HABER MERKEZİ - Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde ” Aldığımız nefes bir başkasının nefesiyle vücut buluyor doğada, hepimiz dünyalıyız ve ekosistemin bir parçasıyız “ dedi. Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, ‘’Dünya çevre gününü pandemi koşullarında karşılarken, her birimizin ve yöneticilerin oturup binlerce kez düşünmesi gerekiyor. Dünya bütün canlılara ait ve doğal varlıkların talanından vazgeçilmesi gerekiyor” diye konuştu. “Ekosisteme karşı sorumluluklarımız var” Candan şöyle devam etti: “Çevre deyince bütün canlıların yaşamları boyunca birbirileriyle ilişkilerinin şekillendiği, biyolojik sosyal ekonomik bir kültürel ortamdan bahsediyoruz. Hepimiz, İnsanla doğanın, yaşam kültürü ile yoğrulan her bir canlının ve varlığın bir aradalığının dengesini kuran, bizi birbirimize bağlayan ekosistemin bir parçasıyız. Hepimizin misafir olarak yaşadığı ve bizden sonrakilere bırakmak sorumluluğu olan doğada, aldığımız nefes, bir başkasının nefesiyle vücut buluyor. Bu nefesler bütünlüğü, insanın insanla, insanın mekanla, insanın doğayla ilişkilenme varlığına kayıtsız kalamayacağımızın bir işareti. Bu bütünlük içerisinde dünya çevre gününü karşılamak ve etrafımızda olup biten her şeye aynı duyarlılıkla yaklaşmamız gerekiyor. Bir başkasının nefesinin varlığıyla hayat bulduğumuz bu ekosisteme karşı sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlamak zorundayız.” “Tahakkümü reddediyoruz” Candan şunları kaydetti: Murray Bookchin, ‘Özgürlüğün Ekolojisi’ adlı kitabında, “İnsanın doğa üzerindeki tahakkümü, insanın insan üzerindeki tahakkümünün bir sonucudur“diyor. Bugün yaşadıklarımızı alıp yan yana koyduğumuzda hep bu tahakkümü görüyoruz ve bu tahakküm pandemi sürecinde insanlığın gözüne girecek kadar açığa çıktı. Yok edilen zeytinliklerimiz, yakılan ormanlarımız, yapılaşmaya açılan doğal alanlarımız, yaşam döngüsü içerisinde bir varlık olarak anlamlandırdığımız bellek mekanlarımızın yıkımı, belleğimizin yok edilmesi ve parlamentoda milletvekilliği düşürülerek cezaevine gönderilen vekiller, ırkçılığın tırmanışı, zorun gücüyle, bilimin ve tekniğin rehberliğini kabul etmeyen zihniyetlerin, betona, ranta ve iktidarlarına korumaya teslim olmuş ruhları bu tahakkümün göstergeleri. Pandemi günlerinde dünya çevre gününde hafta içi çalışmak serbest, hafta sonu sokağa çıkmak yasak yaklaşımı ile çevremizde yeni bir tahakküm süreci örülürken, insanlık, doğa, yaşamlarımız bu tahakküm altında tutsaklaştırılmaya çalışılıyor. Tahakkümü reddediyoruz ” Candan, “Pandemi ile birlikte her birimiz dünden daha fazla dünyalı olduk. Onun için dünyanın geleceği, ekolojik bütünlüğü doğal yaşam alanlarının ve ekolojik bütünlüğün korunması mücadelesine bağlı. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz. Çevre performans indeksinde (EPI) 180 ülke arasında 108 sırasında yer alan Türkiye’de, Atatürk Orman Çiftliğini betonlaştıran, Millet Bahçesi adı altında Atatürk Kültür Merkezi alanlarının altını betona boğan, millet bahçelerini sermayenin rant projelerinin satış reklamlarının aracı haline getiren, Atatürk Hava Limanı pistlerini yıkan, kuzey ormanlarını yok eden, ekolojik bütünlüğü parçalayarak 3.havalimanını inşa eden, coğrafyanın yol göstericiliğini redderek Kanal İstanbul,Kanal Ankara rant projelerinden ısrarla vazgeçmeyen iktidarın, Dünya Çevre Günü’nde söyleyeceği her söz geçerliliğini yitirmiştir. Sahici değildir. Hamasettir. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yaşam alanlarımızı korumak, çocuklarımıza adil ve yaşanabilir ülke ve dünya bırakmak için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” diyerek tamamladı.
Editör: TE Bilisim