Mehmet Necati GÜNGÖR Efiko, bizim dost çevremizden biri. Güzel bir insan. Eski bir bürokrat ve politikacı. Nur cemaatine mensup. Bu babdaki fikirlerimiz uyuşmaz uyuşmasına da O’nu yinede sever ve birçok yönüyle taktir ederim. Kursağından haram lokma geçmediğinden eminim. Dini konulardaki hassasiyeti nedeniyle ara sıra benim de kafamın tasını attırır ama, boş ver. Bugün, O’nun face’deki bir paylaşımımıza gösterdiği tepki üzerine bir “Cuma” yazısı yazayım dedim. Konumuz, Cuma cemaatinin arasına sızmış hırsızlar. Kestirmeden, “Cuma hırsızları” diyelim, olsun bitsin. Cuma hırsızları Cuma günleri camiye ya ayakkabı çalmak için, ya da mevsimine göre üstlerine uygun giysiler çalmak için giderler. Çıkışta bakarsınız, ya ayakkabı çalınmış, ya kaban. Benim başıma da geldi. TBMM camiinde bir Cuma namazı çıkışında baktım, bizim ayakkabılar gitmiş. Belki birisi yanlışlıkla almıştır diye cemaatin sonunu bekledim. Herkes çıktıktan sonra imamdan izin isteyip rafları tek tek inceledim. Bizim ayakkabılardan eser yok. Ayakkabılarımı koyduğum rafta çok kötü bir ayakkabı. Kirli mi kirli; yırtık mı yırtık; boya döküğü ile alacalanmış bir deri. Anladım ki bir inşaat işçisine ait. Giymeye kıyamadım. Daha doğrusu giyemedim. Eeee, dışarı çıkacağım, ayakkabı yok. Arkadaştan bir çift tokyo istedim, Meclis’teki mağazaya öyle gidebildim. O zamanlar Meclis’te öyle bir mağazamsı yer var. Ayakkabıları oradan aldık, insanların arasına öyle karışabildik. Ayağım 40 numara. Herkese uyabilen bir numara olmadığı için gönlüm ferahtı ama ayağı bize uygun olanlar da varmış . Her ne ise; Bizim Cuma cemaatinin arasında ayakkabı hırsızları da olur, kravatlı hırsızlar da. Kravatlı hırsızlar büyük götürürler. Karda yürür, izlerini belli etmezler. Ya hırsssız müteahhit, bürokrat, ya da politikacı. Farketmez. Onlar kişinin değil, koca milletin hakkını çalarlar. Gıcır gıcır giysileri, gıcır gıcır ayakkabıları vardır ama Erzurum tabiriyle onlar iyi “muhat” olurlar. Ayyakabım çalınınca kendi kendime dedim ki; “Ey hırsız! Burca mebus varken, benim gibi gariban bir memurun mu ayakkabısı çalınır?” Geçen gün facede bir şey paylaştım. Karadeniz’de bir esnafa sormuşlar. “Sergin açık, mallarının çalınmasından korkmuyor musun?” O da cevap vermiş: “Hırsızlar Cuma namazındadır. Bir şey olmaz.” Vay, sen misin bunu paylaşan. Ne din düşmanlığımız kalmış, ne ahlaksızlığımız. Ona dedim ki “müslümanların arasına karışmış bu kadar kini pası temizlemek için müslüman geçinen ahlaksızların çirkefliklerini açık etmek lâzım. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz.” Ne yani, din zarar görmesin diye Kur’an kurslarındaki çocuklara tecavüz eden alçakları görmezden mi gelelim? Müslümanların kusurlarını saklayarak dine hizmet edilir mi? Müslüman geçinen alçakların kusurlarını, günahlarını, edepsizliklerini, cehaletlerini teşhir etmeye devam edeceğiz... Ki, müslümanlık daha fazla zarar görmesin, daha fazla insanımız dinden soğumasın. Efiko’ya selam.