Son yıllarda özellikle geride bıraktığımız aylar içinde dünyamızı tehdit eden doğal olaylar pek çok bölgede can ve mal kaybına sebep olurken İngiliz çevre bilimcileri hiçte hoş olmayan bir haberle sahil kentlerde yaşayan milyonlarca insanı şaşkına çevirmiştir.

Habere göre Fransa büyüklüğünde devasa bir buzul, çevre bilimcileri "Uyuyan Dev" olarak isimlendirdikleri bu kitlenin yavaş yavaş bulunduğu kitleden kopmak üzere olduğunu duyurmuştu. Doğu Antartika’da erimekte olan buzulun denize yayılması sonucu dünyanın tüm ülkelerindeki sahil şehirler i en az iki metre deniz suları tarafından işgal edileceği belirtildi. Zaman, zaman Grönland ve Batı Antartika’da büyük buz dağlarının kopması sonucu deniz seviyesinin hafif derecede yükseldiği görülmüştür.

Yine İngiliz yardım kuruluşu Christian Aid adına BBC’deki açıklaması da milyonlarca insanı tedirgin eden Dr. Alison Doig, daha da ileri giderek pek çok sahil kentlerinde yaşayan milyonlarca insanı uyarmıştır. Küresel ısınmanın doğuracağı felaketler sel felaketlerinin artmasına da sebep olacağı gerekli çalışma ve tedbirler alınmadığı takdirde en geç 2060 yılına kadar bir milyar insanın bu felaketlere muhatap olacağı da açıklanmıştır.

Dünyamızı tehdit eden bir olayı da ABD Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’dan gelmiştir. Altı yıl önce uzaya gönderilen SDO uzay aracının görüntülerine göre güneşte, dünyanın 50 kat büyüklüğünde deliklerin oluştuğu tespit edilmiştir. Bilim adamlarını da şaşırtan bu deliklerin dünyanın ısısını muhakkak ki değiştireceği konusunda hem fikirlerdir.

Uzaydan böyle üzücü haberler gelirken dünyamızda peş peşe doğal afetlerin hedefi olmaktadır. Çok değil son iki-üç ay içinde Avustralya’da meydana gelen depremlerden sonra yangınlar ülkeyi kasıp kavurmuştu. Güney Amerika ülkesi Ekvador’un kuzeybatı kıyılarında meydana gelen yer sarsıntılarının faturası bir hayli kabarık olmuştur. Enkaz altında kalanlar hariç 82 kişi hayatını kaybederken yüzlerce yaralı ve yine yüzlerce aile evsiz kalmıştır. Japonya da alışık olduğu bu doğal felakete yine boyun eğmiş, peş peşe gelen yer sarsıntıları sonucu, 47 kişi hayatını kaybederken 80’i ağır olmaz üzere 2 bin 300 kişinin yaralandığı görülmüştür. Şiddetli yağışlar, fırtına, sel, kasırga, yer sarsıntıları, volkan patlamaları dünyanın dört bir tarafında can almaya devam ederken. Aşırı yağışlar sonunda başta Londra olmak üzere, muson yağmurlarının felaket getirdiği Sri Lanka’da yağışların neden olduğu toprak kayması sonunda üç köy toprak altında kalırken 200 ailenin akıbetinin ne olduğu bilinmemektedir. Yoğun çalışmalar sonunda şimdilik 16 kişinin cansız bedenlerine rastlanmıştır. Sel sularına kapılan 27 kişinin de yaşamını yitirdiği açıklanmıştır. Kasırga Bangladeş’i de vurmakta gecikmemiş, Roanu adı verilen kasırga 24 kişinin canını alırken ülkenin güney kıyılarında hayatı olumsuz etkilemiştir.

Kasırgaların yarattığı felaketler bir tarafa iki gün içinde yıldırım çarpması sonucu, 64 kişide feci şekilde can vermişlerdir.

