Sporun, çocuk gelişime olumlu katkısı tartışılmaz. Uzmanlar, çocukların 2 yaşından sonra basit spor faaliyetlerine katılması gerektiğini vurguluyor. Çocukların bu yaş itibarıyla yapabileceği en kolay faaliyet ise cimnastik

[caption id="attachment_168011" align="alignright" width="213"] Çocuk Gelişimi Uzmanı Emine Ergün[/caption] DİDEM ÇAM / ANKARA - Sağlıklı bir yaşam için sporun sağladığı yararlar saymakla bitmiyor. Peki, 7’den 70’e herkesin yaşam kalitesini arttıran sporla ne zaman tanışmalıyız? Sporun çocukların gelişimine ne gibi katkıları bulunuyor? Çocuklar, hangi yaş aralığında hangi spor dalıyla ilgilenmeli? Çocuk Gelişimi Uzmanı Emine Ergün, merak edilen tüm bu soruların yanıtlarını 24 Saat Gazetesi’ne açıkladı. EN İDEAL YAŞ:2 “Çocukların doğdukları andan itibaren vücudu sürekli hareket halindedir” diyen Ergün, özellikle 2 yaşından sonra basit spor faaliyetleriyle ilgilenilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Başlangıçta yapılması gereken en ideal spor dalının cimnastik olduğuna işaret eden Ergün, sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklar, emekleme ve yürüme becerisini kazandıktan sonra yani, özellikle 2 yaşından sonra basit spor faaliyetlerine katılmaya başlayabilir. Bunların içinde ise en kolay yapabilecekleri faaliyet; cimnastiktir. Küçük yaştaki çocuklar, biraz daha serbest ve rahat hareket edebilecekleri cimnastik, buz pateni, tekerlekli paten gibi sporlara yönlendirilebilir. Çocuklarımızın 4 yaşından sonra artık biraz daha takım oyunlarına başlama şansları olabilir. Özellikle, mini basketbol ve mini voleybol takımları cimnastik çalışmalarının belki biraz daha profesyonel olanlarına 4 yaştan sonra başlama şansları vardır. 7 yaşından sonra ise basketbol, voleybol ve hentbol gibi takım oyunlarının daha profesyonel şekillerini yapmaya başlayabilirler.” DAHA ÇOK DİKKATLİLER Sporun, çocukların gelişimine fiziksel, sosyal, ruhsal ve zihinsel açıdan pek çok katkı sağladığının altını çizen uzman Ergün, spor yapan çocukların daha dikkatli olduğuna da dikkat çekti. Çocuk Gelişimi Uzmanı Ergün, sporun çocuklara sağladığı yararları şu şekilde sıraladı: “Spor fiziksel gelişim açısından; çocukların vücudunun daha fazla gelişmesini, daha güçlü olmasını, hareket kontrol sisteminin daha iyi çalışmasını sağlar. Sosyal gelişim açısından; bir grubun üyesi olma, grupla birlikte hareket etme, grupla birlikte kurallara uyma, kazanma ve kaybetme duyguları arasındaki o duygusal iniş çıkışları doğru anlamlandırabilme gibi faydaları vardır. Öz bakım gelişimi açısından; giyinme ve soyunma becerilerini, spor faaliyetlerinden sonra bağımsız olarak duş alma, kendi kişisel bakımını yapma gibi pek çok beceriye katkısı olur. Sporla birlikte vücuttaki kan dolaşımı daha da hızlandığı için, bunun etkisiyle çocukların dikkat sürelerinin daha da arttığını görmeye başlıyoruz. Bunu da, sporun zihinsel gelişim açısından sağladığı katkıya örnek olarak verebiliriz.” KİŞİLİK ÖNEMLİ Spor dalını seçerken çocukların kişilik özelliklerinin de oldukça önemli olduğunu belirten Ergün, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Eğer çocuğunuz içe kapanık, yaşıtlarıyla çok fazla iletişim kurmayan kendi halinde olmayı tercih eden, anne babasına fazla bağlı ve bağımlı biriyse, onu hemen bir takım sporları içine sokmak doğru olmayabilir. Öncesinde, bireysel yapabileceği bir spor dalı tercih edilmeli. Daha sonrasında takım sporlarına geçmesi sağlanabilir. Ancak, çocuğunuz özgüvenli, dış dünya ile bağlantısı güçlü, kendini doğru ifade edebilen bir çocuksa o zaman onun yetenekleri ve ilgisi yönünde bir spor dalını tercih etmek lazım. Aslında çocuğun gideceği spor okulunda, birden fazla spor dalı varsa çocuğun bu spor dallarının hepsini kısa sürede deneyimlemesini sağlamak gerekiyor. Daha sonra hem hocaların hem de çocuğun görüşü alındıktan sonra, kendilerine en uygun olan spor dalına yönlendirmek daha iyi olabilir.”