Gara katliamında16 kardeşimizi teröre kurban verdik, içimiz kan ağlıyor, sorumluluğu üstlenen yok, siyaseten herkes birbirini suçlama, suçu ötekine atma derdinde. Başarısız bir operasyon sonucu evlatlarımızı evlerine canlı getiremedik. 16 aileye ateş düştü analar, babalar, eşler, evlatlar, kardeşler acı içinde. Oysa daha önce eli kanlı terör örgütü PKK tarafından kaçırılan, alıkonulan evlatlarımızı, hatta kandırılanları sağ salim getirmeyi başarmıştık. Hem de 28 Şubat iklimi döneminde! Sincar ve Kandil’de yılanın başını ezmek, terörü bitirmek hedeflenirken, “terör örgütüne müsamaha gösterilmez, çapulcunun eline koz vermemek için gerekirse şehit de verilebilir” diyenler olabilir. Ancak devlet en önemli görevi nedir? Devlet ne için var? Devletin önceliği kendi insanı yaşatmak değil midir? Devlet insan için vardır ve onun yaşamı için ne gerekiyorsa yapar gerisi laf-ı güzaftır, teferruattır. *** EKONOMİK SIKINTI BÜYÜYOR Geçtiğimiz yıl 100 bine yakın esnaf bir daha açılmamak üzere işyerlerine kilit vurmak zorunda kaldı. Kapanan şirket sayısı ise 40 bin! Ticaret Bakanlığı, CHP’nin yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, 2020 yılında, 99 bin 588 dükkan, 40 bin 735 şirketin kapandığını bildirdi. Böylece, “kapanan dükkan yok” tartışmaları son buldu. 31 Mart’a kadar uzatılan kısa çalışma ödeneği bittiğinde, kafe ve restoranların yüzde 50-70 kapasiteyle çalışınca, işveren yarıya yakın personelini işten çıkarmak zorunda kalacak. Bu da işsiz ordumuza yüz binlerin daha katılması demek. On binlerce esnaf kredi borcuyla iflasın eşiğinde zor durumda, aşçı, garson, komi, tedarikçi evine eli boş dönmenin korkusunu yaşıyor. Baharda güneşinin yeni umutlarla doğmasını temenni ediyoruz. *** DOLAR FRENLENDİ! Dövizin makul seviyelere inmesi özellikle döviz borcu olanlara rahat bir nefes aldırdı. Bu arzulanan güzel bir şeydi. Peki ne pahasına? Yüksel faizle! Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, yılın ikinci politika faizini beklentiler doğrultusunda yüzde 17 seviyesinde korudu. Karar metninde “uzun müddet sıkı duruş” ifadesi yinelendi. Sıkı durup dövizi kontrol ederken bedelini yüksek faiz, enflasyon olarak ödeyeceğiz. Borsa İstanbul’da son bir yılda yerli küçük yatırımcı akını sürüyor, yabancılar ise 900 milyon dolarlık çıkış yapıp, yüzde 45’le 2004 yılından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Ülkemiz Dünya Kredi Notu Ligi’nde 87’nci sıraya düşerken, yabancı borsadan çıkıp tahvile, TL faizine geçti. Bunun pek de hayırlı olduğu söylenemez. Zira faizler düşme eğilimine girdiği an paralarını dövize çevirip apar topar gidecekleri ayan beyan ortada. Olumsuzluklar bir yana, dövizin düşmesi güzel, darısı enflasyon ve faizin düşmesinin başına diyelim. Mutfakta yangını süren vatandaş ise, “doların 7 liranın altına düşmesine rağmen, bu düşüş mazota, çarşı-pazar-gıda fiyatlarına neden yansımıyor?” diye sormadan edemiyor. *** YAKIŞMADI Gıda sektörü, kafe ve restoranlar sayılı paket servis dışında tamamen kapalı. Açık olanlar da faturalara, vergilere çalışıyor. Korona virüs salgını tedbirleri kapsamında bu tür yasakların olması anlaşılabilir, benzer uygulamalar dünyanın her ülkesinde yapılıyor. Peki yasaklar ve kısıtlamalar sürerken, iki kişinin bir yerde iki lokma yemesinin yasak olduğu bir