CENGİZ ALDEMİR ANKARA- Koronavirüs salgını sürecinde pek çok sektör ekonomik açıdan önemli kayıplara neden olmaya devam ediyor. Bu zor koşullardan en çok etkilenen sektörlerden birisi de sanatçılar oldu. Üstelik bu hasar sadece ekonomik boyutla sınırlı da değil. Sinemalar, tiyatro, konser ve sergi salonları gibi kültür-sanat takipçilerinin normal şartlarda bir araya geldikleri mekânlar belirsiz bir süreliğine kapandı. Ankara’da özel bir hastanede görev yapan, sanatın psikolojik bir ihtiyaç olduğunu çarpıcı örneklerle ortaya koyan, “evde kal” ile “Sabrımı aktif hale getirmeye çalışırdım” diyen, kamunun sanatçılara düzenli destek sağlamasını ve Covi19’un tartışmasız bir meslek hastalığı olduğunu savunan Uzman Doktor ve Karikatürist Taner Özek, Covid-19’un tehlikesiyle ilgili farkındalık yaratmak için çizdiğini söyledi. Toplumsal olaylarla ilgili bir çok karikatür kitabı yayınlanan Özek, çizimlerini paylaştığı 24 Saat Gazetesinin sorularını yanıtladı. SANAT PSİKOLOJİK BİR İHTİYAÇ -Yemek, içmek biyolojik bir ihtiyaç ise sanat neyin ihtiyacı? Sanatın bireyin duygu ve düşünlerinin tercümanı olduğunu Atatürk'ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözüyle ortaya koymak isterim. Edebi, plastik, müzik veya sahne sanatları… her türlü sanat dalının meraklısı için duygusal bir ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Yeme, içme ve yürüme birer biyolojik ihtiyaç ise konuşma, dinleme, izleme ve düşünmekte psikolojik ihtiyaçlardır. Sosyalleşmek kadar düşünmek ve hayal kurmakta psikolojik gerekliliktir. Sanat, bireyin hayal gücünü geliştirmesi ve duygularını anlamlandırabilmesi için yardımcı bir araçtır. Okunulan kitap, izlenilen film, dinlenilen müzik veya incelenen resim bireyde psikolojik etkiler bırakarak yaşamını etkiler. -Sanatla sağlık ilişkisini çarpıcı şekilde ortaya koyan bir örnek verebilir misiniz? İtalya’nın Bologna şehrinde yapılan ve 90 kişinin katıldığı bir çalışmaya dikkat çekmek isterim. Denekler Bologna Vicoforte Kilisesi’nin içindeki ve duvarlarındaki sanat eserlerini incelemişler. Bu sanat ve kültür gezisinin öncesinde ve hemen sonrasında tüm deneklerin kan ve tükürük örneklerinden kortizol seviyelerine bakılmış. Özellikle stres yanıtı olarak yükselen kortizol seviyesinin depresyon, yorgunluk gibi psikolojik etkilerinin yanı sıra başta mide ülseri olmak üzere pek çok hastalığın patolojisinde rol oynadığı bilinmekte. Araştırmanın sonuçlarına göre çalışmaya katılanlarda tükürük ve kan kortizol seviyesi yüzde 60 oranında azaldığı saptanmış. HIV adı verilen bir virüsün sebep olduğu AIDSli hastalarda yapılan araştırmalarda ise müziğin ve sanatsal aktivitelerin, bağışıklık sistemini düzenlemeye yardımcı olduğu görülmüş. Benzer çalışmalarda, vücudun savunma sistemi mekanizmalarından biri olan CD4+ T lenfositlerin, yaratıcı sanatla uğraşan kişilerin kanlarında arttığı saptanmış ve yaratıcı sanat terapisinin kronik ağrı yönetiminde de yardımcı olduğu gözlenmiştir. -Pandemi sürecinde “Evde Kal” saydınız neler yapardınız? Öncelikle Latin Amerika edebiyatının en büyük yazarı olan Gabriel Garcia Marquez’in Kolera Günlerinde Aşk romanında, terk edilen bir sevgilinin umudunu kaybetmeden sevdiğini sabırla beklemesini anlatıyor. Biz de bu günlerde bir taraftan bilimsel tavsiyelerin yanı sıra, sabretmenin yollarını bulmalıyız. Bakın sadece yazmak ve günlük tutmak bile kronik hastalığı olanlarda seyri olumlu etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkmakta. 