in propaganda bakanı Gobels bile beceremedi. O, sadece yalanları tekrarlayarak halkını inandırmaya çalıştı. Bizim anladığımız çıplak yalan, üstü yeni bir yalanla örtülemeyen yalandır. Sevimsiz yalanlar. Gerçeğe çarpıp parçalanan yalanlar. Erzurum’un Hasankale ilçesinde Teyo Pehlivan diye tanınan sevimli bir insan vardı. Adı Tayyip İde. Halk O’nu “Teyo Pehlivan” diye bilirdi. Çok güzel palavralar anlatırdı. Dünyada yenmediği pehlivan, ringe sermediği boksör yoktu. Hasankale kahvehanelerinde her masanın davetlisi olan Teyo Pehlivan. Şirin ve sevimli bir adamdı. Anlattıklarının hepsi palavra idi ama hepsi mizah yüklüydü Halk Teyi Pehlivanı hep bu yönüyle algıladı ve anlattıklarıyla eğlendi adeta. Teyo Pehlivan’ın kendine vehmettiği üstün vasıflar vardı. Palavralarını, hayal ettiği o üstün vasıflar üzerine kurardı. Meselâ dünyanın en şöhretli devlet adamlarıyla çay-kahve içmişliği vardır. Azarladıkları, akıl verdikleri, sevindirdikleri vardır. Teyo pehlivan, dünyaya meydan okuyan bir adamdır. O’nun korkusundan birçok dünya lideri kaçacak delik aramıştır. Teyo Pehlivan, Kore Savaşı’na bile katılmıştır. Öyle ki, bir düşman uçağını vurmuş, o uçak nereye düşmüş dersiniz? Haesankale’de Teyo’ların tarlasına. Bu kadar tesadüf olabilir mi diye düşünmeyin. Teyo Pehlivan’ın muhayyilesi o kadar genişti. Rahmetli oldu. Öldüğünde Hasankale kahvelerindeki kahkahalar da ölmüştü. Hasankale, O’nun yokluğuna yıllarca alışamadı. Bu gün bile o kahvehanelerde hep Teyo Pehlivan fıkraları anlatılır. Teyo Pehlivan’ı günümüzdeki bazı insanlara benzetenler de var. Onlarınki pek inandırıcı olmuyor, insanları kahkahalarla güldürmüyor, sadece tebessüm ettiriyor. Çıplak yalanlar yutulmuyor.