17 saatlik açlık ve susuzluk süresinin söz konusu olduğu Ramazan’da diyabet hastalarının dikkat etmesi gerekenleri Hisar Intercontinental Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Mertol Bulur’dan öğrendik…
Diyabetin toplumda yaygın olarak görülen kronik rahatsızlıklardan biri olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Bulur; ‘Başta karbonhidrat metabolizmasının dengesinin bozuk olduğu bu rahatsızlıkta, protein ve yağ dengesi de belirgin olarak bozulur. Hastalığın en önemli göstergelerinden biri, kan şekerinin devamlı yüksek seyretmesidir. Normal şartlarda insülin hormonu yardımı ile hücre içine girmesi gereken glukoz; insülin yetersizliği ya da insülinin işlevini göstermesine engel teşkil eden nedenler dolayısıyla hücre içine alınamaz ve kan şekeri yüksek seyreder. Birçok farklı tipi olan diyabet hastalığı kişiye özel düzenlenen tedaviler ile takip edilir. Tedavide antidiyabetik ilaçlar ve insülin kullanılabilir ve kişi tedavi süreci boyunca uzman bir hekim tarafından takip edilir. Bu nedenle diyabet hastalarının oruç tutması konusunda genel yasaklama ya da genel izinler yerine ‘hastaya özel’ kararlar verilmesi gerekir. Yaz döneminde çok uzun saatler tutulan oruç, aşırı şeker düşüklüğü (hipoglisemi), aşırı su kaybı ve tansiyon düşüklüğü, şeker hastalığının sebep olduğu diğer organ hasarlarında artış gibi tehlikelere sebep olabilir. Bu gibi riskler nedeniyle, diyabet hastaları oruç tutmadan önce mutlaka uzman bir hekime başvurmalıdır. Diyetle ya da diyetle beraber tek bir oral antidiyabetikle şeker düzeyi normal seyreden hastalar Ramazan ayı boyunca şeker takiplerini de düzenli yaparak, hekim kontrolünde oruç tutabilirler. Kullanılan antidiyabedik ilaçlar, hekim kontrolü ile düzenlenmeli ve uzun etkili antidiyabetiklerden kısa etkili olanlara geçilmelidir. İftar ve sahurda tüketilmesi gerek gıdalar hekim tavsiyesine göre belirlenmeli, belirlenen diyete mutlaka uyulmalıdır’ açıklamasında bulundu. Kimlerin oruç tutmaları riskli olabilir? Ramazan ayından hemen önceki dönemlerde diyabet koması atlatmış olan hastalar, Kan şekeri düzeyleri iyi ayarlanmamış hastalar, Kan şekeri sık sık normalin altına (<60-70 mg/dl) düşenler, Hipoglisemilerini fark etmeyen hastalar, Mide veya onikiparmak bağırsağında ülseri olanlar, Tip 1 diyabet hastaları, Kronik böbrek yetersizliği olan ve/veya diyaliz tedavisi gören hastalar, Gebe diyabetliler, Yalnız yaşayan diyabet hastaları, Yaşlı diyabet hastaları oruç tutmaları yüksek risk taşıyan hastalar grubuna girer. Diyabet Hastalarının Ramazan Rehberi 17 saatlik açlık ve susuzluk süresinin söz konusu olduğu Ramazan’da diyabet hastalarının dikkat etmesi gerekenleri Hisar Intercontinental Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Mertol Bulur’dan öğrendik… Diyabetin toplumda yaygın olarak görülen kronik rahatsızlıklardan biri olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Bulur; ‘Başta karbonhidrat metabolizmasının dengesinin bozuk olduğu bu rahatsızlıkta, protein ve yağ dengesi de belirgin olarak bozulur. Hastalığın en önemli göstergelerinden biri, kan şekerinin devamlı yüksek seyretmesidir. Normal şartlarda insülin hormonu yardımı ile hücre içine girmesi gereken glukoz; insülin yetersizliği ya da insülinin işlevini göstermesine engel teşkil eden nedenler dolayısıyla hücre içine alınamaz ve kan şekeri yüksek seyreder. Birçok farklı tipi olan diyabet hastalığı kişiye özel düzenlenen tedaviler ile takip edilir. Tedavide antidiyabetik ilaçlar ve insülin kullanılabilir ve kişi tedavi süreci boyunca uzman bir hekim tarafından takip edilir. Bu