Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova’nın, #dijitalekalptenbağlı marka isimli kitabı okuyucuyla buluştu. KTO Karatay Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan kitap, basit bir anlatımla sosyal medya fenomenliğinden web sitesi kurulumuna, dijital ebeveynlikten dijital terminoloji sözlüğüne kadar dijital dünyaya ilişkin merak edilen tüm sorulara cevap veriyor. 10 ilde imza günü düzenleyen Garakhanova, ilkini Ankara Kent Park AVM’de gerçekleştirdi. Garakhonava, 24 Saat gazetesinin sorularını yanıtladı
SULTAN YAVUZ/ANKARA- Dijital üzerine hem akademisyen kimliği hem de iş hayatındaki çalışmalarıyla bilinen KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, mesleki deneyimlerini #dijitalekalptenbağlı marka isimli kitapta topladı. KTO Karatay Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan kitap, basit anlatımıyla dikkat çekiyor. Kitabın yazım dili oluşturulurken, dijitaldeki okuma hızının ölçü aldığını ve “Basit diliyle herkesin kafasındaki sorulara yanıt vermek istediğini” kaydeden Garakhova, okuyucunun kitapta anlatılan örnekleri video olarak izlemesi için her sayfaya karekod yerleştirdiklerini söyledi. 2017 yılında online eğitimlere başlayan KTO Karatay Üniversitesi “Dijital Dönüşüm Projesi”nin bir parçası olan kitap, “Karatay Hibrit” modeli hakkında da bilgi veriyor. Söz konusu üniversite, Covid-19 salgını başladığında mevcut güçlü alt yapısını ve tecrübesini kullanarak uzaktan eğitimi ve ‘KaratayHibrit’ adını verdiği özgün modelini online eğitimde başarıyla kullanan az sayıda üniversiteden biri oldu. Garakhova, kitaba ve dijital dünyaya ilişkin 24 Saat gazetesinin sorularını yanıtladı. -Bize kendinizden bahseder misiniz? Dr. Nabat Garakhanova: Azarbeycanlıyım, orada Rus okuluna gittim, Türkiye’ye1995’te geldik ama ben iki ülke arasında gidip geldim. Yüksek öğrenim hayatına 1999-2004 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi ekonomi bölümünde başladım. 2006-2009 yılları arasında Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisansı tamamladıktan sonra 2016 yılında Fransa’da Universite Robert Schuman Politika ve Sosyoloji bölümünde doktor unvanı aldım. Akademiyi düşünmemiştim, eski bir bürokratım. Çalışma hayatına 2004 yılında Strasbourg’da Avrupa Konseyi Conference of INGO’sta başladım, 2006 ve 2012 yılları arasında İslam Konferansı Genel Müdürlüğü yaptım. 2015 yılında Mezo Dijital ile Mezo Grup firmalarının ilkini hayata geçirdim. Bürokrat bir aileden de geliyorum ama o kıyafetler ve iş tanımı bana uygun değildi, tasarım ve sanatla ilgili bir şeyler yapmak istiyordum. Zaten doktoramnı da medeniyet kavramı altında, Türkiye ve Azerbeycan’ın gerçekten kardeş olup olmadıkları üzerine yaptım. Bulgularımıza göre kardeşiz, lafta değil yani… Sonra dijitalle tanıştım ama bu sürece kadar beş dil bilen, başarılı bir bürokrattım. Boğaziçi Üniversitesi, yönetim becerim de olduğu için dijital çalışma yapmam konusunda teklif verince, bilmediğim bir alan olduğunu söylesem de, cesaretlendirdiler. 