Nedense ben ve benim gibi sıra dışı olaylar yaşayan insanların özel bir algılama gücüne sahip olduklarına inanıyorum Bu nasıl bir güç derseniz, buna da verecek bir cevabım yok. Benim yaşadıklarımı yakın çevrem artık çok doğal buluyor. Çünkü deneyimlerimi çevremle paylaşıyorum ve kısa bir süre sonra da bu olay tıpkı benim algıladığım şekilde gerçekleşiyor. Sanıyorum telepati gücüm oldukça yüksek. İlk deneyimimi 11 yaşında yaşadım. O yıl yaz tatili için Ayvalık’a dedemlerin yazlığına gitmiştik. Bir sabah uyandım ve bahçeye çıktığımda evde bulunan herkesin masada kahvaltı yaptıklarını gördüm. Dedem yoktu. İçimden, “Dedem nerede acaba?” diye düşünürken birden garip bir ışığın etrafımı kapladığını fark ettim. Sanki başka bir dünyada gibiydim. Gümüş renkte bir ışık bütün çevremi sarmış hiç kimseyi göremez olmuştum. O ışığın içinden dedem çıktı. Yanağı- -tu okşayarak benimle vedalaştı. Öyle bir vedaydı ki bir daha göremeyeceğimi anlamıştım. Hemen tekrar her şey eski halini aldı. Ben kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Şaşkına dönen aileme ise, “Dedem, gitti! O gitti, artık hiç gelmeyecek ,” diyordum. Bu duruma bir anlam veremeyen ailem şaşkınlık içinde beni yatıştırmaya çalışırken, bahçe kapısından dedemin muayenehanesinde çalışan Sema Abla ağlayarak içeri girdi. Dedemin biraz önce kalp krizi geçirerek öldüğünü söyledi. Bir başka deneyimim ise lise yıllarında yaşandı. Bu olayda yine yakın çevrem şahit oldu. Okulda dersin tam orta yerinde birden gözümün önüne evimizin yanımda bu oduncunun duvarın köşesine satmak için dizdiği odunları görmeye başladım. Hemen arkasında da o bölgede oyun oynayan çocukların görüntüsü belirdi. Odunların üzerine bir çocuk büyük bir gürültüyle odunların diğer çocukların üzerine yuvarlanmasına sebep oldu. Bu görüntünün etkisinde de kalarak bağırmaya başladım. Bir taraftan da gördüklerimi öğretmenime anlatarak, “Kurtaralım!” diye bağırıyordun! Beni sakinleştirmeye çalışan öğretmenim beni müdürün odasına götürdü. Bütün vücudumun titremesine hakim olamıyorlardı. Son çare eve telefon açtılar. Telefona çıkan teyzeme olayı anlattılar ve benimle konuşmasını istediler ama teyzemin cevabı hepimizi şok etti. Teyzem, “Korkmayın, ölen olmadı ama yaralıları hastaneye götürüyorlar,” oldu. Ben hâlâ böyle görüntüler görüyor ve yakınlarımla paylaşıyorum. Eskiye kıyasla bu durumu artık kabullenebiliyorum. “Neden ben?” demiyorum çünkü biliyorum ki geçir. te yaşadığım deneyimlerim uyarı, uyanıklılık ve kavrama sureciydi. Bu da benim hayatın sonsuz dönemleri olduğuna ve ölümün bir son olmadığı fikrine götürdü. Emel GÜRLÜ İstanbul