İsmet Birsel’in “mutlu insanları” Medya Sanat Galerisi’nde

İki yıl önce yaşama veda eden Diplomat ve Ressam İsmet Birsel’in eserleri, Medya Sanat Galerisi’nde açılan bir sergiyle Başkentlilerin beğenisine sunuldu. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in katıldığı sergi açılışına, Birsel’in eşi ve iki oğlunun yanı sıra çok sayıda Ankaralı sanatsever katıldı

SULTAN YAVUZ / ANKARA - Medya Sanat Galerisi, 2017 yılında yaşama veda eden Diplomat ve Ressam İsmet Birsel’in eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Sergiye, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in yanı sıra, Birsel’in eşi Ayşe Birsel, oğulları Selim ve Cem Birsel ile çok sayıda Başkentli katıldı. Sanatçının 69 eserinin yer aldığı sergi 1 Mayıs 2019 tarihine kadar görülebilecek. Birsel için ilki İstanbul’da olmak üzere, ikinci serginin düzenlediği Ankara, sanatçının eşi Ayşe Birsel ile Medya Sanat Galerisi’nin sorumlusu Ayşe Arkün’ün fikir birliği etmesiyle ortaya çıkmış. Birsel’in hayattayken resimlerini sergilemek istediklerini ifade eden Arkün, sergide yer alan çalışmaların yanı sıra, sanatçıya ait beş desen ve bir yağlı boya tablosu daha olduğunu kaydederek, serginin kendileri için duygusal bir anlam da ifade ettiğini belirtti. Birsel’in eşi Ayşe Birsel, sergide yer alan resimlerin karma dönemlere ait eserler olduğunu ve amacının İsmet Birsel’in anısını yaşatmak olduğunu dile getirdi. Birsel sergiye ilişkin şunları söyledi: “Onun anısını yaşatmak için böyle bir sergiyi düşündük, unutturmamak adına… İsmet hâlâ aramızda, hissediyoruz. Kendisi bir diplomattı ve yaşadığı hayatı, insanları yaptı. Tablolarında bir ironi, karikatürist bir hava vardır. Resim yaparken mutlu oluyordu ve mutlu insanları yaptı. Emekli olduktan sonra resme daha fazla ağırlık verebildi, iki yılda bir sergi açtı. Ikinci mesleği diyebilirim, çocukluğundan beri resim yapıyordu. Resim alanında akademik bir eğitim almadı ancak Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde yetişmiş. Büyük oğlumuz Selim de güzel sanatlar mezunudur ve Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyesi, resim yapıyor ama daha modern eserleri var, babasıyla tarzları farklı...” [caption id="attachment_153609" align="aligncenter" width="600"] İsmet Birsel’in eşi Ayşe Birsel, oğulları Selim ve Cem Birsel[/caption] İsmet Birsel kimdir? 1934 yılında İzmir Karşıyaka’da doğdu. 1953 yılında İstanbul Robert Koleji Sanat Tarihi bölümünden mezun olarak, hukuk eğitimi için Fransa’ya gitti. 1957 yılında Paris Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1958 yılında Dışişleri Bakanlığı’na giren Birsel, İran, Hollanda ve Macaristan büyükelçisi olarak ülkemizi temsil etti. 1989 yılında Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, 1993 yılında Avrupa Konseyi nezdinde büyükelçi oldu. 1999 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. Emekliliğinde ODTÜ’de “Human Rights Diplomacy in Europe” ve Hacettepe Üniversitesi’nde “European Integration Process and Turkey” dersleri verdi. Resim çalışmalıırnı mesleği ile beraber yürüttü. Eserlerini ilk kez 1995 yılında Fransa Poitiers’da açılan karma resim sergisinde sergiledi. Hollanda’da Lahey Pulchri Studio’da çalışmalar yürüttü. Ulusal ve uluslararası olmak üzere 21 kişisel sergi açtı, çok sayıda fuara, karma ve grup sergisine katıldı. Evli, iki çocuk ve dört torun dedesi olarak 2017 yılında vefat etti. Pek çok ödüle değer görüldü. İsmet Birsel’in hayattayken son sergisi için yazdığı metin: "Resim bir macera Aslında resim yapımı bir maceradır. Kendi başına bir macera… Boş bir tuvalin önüne oturunca önce zihnimde ve sonra yavaş yavaş boş tuvalde ayrı bir dünya oluşuyor. Belleğimde kalmış bir dünya sanki beni bekliyor gibi görsellik kazanmak için bir heyecan, bir kıpırdanma oluşuyor. O ayrı dünyada, doğrusu evvelden beri benim olan o dünyanın insanları sanki “nerede kaldın” diyor ve fırçalarla renklerle işe koyuluyorum. Kimi zaman tanıdık simalar belleğime düşüyor. Kimi zaman bakıyorum hoş bir çift gelmiş. Ona tuvalde uygun bir yer arıyorum. Kıyafetleri düzgün olsun, insanı utandırmasınlar istiyorum. Ne de olsa benim insanlarım benim dünyam. Kıyafet konusunda hanımlar daha seçici oluyor, biri makyajını beğenmiyor diğeri dekoltesini biraz kapatmasını yeğliyor. Kimileri ise giysisinin rengini ve biçimini beğenmiyor. Tartışmaya gerek yok o zaman hemen elbiseyi alıp terziye yeni bir elbise için provaya göndermek gerekiyor. Resmi yemeklerde kimi zaman oturdukları yeri beğenmezler. Hadi o zaman tekrardan bir sofra düzeni… Dedim ya insan karakteri kolay değil, resme aktarmak da öyle, incelik diplomasi gerektiriyor. Bir noktaya gelince “Eh artık sizler bu dünyada sonsuza kadar kalacaksınız, ben gidiciyim” diyorum ve iş bitiyor. Tatlı bir macera… Bu tür macerayı peyzaj ve ölü doğada bulmak benim için olanaksız. Insanlarla birliktelik güzel bir duygu, sıcak bir duygu. Onların her birinin ayrı iç dünyasına girebilmek, onlar için bir dünya yaratmak da güzel. Işte galiba bu resim sanatı yoluyla “insana” olan sevgimi yaşıyorum, mutlu oluyorum.” Kasım 2016