250’ye yakın kitabı bir yılda okudum ve pek çok eğitim alarak, Facebook ve Twitter’ın ofislerine gittim, yazılım dilini öğrendim. Dijital yaşayan bir şeydir ve sürekli öğreniyorum. Dijital, hayatımızı anlığa çevirdi ve eskiden anı deyince uzun bir hayattan bahsederken, şimdi klasik 140 karakterden oluşan bir kavramdan bahsediyoruz. Enerjik biri de olduğum için dijitalle çalışmak beni hep taze tutuyor. “Herkesin artık dijitale kalpten bağlandığını düşünüyorum” -Kitabınızın ismi nereden geliyor, neyi temsil ediyor? Garakhanova: Dijitale kalpten bağlı, neden? Çünkü hepimiz dijitale bağlıyız, olmazsa olmaz. Benim kendi şirketim var sadece dijital üzerine çalışma yapıyoruz ve her şeyde eğer kalpten bağlanırsan başarılı olursun. Kişisel olarak ya da şirket bazında marka olman da buna bağlı. Dolayısıyla buradaki hikâye de, ne yaparsan kalpten yapman gerekir ve dijitale de kalpten bağlısın. Kitabın başlığını da hashtag ile yaptım, çünkü hayatımızın bir parçası oldı. O hashtag ile dijitalde kaybolmayan bir veri bırakıyorsun. Ben herkesin artık dijitale kalpten bağlandığını düşünüyorum. İnsanların dijital nedeniyle okuma tembelliği olduğu için kitaptaki yazı karakterini kısa tuttum ve dijitalin iki amacı olan bilgi ve eğlenceyi birleştirdim. Rusça “ayıcık” anlamına gelen Misha karakterimiz var. Ayıyı tercih etme sebebim de çocukluğumdan beri ayıcık koleksiyonu yapmam. Mişa sorular soruyor ve ortalama iki-üç dakikada konsantrasyonu dağılan insanlara göre tasarladım. İnteraktif bir kitap, sohbeti, eğlencesi, QR koduyla birlikte bunu yaratıyor. -Kitabı özgün kılan yanları neler?Yani dijitale ilişki pekçok kitap yayınlanıyor… Garakhanova: Piyasada farklı kitaplar bulabilirsiniz, sosyal medya üzerine spesifikleşmiş şeyler ama ben genel bir dünyayı anlatıyorum. Mesela annem dijital ne diye sorduğunda, QR kodu, HES kodu, görüntülü arama, eve söylediğin online siparişler de dijital dünya diyorum. Dijital artık bizim yaşam şeklimiz oldu. Kitapta kısa kısa tarihçesinden de bahsediyoruz ve dijitali anlatmak ilk başlarda çok zordu. Babam bile benim için “webci” diyordu, kimse dijital iletişim stratejisini ya da dönüşümü konuşmuyordu. Biz bu kitapta dijitali çok basitçe anlattık. Bu dünyada insanlar kandıralabiliyor çünkü dijital okur yazar değiliz. Sözleşmelere bile okumadan imza atıyoruz, dijital ayak izlerimizden de haberdar değiliz. Benim Karatay Üniversitesi’ni tercih etme ve orada öğretim görevlisi olma sebebim de erkenden dijitalin temellerini kurması oldu. Uzaktan eğitim çok az üniversitede mevcutken, Karatay bunu 2010’ların başında yapmaya başlamıştı ve pandemi sürecinde yüzde 90 sıkıntısız olarak eğitime devam ettik, altyapımız sağlamdı çünkü… -Karatay Üniversitesi’ni başarılı kılan etmenler neler? Garakhanova: Anadolu’daki enerji çok farklı, kendilerini sürekli yeniliyorlar ve önyargıların aksine büyük şehirler daha geride kaldı. Karatay Üniversitesi Konya Ticaret Odası’na bağlı ve akıllı teknoloji, dijital dönüşüm şirketi, kendine ait bir pisti var. Öğrenci geldiğinde, teori kadar pratiği de alsın anlayışı var ve kendi uçağıyla, pilotlarla öğrencilere bu alanda uygulama yaptırabiliyor mesela. Mühendislikte de aynı şekide, teknoloji kampüsünde mesleki eğitim veriliyor, similasyon kaynağını kullanabiliyorsun. İnşaat, siber havacılık, yurt dışı programları… Eğitime gerçekten yatırım yapılıyor ve daha hibrit sistem tartışılırken rektörümüz bunun üzerine yapı kurdu. Öte yandan makale, araştırma ve projelere maddi destek ve teşvik veriliyor. Kendi öğrencilerine de iş anlamında öncülük tanıyor. Bu kitap da Karatay Üniversitesi’nin anlayışıyla örtüşen bir çalışma oldu. [caption id="attachment_207749" align="alignleft" width="700"] Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova[/caption] “Uzaktan eğitimden ziyade, hibrit sistemi değerli buluyorum” -Uzaktan eğitimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilginin