Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, ”2018 Yılı Tarım Sektörü Değerlendirmesi”ni kamuoyuyla paylaştı ve geçmiş yıllardan kaynaklanan sorunlara çözüm bulunmadığını ifade etti. Demirtaş, 2018 yılı sonu itibariyle en önemli sorunun tarımdaki girdilerden yüzde 90’ının ithal olduğunu ve kırsaldan kente denetimsiz göç yaşandığını açıkladı
SULTAN YAVUZ - Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, “TZD 2018 Yılı Tarım Sektörü Değerlendirmesi” çerçevesinde tarım sektöründe finansman sorunu kronikleşmişken yüzde 90 oranında ithalata bağlılık yaşandığını bildirdi. Demirtaş, 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21’ncimaddesi gereği “Bütçeden ayrılacak kaynağın, gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olmayacağını” ancak bütçeden tarıma yeterince devlet desteği verilmediğini söyledi. Tarım sektöründe finansman sıkıntısı devam ederken gıda fiyatlarındaki artıştan üreticileri sorumlu tutmayı eleştiren Demirtaş, üretici fiyatları belirlenmesinde en önemli unsurun maliyet olduğunu belirterek, tarım sektöründeki maliyetlerin yüzde 90 oranında ithalata bağlılıkla yükseldiğini söyledi. Türkiye’de tarım sektörünün küresel piyasalara bağlı olması sonucu ithalata dayalı bir sektör haline dönüştüğünü kaydeden Demirtaş, çiftçinin üreteceği tohumu, tüketeceği mazotu, ilacı ve gübreyi kartelleşmiş şirketlerden ve onlarca belirlenmiş fiyat ve benzeri koşullardan almak zorunda kaldıklarını bildirdi. Bunun da tarım sektöründe üretim azaldığını ve bunun gıda ürünlerinde ithalatı arttırdığını belirten Demirtaş’ın verdiği ithalat bilgileri şöyle oldu: “Buğday ithalatı, yüzde 32 oranında artış göstererek, Ocak – Eylül 2017 döneminde 3.1 milyon ton iken Ocak – Eylül 2018 döneminde 4.1 milyon tona yükseldi. Mısır ithalatı ise, geçen yılın aynı dönemi 1.4 milyon ton iken bu yıl 2.1 milyon tona yüzde 50 oranında arttı. Ayçiçeği ithalatı, geçen yıl aynı dönemde 544 bin ton iken bu yıl yüzde 15 artışla 624 bin tona yükseldi. “Kooperatifçilik ve küçük/orta ölçekli örgütlenmeler desteklenmeli” Demirtaş, köylerde üretimini sürdürmekte zorlanan çiftçi ailelerin bir süre sonra çiftliği terk etmeleriyle kırdan kente denetimsiz göç etkisinde Türkiye’de bir ekonomik tablo olduğunu da söyledi. Demirtaş, “Türkiye'de tarım topraklarının korunması için çıkarılan yasalar da toprakları korumaya yetmemektedir. Madencilik ve kentleşme başta olmak üzere tarım topraklarının amaç dışı kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır” dedi. Köylerde yaşayan nüfusun, çok kısa zamanda yüzde 20’den yüzde 7’nin altına düştüğünü kaydeden Demirtaş, büyükşehir yasal düzenlemesiyle kent alanı kapsamına alınan kırsal yörelerde tarım yapma imkânı kalmadığını belirterek, bunun tarım ve hayvancılık alanında yaşanan olumsuz durumu artırdığını söyledi. Tarım sektörünün gelişiminde küçük ve orta ölçekli üreticilerin önemli rol oynadığını ifade eden Demirtaş, aile çiftçiliğini koruma ve kooperatifçilik sistemiyle küçük veya orta ölçekli örgütler kurmak gerektiği çağrısı da yaptı. Tarımda mağduriyeti çözmek için kamu sektörü ve kooperatifleri güçlendirmek gerektiğini söyleyen Demirtaş, geçmişte bu tür işletmelerin olduğunu ancak 1980’li yıllardan beri durumun tersine döndüğünü ve elde kalan son örnekleri oluşturan kamu mülkiyetindeki şeker fabrikalarının da bu yıl satılarak tasfiye edildiğini dile getirdi. “Hayvancılığa ayrılan bütçe payı yükseliyor, başka kalemlerde kesinti yapılıyor” Cumhurbaşkanlığı 2019 Yıllık Programı’na göre bütçeden tarıma verilecek desteğin 16 milyar 989 milyon lira olduğunu belirten Demirtaş, bunun 5 milyar 268 milyon lirasının hayvancılığa aktarılacağını ve 2019’da bu bütçenin yüzde 28.4 yükselmesinin olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Ancak başka destekleme kalemlerinde kesintiler yapıldığına dikkat çeken Demirtaş, “Örneğin bir önceki yıl toplam destekleme içindeki payı yükselmiş olan mazot desteğinde, bu yıl öncesinin tersine bir durum görülmektedir. 2019’da mazot desteğinin yüzde 10 artırılarak 2 milyar 90 milyon liraya çıkarılması öngörülmektedir. Bunun sonucunda 2018 de toplam destekleme bütçesindeki payı yüzde 13.1 olan mazot desteğinin payı 2019’da yüzde 12.3’e düşecektir” diye konuştu. Gübre desteğinin payının ise 2018 yılında yüzde 6.3’ten, 3.8’e düştüğünü ve 2019’da yüzde 3.3’e kadar gerileyeceğini ifade eden Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı 2019 Yılık Programı’na göre, fark ödemesi olarak adlandırılan ve 17 üründe uygulanan prim desteklerinde de düşüş görüleceğini söyledi. Et ve süt üretimindeki sorunlar da çözülemedi Demirtaş, 10 yıla yakın bir süredir kırmızı et sorununa çare olmak için et ithalatı yapıldığını ve hayvancılığa sağlanan destekten çok daha fazla kaynağın ithalata harcandığına da dikkat çekti. Kırmızı et ithalatının geçen yıla göre yüzde 130 artışla 1 milyon 457 bin olduğunu vurgulayan Demirtaş, Türkiye’nin her yıl 200 bin ton et açığı olduğunu ve bunun kapatılmaması halinde ithalata bağımlılığın artarak süreceğini kaydetti. Et ve Süt Kurumu'nun resmi rakamlarına göre, toplam kırmızı et üretiminin 2018 yılı üçüncü çeyreği itibariyle, 339 bin 379 ton olarak tahmin edildiğini ifade eden Demirtaş, bunun kırmızı et üretiminde kendimize yeterliliği sağlayamadığımızı gösterdiğini açıkladı.
Editör: TE Bilisim