Mehmet Necati GÜNGÖR Ülkemiz hep kötü işlerle anılacak değil ya; Aksine, çok güzel işlere tanıklık ediyoruz bu virüs günlerinde. İftiharla kaydetmek gerekir ki, halkımızın hamiyet duyguları pek yüksek. Vicdanlarıyla sahneye çıkıyorlar ve çok güzel işler yapıyorlar. Her biri göz yaşartan olaylar. İnsanlar, bakkal bakkal dolaşıp veresiye defterlerini kapatıyorlar. Askıda fatura uygulamasıyla ödenemeyen faturalar hayırseverler tarafından ödeniyor. Bazı belediyeler halka koli koli erzak dağıtıyorlar. Bir belediye parasız ekmek dağıtınca yönetimi kızdırmış, yasaklanmış; o da ekmeği 5 kuruştan satmaya başlayarak yasağı delmiş. Böyle zekâlarla mı yarışacaklar? Hangi belediyeler olduğu tahmin edilebilir. Bu arada bir iş adamı, Hadi, adını da vereyim; Abdulkadir Konukoğlu, hiçbir çalışanını işten çıkarmadığı gibi 14 bin çalışanına maaşları dışında biner lira destek ödemesi yapmış. Ayrıca, ihtiyaç sahibi 21 bin aileye de erzak yardımında bulunmuş. Candan tebrik ediyoruz. Sözü edilen iş adamıyla görevdeyken bir uçak yolculuğumuz olmuştu. Tesadüfen yan yana koltuklardaydık. Tanıştık, kartvizitini verdi. Ancak, aramızda görüşme olmadı. Zira bir memurun bir iş adamıyla görüşme yapmasının bazı dedikodulara yol açacağı endişesiyle bunu yapmadım. Konuşmamızda değerli bir insan olduğunu anlamıştım zaten. Ama, tanışmamıza rağmen sonrasında bir samimiyet tesis edememiştim. Ülke, bu korkunç virüs nedeniyle yangın yerine dönmüş vaziyette. Komşunun evi yanarken seyretmek olmaz. İşte hayırseverler, ellerinde kovalarla yangını söndürmek için su taşıyorlar. Böyle bir manzara vicdan sahiplerinin gözlerini yaşartır. Kıskananlar olursa, onları da çatlatır. Toplumumuz güzel bir sınav veriyor. Ne kadar gururlansak azdır. Böyle bir toplumla güzel günler inşa edebileceğimize dair inancımız kat be kat artıyor. Bu arada “demokrasi ittifakı” ile ilgili güzel teşebbüsler olduğunu da işitiyoruz. Ekonominin düzelmesi, öncelikle demokrasinin, hukukun, insan haklarının, basın özgürlüğünün tesis edilmesi gerekiyor. Dış kaynaklardan para temin etmenin başka yolu henüz bilinmiyor. Fikrimiz zikrimiz ne olursa olsun; şu an birleşmemiz gereken tek nokta “demokrasi ittifakı”dır. Bunun için bir tarif ve beyanname etrafında bir araya gelmemiz gerekiyor. Bir ülkede demokrasi, ekmek kadar, su kadar hayati bir meseledir. Unutmayalım!