BİLAL SEÇKİN ANKARA - Kentsel dönüşüm projeleri sonucu hayalet bir mahalle görünümünde olan Dikmen Köyü gün geçtikçe özgünlüğünü kaybetmekte. Yıllardır oturdukları yerden çıkarılmak istendiklerini söyleyen 69 yaşındaki Sedat Korkmaz, “Ev sahibiyken elimiz boşta kalacağız” dedi. Dikmen Köyü, yoğun şehirleşmenin artmasıyla Ankara’nın merkezinde kalmış, gün geçtikçe yok olmaktan kendisini kurtaramamış bir yerleşim alanı. İlk olarak Dikmen Vadisi Projesiyle özgünlüğü kaybeden Dikmen Köyü, kentsel dönüşüm projeleriyle de şu günlerde hayalet mahalle görünümünde. Bir zamanlar yemyeşil bir yaşamın olduğu köyde şimdilerde gökdelenler, harabe evler ve kötü koku arasında küçük bir yaşam belirtisi hâkim. Ve şimdi de köyde kalan son yaşam da bitirilmek isteniyor. Ankara’nın merkezindeki bu köydeki sakinlere, kentsel dönüşüm kapsamında evlerini boşaltmaları için süre verildi. Yıllardır oturdukları yerden çıkarılmak istenen köy sakinleri yaşadıklarını 24 Saat’e anlattı. Doğma büyüme Dikmen Köylü olan 69 yaşındaki Sedat Korkmaz, “Evlerimizi çok büyük emeklerle yaptıktan sonra Özal affından yararlandık. Şu an tapu tahsis belgelerimiz de var. Ama bunları kabul etmiyorlar. Bize, ‘Buradan çıkacaksınız, başka bir yere gideceksiniz’ diyorlar. Bize bir yer de tahsis etmiyorlar. ‘Gidin mahkeme ile uğraşın’ diyorlar” dedi. [caption id="attachment_204898" align="alignright" width="359"] Sedat Korkmaz[/caption] “BURASI RANT ALANI, PEŞKEŞ ÇEKECEKLER’ Oturdukları yerin kime satılacağını bilmediklerini ancak Ankara’nın merkezinde olan bu yerin onlar için rant alanı olduğunu belirten Korkmaz, “arsalarının başkalarına peşkeş çekileceğini” ileri sürdü. Kendilerine ‘Yerinizi verin, başka yere gidin’ dediklerini söyleyen Korkmaz, “Bize neden buradan yer vermiyorlar? Ben vatandaş değil miyim? Neden doğduğum yerde oturamıyorum? Neden burada oturmayı bana laik görmüyorlar? Ellerimizde tapu kayıt belgesi olduğu halde ‘Yıkacağız’ diyorlar. Kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Hiçbir yetkili gelip bizim halimizi, hatırımızı sormadı. Sadece elimize, ‘Eviniz şu tarihte yıkılacak, çıkmazsanız para cezası keseriz’ diye bir kağıt yerleştirdiler ve gittiler. Belediyeye gidiyoruz bir tane yetkili bulamıyoruz. Sesimizin duyulmasını istiyoruz. Gidecek yerimiz yok. Ev sahibiyken elimiz boşta kalacağız” diye konuştu. [caption id="attachment_204897" align="alignright" width="299"] Kamile Kutlutürkan[/caption] “MAĞDURİYETLER YAŞAYACAĞIZ” Bir diğer hak sahibi Kamile Kutlutürkan ise, 70 yıldır yaşadıkları evin ellerinden alınmak istendiğini dile getirerek, evsiz ve köysüz bırakılacaklarını vurguladı. Evlerinin yerinden ev istediklerinin altını çizen Kutlutürkan, “Evlerimiz yıkılacak mağdur kalacağız. Biz hem kira hem de evimizin yerinden ev istiyoruz. Bizim tapumuz burası başka yere gitmek istemiyoruz. Bizi buradan çıkarttıklarında emekli maaşımızın dışında başka hiçbir şeyimiz yok ve büyük mağduriyetler yaşayacağız” dedi. “BİZİ HAPİSHANEYE MECBUR BIRAKACAKLAR” “Köyümüzü, bahçemizi, ağaçlarımızı bırakmak istemiyoruz” diyen Kutlutürkan, bir daha böyle bir yerde yaşamama ihtimalinin düşüncesinin bile kendilerini çok üzdüğünü dile getirdi. Kutlutürkan, “Buranın yaşantısı çok güzel. Beni buradan çıkardıklarında hapishaneye mecbur bırakacaklar gibi hissediyorum. Apartmanlarda oturan çocuklarım var, onların yanına gitmek istemiyorum, buranın yaşamı çok daha güzel. Doğası, mahalle havası, komşularımız, ilişkilerimiz hepsi çok güzel. Sesimizin duyulmasını istiyoruz, Haziran’a kadar bize mühlet verdiler, çaresizce bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “ENGELLİ EŞİM VE 3 ÇOCUĞUMLA ORTADA KALACAĞIZ” Dikmen Köyü’nde geçimlerini kağıt işçiliği yaparak sağlayan Derya Yıldız ise 10 yıldır köyde yaşadıklarını belirterek, Haziran ayına kadar evi boşaltmalarının istendiğini söyledi. Engelli eşi ve 3 kızıyla kirada oturduklarını söyleyen Yıldız, şunları söyledi: “Gidebileceğimiz bir yer yok, çaresiz kaldık. Bize, ‘Nereye gideceksiniz’, ‘Nasıl yaşayacaksınız?’ şeklinde herhangi bir soru sorulmadı. Buradan başka bir yere gitmemiz gerekiyor ama gelirimiz de yok. 3 tane çocukla ortada kalacağız. Nereye gidelim?”
Editör: TE Bilisim