Orta Afrika ülkesi olan Kosta Rika’nın, 3 bin 500 yıllık yanardağı Turrialba İspanyolca "Beyaz Kule" anlamına gelen yanardağın tekrar ateş ve duman püskürtmesi ülkede yaşamı olumsuz etkilemiştir. Endonezya’da aynı şekilde Sinabung Yanardağı’nın kül ve ateş püskürtmesi sonucu 6 kişi hayatını kaybetmiştir.

Yoğun yağışlar sonucu heyelan oluşması toprak kaymasına neden olan Çin’de Fucou eyaletinde bir inşaatta çalışan 35 işçi toprak altında kalmıştır. Son yallarda hortum felaketine uğrayanların ölümle sonuçlandığı pek çok vaka gün ve gün TV haberlerinde yer almaktadır. Güney Amerika ülkesi Uruguay’da meydana gelen hortumlar 6 kişinin hayatına mal olmuştu. Bu hortum olayına geçtiğimiz günlerde Alanya’da rastlamış, can kaybı olmamasına karşılık maddi zarar meydana gelmiştir.

Son ayların en büyük doğal felaketi ise Kanada’da başlayıp ülkeyi kasıp kavuran bir haftada ancak söndürülen dünyanın en büyük yangınında 2 bin 400 binanın kül olduğu New Yok City’den büyük bir alanın kullanılamaz hale geldiği yangınları söndürmek için 710 itfaiye eri, 20 helikopter, 31 yangın uçağı, 88 itfaiye aracı, 44 ağır iş makinesi ve yüzlerce gönüllünün geceli-gündüzlü gayretleri sonucu nispeten söndürülmüş olan yangında ne yazık ki Fort Mc Murray adlı kent alevlere karşı koyamamıştır. Bu kendin yeniden imarı için 9 milyar dolar gerekmekte olduğu açıklanmıştır.

Son olarak küresel bir felaket olayına da İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen açıklamıştır. Şen’e göre haziran, temmuz ve ağustos aylarının 1880’den bu yana yaşanan en sıcak mevsim olacağı ve Afrika sıcaklarının etkisinde kalacak olan Türkiye 90 gün sıcaklardan kavrulacaktır açıklaması olmuştur. Nitekim sıcaklar Hindistan’da kendini göstermiş, Phalodi kendinde termometreler 51 dereceyi göstermiş, eriyen asfaltlar yüzünden şehirde ulaşım durmuştur.

1800’lü yıllardan bu yana ilk defa böyle sıcakla karşılaşan Hintliler su sıkıntısı da çekmeye başlamışlardır. Ülkemizde daha şimdiden sıcak havanın etkisen girmiş, 30 yıl içinde Hakkari’de Cilo dağın’da ki buzulların hemen hemen yarısı erimiştir. 1984 yılında 530 hektar olarak ölçümlenen buzul alanı, 2015’te 282 hektara kadar düşmüştür. Küresel iklim değişikliği nedeniyle erimeye devam eden Cilo dağı buzulları en az 150 yıl sonra yerini kuru topraklara bırakacaktır.

Bu arada deniz seviyesinin yükselmesi sonucu Pasifik Okyanusu’ndaki Soloman Adalarına ait beş küçük ada sular altında kalmıştır. Tamamen sular altında kalan adalarda ki yüzlerce insan başka adalara nakledilmiştir. Bilim adamaları dünyanın şekillenmesinde yani 3.46 milyar yıl önce bir göktaşının küremize çarpması sonucu bu hale geldiğini iddia ederek insanları şaşırtmaktan geri kalmamışlar. Avustralyalı bilim adamları iddialarının gerçek olduğunu ellerine geçen kaya parçalarını inceleme sonucu bu neticeye vardıklarını söylemektedirler.

Çocukluğumuzda yazlık açık hava sinema bahçelerin de seyredip doğasına hayran kaldığımız Tarzan filmlerinin çekildiği Afrika bugün açlıkla yüz yüze 15 milyon insanı, kuraklık ve iç savaşlar nedeniyle kıvranan talihsiz bir kıta olarak karşımıza çıkmaktadır.