2004 yılındaki bir çalışma, tiyatro gösterilerine katılmaya teşvik edilen yaşlı bireylerin 4 hafta sonra psikolojik olarak olumlu anlamda gelişim gösterdiklerini ortaya koymuştur. Günümüzde insanların ilgi alanlarına göre birçok online kurs bulunuyor. Çizim, animasyon, el işi, dijital çizim ve dahası… Evde bulunduğunuz süre boyunca bu online kurslara yazılabilir, konunun uzmanlarından eğitim alıp becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Vaktinizi bu şekilde nitelikli bir şekilde değerlendirdikçe bu süreçte kendinize yeni şeyler katıp karamsar düşünceleri de zihninizden uzak tutabilirsiniz. Korona günlerini, hem bedensel hem de ruhsal olarak sağlıkla geçirmek için, evde ilham verecek ve kafa dağıtmalarını sağlayacak kültürel, sanatsal etkinliklerde bulunmalarını tavsiye ediyorum. Pandemi sürecinde sanatın sağlığa etkilerini bireyler sosyal medya paylaşımlarıyla da ortaya koyuyorlar. Konserler, söyleşiler vs. vs. Umudumu kaybetmeden sabrımı bu şekilde aktif hale getirmeye çalışırdım. FARKINDALIK YARATMAK İÇİN ÇİZİ-YORUM -Karikatürist kimliğinizle Covid-19 desem neler söylersiniz? COVID-19, en eski iletişim mecralarından biri olan karikatür dünyasının da ana gündem maddesi olmuştur. Bağımsız karikatüristlerin öngörülemeyen bu yeni küresel düzeni eleştirel bir bakış açısı ile ele aldıkları görülmektedir. Küresel ekonominin aslında ne kadar dayanıksız olduğunu aktaran karikatüristler, siyasilerin ikiyüzlü ve popülist davrandıklarını okuyucuları için çizmekte ve eserlerinde küresel düzenin geleceğini sorgulamaktadırlar. Küreselleşmenin getirdiği risk sonucu ortaya çıktığı tartışılan pandeminin en büyük olumsuz etkisinin küresel düzenden faydalananlara değil sokaktaki insana ve topluma etkisi olduğu gerçeği de karikatüristler tarafından vurgulanmaktadır. Ben ise doktor ve karikatürist olarak mesleğimizin bu süreçte önemini, yaşadığı zorlukları çiziyorum. Covid-19 virüsünün sinsi bir bulaşı olduğunu belirtmek için, farkındalık yaratmak için çizi-yorum. Çünkü Karikatüristin yorumu çizgileridir. [caption id="attachment_202086" align="alignleft" width="700"] Uzman Doktor ve Karikatürist Taner Özek[/caption] KAMU SANATÇILARA DÜZENLİ DESTEK SAĞLAMALI -Siz de bir çizi sanatçısı olarak, pandemi sürecinde yaşam mücadelesi veren Kültür ve sanat insanları için bir öneriniz var mı? Kâr amacı gütmeyen kültür ve sanat kurumları yıllardır kısıtlı öz kaynakları ile kaliteli, eğitsel işlevi olan etkinlikler gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Örneğin Yıllardır Ankara ile özdeşleşmiş bir Ankara Sanat Tiyatrosu vardı. Bugün bu tiyatro çalışanları çok zordalar. Hiçbir destek alamıyorlar. Ressamlar, heykeltraşlar, karikatüristler de aynı durumdalar. Bütün sinema, tiyatro ve müzik yapan mekan ve insanlar inanın çok zordalar. Bir an önce destek verilmeli bu insanlarımıza. Ancak artan maliyetler söz konusu etkinliklerin herkese ulaşmasını engellemekte, dolayısıyla bireyler tarafından yeteri kadar etkinlik üretilip tüketilememektedir. İnsan odaklı gelişmenin itici gücünün kültür ve eğitim olduğu gerçeğinden hareketle, kültür politikaları da uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma stratejisinin bir parçası olarak kurgulanmalıdır. Kamu, kültürel zenginliği ekonomik değere dönüştürme konusunda kültür-sanat alanına düzenli şekilde destek sağlamalıdır. COVİD-19 TARTIŞMASIZ MESLEK HASTALIĞIDIR Covid-19 bir meslek hastalığı mıdır? Kamu ve özel hastanelerde pandemi sürecinde ülkenin her yanında aralıksız olarak sağlık hizmeti sunan hekimler ve diğer sağlık çalışanları önemli zorluklara karşın hizmet sunmaktadır. Bir yandan kapasiteyi aşan hasta yoğunluğu, diğer yandan yeterli kişisel koruyucu donanıma erişilememesi nedeniyle her geçen gün daha çok sağlık çalışanı Covid-19 tanısı almaktadır. İş kazası, işyerinde veya işten kaynaklanan ani bir olayın kişiye zarar vermesi; meslek hastalığı ise işe bağlı maruziyet sebebiyle çalışanda zaman içinde bir hastalığın ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. Ani gelişen bir olaya ilişkin herhangi bir saptama olmasa da, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışanların Covid-19 tanısı almaları durumunda, hastalığın yapılan işle yakın bağı gözetilerek, meslek hastalığı bildirimi yapılmalıdır. Covid-19 tartışma götürmez bir meslek hastalığıdır.