Düzce - Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Attila Önmez, halk dilinde şeker hastalığı olarak bilinen diyabetik hastaların ramazan ayında oruç tuttuklarında iftar ile sahur arasında belirli aralıklarla ara öğün yapması gerektiğini söyledi. Önmez, diyabetin toplumda en sık görülen kronik hastalık olduğunu; Türkiye'de yüzde 14, yani 7 milyon kişide diyabet olduğunu düşündüklerini belirtti. Hastalarından ramazan ayına yaklaşıldığında oruç tutup tutamayacaklarına ilişkin sorular aldığını anlatan Önmez, diyabet hastalarının oruç tutarken hiperglisemi (yüksek kan şekeri) ya da hipoglisemi (düşük kan şekeri) yaşayabileceklerini dile getirdi. "Tip 1 diyabetli hastalarımız oruç tutmamalı" Önmez, diyabet hastalarında oluşabilecek üçüncü bir riskin dehidratasyon yani sıvı kaybı olduğuna değindi. Çok yüksek riskli hasta popülasyonu Tip 1 diyabetli hastaların yani günde 4 sefer insülin yapmak zorunda olan ve ara öğünlerini saati saatine uygun olarak düzenlemesi gereken hasta grupları olduğunu belirten Önmez, bu grupların oruç tutmasını istemediklerini vurguladı. Önmez, bunun dışında gebelik diyabeti olan hastaların, kan şekeri 250'nin üstünde olan ve ortalama 3 aylık hemoglamin A1c değerinin yüzde 8 ve üzerinde olan hastaların, ek kronik rahatsızlıkları bulunanların da oruç tutmalarının riskli olduğunu bildirdi. "Bazı hastaların doktor kontrolünde oruç tutmak mümkün" Tip 2 diyabet hastalarının ise gözetim altında oruç ibadetini yerine getirebileceğinin altını çizen Önmez, "Şeker düşürücü hap kullanan hastalarımız doktor kontrolünde oruç tutabilir. Oruç tutarken bazı insülin salgılatıcı ilaç grupları hipoglisemi (şeker düşüklüğü) yaratabilir. İlaçları kesmek ya da dozunu ayarlamak gerekebilir. Şekeri düşürürken böbrekten idrar atılımını da arttıran bazı ilaç grupları da bu kapsama girer, dozlarını ayarlanması önemlidir. Bu yüzden muhakkak hekimleri ile ramazan öncesinde iletişime geçmelerini tavsiye ediyoruz." diye konuştu. Doktor gözetiminde oruç tutacak hastalarına Önmez, beslenmeyle ilgili şu tavsiyelerde bulundu: "Sahuru kahvaltı gibi düşünebilir. Hafif bir kahvaltı yapabilirler. Sıvı alımı çok çok önemlidir. Diyabet hastalarında dehidratasyon (sıvı kaybı) riski çok fazladır. O yüzden çok fazla su içmelerini öneririz. İftarda da çok yüklenmemelidir. Özellikle şekeri çok arttıracak glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak dursunlar. Yemeklerini yavaş yesinler. İftar ile sahur arasında ara öğün yapmalarını öneriyoruz. Bir anda yüklenip de kan şekerlerini çok arttırmalarını tavsiye etmiyoruz."