yanı sıra, üniversite bir kamusal alan yaratıyor ve en az bilim kadar bu yönüyle de insanı geliştiriyor. Garakhanova:Uzaktan eğitimden ziyade, hibrit sistemi değerli buluyorum, dijitali doğru kullanma taraftarıyım. Uzaktan eğitim de önemli ama hibrit sistemde hocayla da konuşan, robotlaşmayan yapı mevcut… Ben Konya Ticaret Odası’nın dijital dönüşümünün de başındayım ve rektör hocamla çalışma yaparken, hibrit sistemin temelini kaçırmamaya çalıştık. Biz dokunmayı, sohbeti seven insanlarız, o yüzden dijitali de alıp kendi özümüze göre davranmamız lazım. Dijitalddeki bir hata, insanlar hem Twitter hem Facebook hem Instagram’da olmak isityor. Hayır, senin karakterin neyse onu seç. Ana mecran olmalı. -Basılı kitap kalkacak tartışmasına ne diyorsunuz? Garakhanova: Araştırmalarda e kitabın tutacağı sanılıyordu ama öyle olmadı. Şu anda hâlâ kitap okunuyor ve insanlar basılı kitabı tercih ediyor, üretiminde azalma yok yani… -Ama aynı şeyi dergi ve gazete için söyleyemeyiz sanırım? Garakhanova:Gazete ve dergi azaldı, daha çok online ortama kaydı ama burada çevre kirliliği ve ekosistem de devreye giriyor. Kendi şirketimde kâğıt kullanmıyoruz. Ağaç dikimi, günbeş enerjisi, karbon ayak izi gibi konulara karşı duyarlıyım ve bence doğayı desteklemek için bu iyi bir yöntem. Fakat kitap bir eser ve basılması gerekir diye düşünüyorum. -Sizce gelecekte sosyal medya uzmanlığı ya da web tasarımı gibi mesleki alanlar ortadan kalkacak mı? Garakhanova:Bence zaten şu anda da kendi işlerini yapanlar var, bu kitabı okuyarak web sitenizi kurabilirsiniz. Youtube’dan izleyerek ya da hazır paketler ile kendi ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bence kalkacak evet, kitap sosyal medyada ne yapılması gerektiği, veri nedir, e ticaret yapılabilir mi gibi konularda bir perspektif sunuyor. -Sokakta büyüyen, dışarıda oyun oynayan nesil ile şimdiki nesil farklı, özellikle küçük çocukların eline sürekli tablet tutuşturulması eleştiriliyor. Bu konuda neler söylersiniz? Garakhanova: Bizim ikinci projemiz de dijital ebeveynlik be çocuklarla ilgili, bir kitap hazırlığımız da var. Bu konuya çok dikkat edilmeli, ne yazık ki “ekran çocuklarımız” var, mutlak doğru yok ama çocuğu yönlendirmek için kendimiz dijital okur yazar olmalıyız. Siber zorbalık ve saldırıdan nasıl korunacağımızı önce biz öğrenmeliyiz. -Sosyal medya kullanıcalarına ne tavsiye edersiniz? Garakhanova:Özetlemem gerekirse, verilerinizi paylaşmayın. İkili doğrulamanız olsun ve her yerde yanı şifreyi kullanmayın. Şifrede büyük ve küçük harf, semboller kullanın ve yüz güzelleştirme gibi çeşitli programları indirirken nelere müsaade ettiğinize dikkat edin. -Neden dijital yerine, il il dolaşmayı tercih ettiniz? Garakhanova: Evet, herkes uzaylıymışım gibi bakıyor, dijital kitap çıkarıyorsun ama şehirleri dolaşıyorsun. Ben iletişimciyim ve insanları hissetmem gerekiyor. Sohbet etmek ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde insanların dijitali nasıl algıladığını öğrenmek istiyorum. Benim şirketimin temeli veri, veriyi de sadece dijital üzerinden çekmiyoruz. Dijitalin farklı yönlerini ve sorunlu yanlarını insanlardan öğrenmek istiyorum ve bu nedenle Türkiye’nin yedi bölgesini içine alan iller seçtik. Bölgeye göre kullanım şekli, kendisine uygun hâle nasıl getirdiği, Kayseri’deki ve Ankara’daki kullanıcını farkı, kitaba tepkileri, işi doğru mu yapıyoruz gibi geri bildirim almam gerekir diye düşünüyorum.