UNİCEF, medya mensuplarını çocuklar için bir araya getirdi

Birleşmiş Miletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) tarafından organize edilen “Çocuk Haklarının Korunmasında Medyanın Rolü Çalıştayı” 8-9 Aralık 2018 tarihleri arasında Gaziantep’te düzenlendi. Çeşitli illerden, yerel ve ulusal medyadan gelen basın mensuplarının çocuk hakları konusunda bilgilendirildiği eğitim seminerinde, UNİCEF Türkiye İletişim Bölümü Başkanı Sema Hosta’nın yanı sıra, Kanal D Bölge Temsilcisi Ercan Gürses, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Basın Yayın Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. İncilay Cangöz ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Arcan konuşmacı oldular. Çalıştaya Türk medyasının yanı sıra, Suriyeli gazeteciler de katıldı
SULTAN YAVUZ Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF)’in düzenlediği “Çocuk Haklarının Korunmasında Medyanın Rolü Çalıştayı” 8-9 Aralık 2018 tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleştirildi. Çalıştaya yerel ve ulusal Türk medyası mensuplarının yanı sıra, Suriyeli gazeteciler de katıldı. İki gün süren etkinlik çerçevesinde gazeteciler çocuk hakları, medyada çocukların temsili ve medyada çocuk haklarının korunmasına ilişkin bilgilendirildi. Açılış konuşmasını, UNİCEF Türkiye İletişim Bölümü Başkanı Sema Hosta’nın yaptığı etkinlikte, Kanal D Bölge Temsilcisi Ercan Gürses, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. İncilay Cangöz ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Arcan konuşmacı olarak katıldılar. Etkinliğin birinci gününde açılış konuşması yapan Sema Hosta, “Çocuk Hakları ve Medya” konulu sunumunda, medyanın çocuk hakları konusunda neler yapabileceğini anlattı. Hosta en dezavantajlı gruplar arasında yer alan çocukların hakkaniyet ilkesiyle ele alınması gerektiğini belirtti. Hosta şunları söyledi, “Çocuğun göçmeni, mültecisi, suçlusu yoktur. Çocuk sadece çocuktur. Nerede doğduğu, rengi, ırkı bir şeyi değiştirmez. Çocukların neden özel hakları olmasın? Çocuklar devletin ve hepimizin yaptıklarından ve yapmadıklarından etkileniyorlar. Ekomnomik kriz söz konusu olduğunda, önce çocuklar için yapılan harcamalardan keseriz. Oysa çocuklara yapılan yardım, en büyük maddi yatırımdır çünkü doğduğu andan itibaren üç yaşına kadar çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılarsanız, bunun karşılığını alırsınız. Fakat ihmal ederseniz, bunun bedelini tüm dünya öder.” “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Sözleşme’nin basını ilgilendiren maddeleri, Oslo Çağrısı, dijital medya, çocuklar ne ister?” gibi başlıklar altında sunum yapan Hosta, “Paydaş olmak, çocuk olmayı en iyi onlar bildiği için sorunlarının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak, her grup tarafından dinlenilmek, görüş bildirebilmek çocukların hakkıdır” dedi. Hosta’nın ardından söz alan, “Ana Akım ve Medya ve Çucuklar” konusunda sunum yapan Ercan Gürses ise alandaki aktarımlarını basın mensuplarıyla paylaşarak, özellikle cinsel istismar haberleri konusunda gazetecileri dikkatli olmaya çağırdı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Arcan “Medya ve Ayrımcılık, Yabancı Düşmalığı” başlığı ile sunduğu oturumda, gazetecilerin dil konusunda dikkatli olmalarının ve toplumsal barışa katkı sağlamalarının önemine vurgu yaptı. Eskişehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. İncilay Cangöz ise “Çocukların Medyada Temsili” konulu sunumunda, “Çocukların medyada/medyadan korunması, mahremiyet, yasaklar, çocuklar hakkında haber yapmak, medyadaki en yaygın hak ihlalleri ve bu ihlallerin nasıl engelleneceği hakkında bilgi verdi. Birinci günün son oturumu, “Çocuklarla röportaj yasıl yapılmalı?” konusu ile son buldu. Çalıştayın ikinci gününde atölye çalışmalarının yapıldığı etkinlikte, medyadan örnekler incelenerek, duyarlı bir dil yaratmanın mümkünlüğüne dair haber yazımı yapıldı. İnteraktif bir ortamda gerçekleştirilen çalıştay, katılımcıların değerlendirmeleriyle son buldu. Çocuk haberi yaparken dikkat! Oturumun ikinci günü sunum yapan Doç. Dr. Esra Arcan, çocuk haberi yaparken dikkat edilmesi gereken temel kriterleri şöyle sundu, “Çocuklara ilişkin davranış kuralları açısından konuya baktığımızda en önemli meselelerden birisi, ilk kez Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun gündeme getirdiği ve UNICEF’in insan hakları ve çocuk hakları duyarlılığını gazetecilerin alanına taşımayı hedeflediği ilke, çocuklara yönelen her türlü sömürünün kamuoyunda tartışılması gereken meseleler olarak ele alınması gerektiğidir. Bu konuları hem gündeme getirmek hem de tartışılmasını sağlamak görevi bize ait... Bunun yanı sıra medyanın sadece olayları değil, bu olaylara yol açan ya da açması muhtemel süreçleri de aktarması gerekiyor. Sadece sansasyonel bir olayı vermek değil de, bu olayın arka planında neyin yattığını da araştırarak vermek. Uluslararası Gazetecilik Federasyonu ilkelerinden biri de, hassasiyet ve doğruluk açısından mükemmeli hedeflemek. Konu çocuksa mükemmel gazeteci olmak için elinizden geleni yapın. Program ve yayınlarda çocuklar için zararlı görüntüleri çocukların almasını engelleyin. Pornografiyi sadece cinsel içerikli kullanmadığımızı unutmayın. Çocuklarla ilgili haberlerde her türlü materyalin yayınlanmasının doğuracağı sonuçları dikkatlice değerlendirin ve çocuklara verebileceğiniz zararı da en aza indirin. Buradaki tek ölçütümüz çocuğun üstün yararı, bunun için gerekiyorsa haberi feda edin çünkü o haber, o çocuğun tüm hayatını mahvedecek bir şeye yol açabilir. Bariz şekilde kamu yararı yoksa -bir başarı hikayesi gibi- çocukların kimliklerin vermeyelim. Bunun yanı sıra çocukların mümkün olduğunca katılıp kendilerinin fikir vermesi için çabalayalım. Çocukların hiç bir şekilde kimlik ve isimlerinin verilmemesi gereken durumlar var. Çocuk, cinsel istismar ya da sömürüye uğradıysa, adını ve görüntüsünü vermeyin, ilçe, okul adı gibi tahmin edilebilecek bilgilerden sakının. Dahası, çocuk fiziksel ya da cinsel istimarın faliliyse de korumak için elimizden geleni yapalım. Bunu bir prensip olarak belirleyelim.”