ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, teröristlerle diyalog kurmanın mümkün olmadığını belirterek "Daha önce de onlarla (PKK) diyalog kurmamıştık. Onlar tarafından verilen bir taahhüttü." dedi.

Davutoğlu, El Cezire'de Suriye, Rusya, İran, Mısır, terör örgütü PKK, sığınmacı sorunu ve Avrupa Birliği’ne ilişkin soruları yanıtladı. El Cezire Türk’ün internet sitesinde yer alan habere göre Davutoğlu, PKK ile gelecekte görüşmelerin tekrar başlaması ihtimaline yönelik bir soru üzerine, son 14 yıl boyunca başarılı bir demokratikleşme süreci yürütüldüğünü, Kürtlere ve diğer toplumun bileşenlerine sosyal haklar verildiğini ifade etti. "Şiddete dönmeleri için herhangi bir bahaneleri yoktu. Şiddet sonuçta kanunlara aykırı." diyen Davutoğlu, PKK’nın 2013 yılında silah bırakma taahhüdünde bulunduğunu ancak daha sonra Suriye’deki gelişmelerden dolayı tavrını değiştirerek terör eylemlerine geri döndüğünü belirtti.

Türkiye’nin halk tarafından seçilmiş güçlü bir hükümeti bulunduğunu ve Suriye, Irak ya da herhangi bir ülkeye benzemediğini vurgulayan Davutoğlu, AK Parti’nin parlamentoda çoğunluğu kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de kaos olacağının düşünüldüğünü ancak kendisinin geçici başbakan olarak ne olursa olsun teröre tolerans göstermediğini hatırlattı. İkinci seçimden önce de teröre karşı askeri operasyon başlatmak yönünde çok zor bir karar aldıklarını ve başarılı bir operasyon olduğunu söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Hayır, teröristlerle diyalog kurmak mümkün değil. Daha önce de onlarla diyalog kurmamıştık. Onlar tarafından verilen bir taahhüttü. Sayın Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık döneminde başlatılan bir çözüm süreci vardı. Daha sonra gelen, benim başkanlığını yaptığım hükümetler bu süreci götürmeye devam etti. Ancak PKK silahı bırakma ve terör eylemlerinden vazgeçme yönündeki taahhütlerini yerine getirmedi. Şu an Türkiye’de teröre son vermeden bu sürecin yeniden başlaması söz konusu değil. Türkiye’nin tüm kentleri, köyleri ve dağları terörden arınıncaya kadar operasyonlarımız devam edecek."

"ESED’İN MEŞRUİYETİNİ ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ"

Davutoğlu, özellikle son dönemde Kilis’e atılan roketlerin, Türkiye’nin Suriye sınırına ilişkin politikasına etkisi olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine, Türkiye’nin bu konudaki politikasının her zaman net olduğunu vurguladı. Ahmet Davutoğlu, "Esed’in meşruiyetini asla kabul etmeyeceğiz. Çünkü o hâlâ halkını öldürmeye devam ediyor. 3 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye göç etmeye zorladı. Dolayısıyla böyle bir hükümetin meşruiyetinden söz etmek mümkün değil." dedi.

Kilis’e roket atmaya devam ettikleri sürece DAEŞ’i hedef alacaklarının altını çizen Davutoğlu, "Aslında hiçbir ülke Türkiye kadar IŞİD ile mücadele etmedi." diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, DAEŞ’in Türkiye’nin sınırında olmasını istemediklerini ve ılımlı Suriyeli güçleri DAEŞ’e karşı desteklemeye ve askeri önlemlere devam edeceklerine dikkati çekti.

Davutoğlu, "Kara güçlerinizi Suriye’ye göndermeyi düşünüyor musunuz? Türkiye her zaman Suriye'de bir güvenli bölge istedi." sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Eğer gerekiyorsa göndereceğiz. Kara güçleri elzem duruma gelirse göndeririz. Kendimizi müdafaa etmek için gerek Türkiye’nin içinde, gerek dışında her türlü tedbiri almaya hazırız. Aslında BM tarafından alınan çok sayıda karar var DAEŞ ile mücadele konusunda. Dolayısıyla gerek nefsi müdafaa gerek DAEŞ ya da diğer terör grupları ile mücadele perspektifinden bu kararlar şimdiden bize meşruiyet sağlıyor. Ancak biz yine de bir uluslararası mutabakatı tercih ederiz. Çünkü DAEŞ tüm dünyayı ilgilendiren bir konu."

"DAEŞ TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA OLAN RUSYA DEĞİL, TÜRKİYE"

Türkiye’nin toprağının tehdit altında olmasının söz konusu olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye’nin Rusya dahil hiçbir ülkeyi karşısına almak istemediğini vurguladı. Rusya ile geçmişte iyi ilişkiler kurulduğunu ve gelecekte de öyle olmasını istediklerini ifade eden Davutoğlu, "Ancak söz konusu ulusal güvenliğimiz olduğunda gereken her türlü tedbiri alırız. Burada DAEŞ’in tehdidiyle karşı karşıya olan Rusya değil, Türkiye." dedi.

Davutoğlu, Türkiye’nin Rusya’ya tavrının hep aynı olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim tavrımız hep aynı. Tüm açıklamalarımızda şunu dedik; Türkiye ve Rusya tarihten bu yana komşu iki ülke. Bugün de iki önemli ülkeyi temsil ediyoruz. Türkiye’nin Rusya’ya, Rusya’nın da Türkiye’ye ihtiyacı var. Uçak olayı Rusya karşı bir olay değildi. Orası Suriye toprağı. Uçağın kimliği de belirsizdi. Toprağımızı ve hava sahamızı koruma hakkına sahibiz. Ancak Rusya olayı kendisine karşı atılmış bir adım olarak algıladı. Oysaki o olay bize karşıydı. Uçak bizim hava sahamızı ihlal etti. Umarız bunu anlayacaklar. Yeniden eskisi gibi Rusya ile iyi bir ilişki sürdürmek istiyoruz. Hatta eskisinden de daha iyi..."