ortamda, iktidar partisi Karadeniz’den başlayarak kongrelerini yaptığı salonlarda binlerce kişinin mesafe kuralını çiğneyerek bir araya gelmesi doğru mu? Esnaf ve çalışanlar çok dertli. “Açık kalıp, HES koduyla yüzde 25-30 kapasite ile müşteri alsaydık hiç olmazsa evimize bir parça ekmek götürüp faturalarımızı öderdik” diye feryat ediyor. Haliyle bu kesim bazı soruları sormadan edemiyor, “ülkede yasak olmayan tek şey iktidarın kongreleri mi?” “Kanun, nizam, kısıtlamalar herkes için geçerli değil mi?” Elinizi vicdanınıza koyun, bu tablo ve uygulamalar iktidara ve ülkemize yakıştı mı? Bu arada, İllere göre 8-14 Şubat haftasındaki Covid-19 vaka sayısı her 100 bin kişide Karadeniz’de patlama yaptı. Trabzon’da 228, Rize’de 202, Ordu’da 194, Giresun’da 184. Oysa aşırı nüfus nedeniyle kontrolün zor olduğu üç büyük kentte bu oran çok daha düşük, İstanbul’da 60, Ankara’da 35, İzmir’de ise 44. Unutmayın hepimiz güvende oluncaya kadar, bireysel olarak hiç birimiz güvende olamayız. *** BÜYÜKLERİMİZE SAYGI Covid 19 virüs salgınında bir yıldan fazla bir süreci geride bırakırken, 1 Mart itibarıyla bölgelerdeki vaka sayılarına göre kademeli olarak normalleşme sürecine geçilmesi öngörülüyor. Tedbiri elden bırakmamak gevşememek lazım, ama salgın boyunca en fazla mağdur olan büyüklerimizi de unutmayalım. 65 yaş üzeri, bu salgında köyde, kasaba ve büyük şehirlerde evlerinde yalnızlığa mahkum edildi, kısıtlamalardan çok bunaldı. 65 yaş üstü için 2 doz aşı takvimi tamamlanır tamamlanmaz bu kesimdeki yurttaşlarımıza serbestliğin verilmesi gerekir. Mesai saatlerinde toplu taşım araçlarına alınmamaları doğrudur. Ama bunun dışında ister sabah erken saatte yürüyüş için, ister akşam pazarına gidip aile bütçesine katkı sağlamak için olsun, özgürlüklerinin kısıtlanmaması lazım. Koruma adı altında dünün aile, şirket, ülke yöneten büyüklerine her tür sınırlamanın kalkması gerekir. Akli dengesi yerinde olan büyüklerimiz, kendilerini ve ailelerini virüsten nasıl koruyacaklarını iyi bilir. Onlar neyin nasıl yapılmasını idrak edecek durumdalar. Bu yaş grubuna kısıtlamaların kalkmaması halinde, dört duvar arasında hapis olan büyüklerimiz, aynı yastığa baş koydukları hayat arkadaşlarıyla dalaşıp telafisi mümkün olmayan çok daha büyük toplumsal ve sosyal sorunlara yol açılabilir. Siyaset yaparak ülke yönetmek için deneyimliler, olgun yaştalar, ama sokağa çıkıp çarşı pazara gitmek için çok yaşlılar! Hiç oldu mu? *** TURİZMDE HABERLER İYİ Turizm sezonunun açılmasına çok kısa bir süre kala, gerek acente, gerekse bireysel rezervasyonlar başladı. İlk açılan ise Rus pazarı. Bölgenin nabzını tutan turizmci dostlardan gelen haberler sevindirici. Salgında olağandışı bir seyrin yaşanmaması halinde ve günlük 2 bin 400 vakanın altına inip, “güvenli destinasyonlar” arasına girebilirsek, Avrupalı turistle birlikte 52 milyon turistle dünya altıncılığını elde ettiğimiz 2019 rekor sezonunun yüzde 50 hatta 60’ına varan rezervasyonları görebiliriz. Ekonomik açıdan son derece sıkıntılı bir dönemin ardından imdadımıza turizmin yetişmesini umut ediyoruz. *** YENİ HEDEF MARS NASA, Perseverance’ ı (Azim) kızıl gezegene indirdi. Gezegenden güncel görüntüler gelmeye başladı. Yeni hedef 2030’lu yıllarda Mars’a insanlı seyahat gerçekleştirmek. Uzayda artık Ay out, Mars in!