nedenle diyabet hastalarının oruç tutması konusunda genel yasaklama ya da genel izinler yerine ‘hastaya özel’ kararlar verilmesi gerekir. Yaz döneminde çok uzun saatler tutulan oruç, aşırı şeker düşüklüğü (hipoglisemi), aşırı su kaybı ve tansiyon düşüklüğü, şeker hastalığının sebep olduğu diğer organ hasarlarında artış gibi tehlikelere sebep olabilir. Bu gibi riskler nedeniyle, diyabet hastaları oruç tutmadan önce mutlaka uzman bir hekime başvurmalıdır. Diyetle ya da diyetle beraber tek bir oral antidiyabetikle şeker düzeyi normal seyreden hastalar Ramazan ayı boyunca şeker takiplerini de düzenli yaparak, hekim kontrolünde oruç tutabilirler. Kullanılan antidiyabedik ilaçlar, hekim kontrolü ile düzenlenmeli ve uzun etkili antidiyabetiklerden kısa etkili olanlara geçilmelidir. İftar ve sahurda tüketilmesi gerek gıdalar hekim tavsiyesine göre belirlenmeli, belirlenen diyete mutlaka uyulmalıdır’ açıklamasında bulundu. Kimlerin oruç tutmaları riskli olabilir? Ramazan ayından hemen önceki dönemlerde diyabet koması atlatmış olan hastalar, Kan şekeri düzeyleri iyi ayarlanmamış hastalar, Kan şekeri sık sık normalin altına (<60-70 mg/dl) düşenler, Hipoglisemilerini fark etmeyen hastalar, Mide veya onikiparmak bağırsağında ülseri olanlar, Tip 1 diyabet hastaları, Kronik böbrek yetersizliği olan ve/veya diyaliz tedavisi gören hastalar, Gebe diyabetliler, Yalnız yaşayan diyabet hastaları, Yaşlı diyabet hastaları oruç tutmaları yüksek risk taşıyan hastalar grubuna girer. Ramazan’ı Rahat Geçirmek İstiyorsanız Hekiminiz ve diyetisyeniniz yardımıyla Ramazan ayına özel hazırlanmış bir beslenme programı uygulayın. İlaçlarınız programını iftar ve sahurda alınacak şekilde hekiminizle birlikte yapın. İftar ve sahur arasında ‘az’ ama ‘sık’ yeme ilkesini uygulayın. Sahur ve iftarın yanı sıra, gece saat 10-11 arasında alınacak bir ara öğün ile gün içerisindeki öğün sayısını en az üçe çıkarın. Yiyecek seçiminde; ekmek, pide, pirinç pilavı, makarna, patates ile şekerli yiyecekler gibi kan şekerini yükseltme potansiyeli yüksek basit karbonhidratları kısıtlayın. Süt, peynir, yoğurt, yumurta, zeytin, sebze, kepekli ekmek veya ızgara tavuk gibi ‘proteinden zengin’ besinleri ve domates, salatalık ve meyve çeşitlerinin bulunduğu ‘kahvaltı tarzı’ beslenmeyi tercih edin. Mutlaka çorba, sebze ve zeytinyağlı yemekleri tüketin. Gün içerisinde aşırı acıkma sorununuz varsa kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi protein ağırlıklı besinleri tüketin. Protein içeren besinler, midede daha uzun süre kaldığından, uzun süreli tokluk sağlar. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine; daha küçük ölçülü porsiyonları tercih edin. Uzun süre susuz kalınca, böbrek fonksiyonları bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Diyabet hastalığının en çok hasar verdiği organlardan birisi olan böbrekleri korumak için iftar ile sahur arasında en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su için. Birden fazla yemeği çok hızlı yemeyin. Çünkü gıda miktarının fazlalığına ve fazla hava yutulmasına bağlı olarak, mide ve onikiparmak barsağı fazla genişler ve kan şekeri hızla yükselir. Kan şekerini düşürmek için insülin hormonu seviyesi hızlı bir şekilde yükselir ve kan şekerini hızlı bir şekilde düşürür. Bu duruma bağlı olarak, yemeği takiben halsizlik, uyuma isteği, baş dönmesi, terleme gibi şikâyetler oluşabilir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı, hamur işi tatlılar yerine, ölçüyü kaçırmadan, sütlü tatlılar (dondurma, sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlılarını tercih edin.