"SIĞINMACILARI KOZ OLARAK KULLANMIYORUZ"

Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıları Avrupa Birliği’ne karşı koz olarak kullanıldığı eleştirilerini de değerlendirdi. Türkiye’ye böyle bir suçlamanın yöneltilmesinin ahlaki olmadığına işaret eden Davutoğlu, Türkiye’nin 2 milyon 700 bini Suriyeli, 3 milyon sığınmacıya kucak açtığını söyledi. Türkiye’nin sığınmacılara harcadıklarının yüzde 3-4’ü dışında hiçbir ülkeden yardım görmediğini belirten Davutoğlu, "Bizim için sığınmacılar insan. Suriyeliler, bizim kardeşlerimizdir. Avrupa’nın tutumu ne olursa olsun onlara yardım edeceğiz. Kapılarımızı ve kalplerimizi onlara açacağız. Avrupalılar bizim ne yaptığımızı iyi biliyor. Dolayısıyla sığınmacıları koz olarak kullanmıyoruz. Ancak sığınmacılar Avrupa’ya geçip orada kriz oluşturuyorlarsa Avrupa ile oturup bu krizi çözmemiz gerekir." diye konuştu.

Rejimden, DAEŞ’ten ya da Rus bombardımanından kaçanlara Türkiye’nin kapısının açık olduğunun, Suriyelilerin hala Türkiye’ye gelebildiğinin ve Türkiye’nin bunu engellemediğinin altını çizen Davutoğlu, üçüncü bir ülkede bulunan Suriyelilerin Türkiye’ye gelmek için vize alması gerektiğini, aksi halde durumu kontrol altına almanın zor olacağını anlattı.

"İRAN İLE İSTİŞARELERİMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ"

Türkiye-İran ilişkilerine de değinen Davutoğlu, İran’ın da Rusya gibi Türkiye’nin tarihi bir komşusu olduğunu belirtti. "Suriye konusunda farklı görüşlere sahibiz. Bunu herkes biliyor." diyen Davutoğlu, Türkiye’nin Esed’in halkına karşı cinayetlerini kabul etmediğini, İran’ın ise Esed’in rejimini desteklediğini ve temel görüş ayrılığını bu noktada yaşadıklarını söyledi. Ahmet Davutoğlu, "Ancak buna rağmen İran ile iletişim kanallarını hiçbir zaman kapatmadık. İran’ın tutumunu beğenelim ya da beğenmeyelim. Bu bölge hepimize ait. Olası bir siyasi çözümü bulmak için onlarla istişarelerimizi devam ettireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, bazı tarafların Türkiye’nin Esed ile koordinasyon yürütmek zorunda olduğuna yönelik yorumların hatırlatılması üzerine, Esed’in kendilerinin arkadaşı olduğunu ve Başdanışman ve Dışişleri Bakanı olarak 10 yıl boyunca Suriye’yi 60’tan fazla kez ziyaret ettiğini hatırlattı. Suriye 2006 yılında yalnızlaştırıldığında kendilerinin Suriye’nin yanında durduğuna işaret eden Davutoğlu, ancak 2011 yılında halkına karşı askeri gücü kullanmamasını tavsiye ettiklerini, ramazanda ibadet yerlerine saygı göstermesini istediklerini, Suriyelileri Türkiye sınırına itmemesini söylediklerini anlattı. Davutoğlu, "Ancak o bizi dinlemedi. Orası bir dönüm noktasıydı. Rejim, mezhepçi ve baskıcı tutumunda devam ediyor. Savaş suçu işlemeye devam ediyor. Koordinasyon yürütmek için bir kanal yok. Olmayacak da." ifadesini kullandı.

Esed için kendi akıbetinin Suriye halkının geleceğinden daha önemli olduğunu belirten Davutoğlu, bundan dolayı diktatörleri hep kötü son beklediğini kaydetti. Mevcut siyasi sürecin Esed’in yerini halk tarafından seçilmiş başka birine bırakması için fırsat sunduğunu söyleyen Davutoğlu, "Çünkü 300 bin Suriyeliyi öldürdükten sonra Esed, Suriye’yi yönetmeyi devam edemez. Suriye nüfusunun üçte birini sığınmacı duruma düşürdükten sonra ve halkına karşı kimyasal silah kullandıktan sonra ülkeyi idare etmeye devam edemez. Samimi bir özeleştiri yapması gerekiyor ve kötü bir sonla karşılaşmadan yönetimden vazgeçmesi gerekiyor." dile konuştu.

"SİYASİ TUTUKLAMALARA KARŞIYIZ"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Mısır ilişkilerine yönelik değerlendirmesinde de şunları kaydetti:

"Seçilmiş bir başkanı görevden uzaklaştırmak kabul edilir bir mesele değil. Türkiye’de de çok sayıda askeri müdahaleler olmuştu. Adnan Menderes de bu şekilde idam edildi. Türkiye’de hiç kimse herhangi bir ülkede yapılan bir darbeyi destekleyemez. Bizim tavrımız bu. Siyasi tutuklamalara karşıyız. Mısırlı kardeşlerimizin iç meselelerini çözmelerini umut ediyoruz. Siyasi tutukluların meselesi hallolursa ve hayat normalleşirse Mısır ile ilişkiler düzelir. Mısır’ın insan haklarına saygı duymasını istiyoruz."