“Ben Adam” raflardaki yerini aldı

Uzun yıllar Gazeteciler Cemiyeti’nin avukatlığını yapan ve cemiyetin onursal üyesi olan Efrail Aydemir’in ikinci deneme kitabı, “Ben Adam” okuyucuyla buluştu. Aydemir kitabında, çağımızın belirgin özelliği bilim ve teknoloji alanındaki gelişimlerin olumlu uygulamalarına karşın aynı zamanda kötüye kullanımına ilişkin örneklere yer veriyor NAZ AKMAN-Hukuk alanındaki çalışmalarıyla bilinen ve uzun yıllar Gazeteciler Cemiyeti’nin avukatlığını yürüten cemiyetimiz onursal üyesi Efrail Aydemir’in deneme türündeki son çalışması “Ben Adam” isimli kitabı okuyucuyla buluştu. Kitapta, düşüncenin dönüşümünden Türk milliyetçiliğinin özelliği, politikanın kirletilmesinden toplum zafiyetine, Türkiye’nin kara deliklerinden doğaya özlem ve pandemiden kaçışa kadar pek çok konu sokaktaki vatandaşın bakışıyla irdelenerek, geçmişte olan biten ve devam eden olaylar anlatılarak olması gerekenlere işaret ediliyor. Gazeteciler Cemiyeti tarafından basılan kitabın tasarımı ise Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı’ya ait. Aydemir’in “Ben Adam” kitabıyla birlikte bugüne kadar yayınlanmış sekiz hukuki eseri ve iki deneme kitabı bulunuyor. Uzun yıllar kendisini hukuk alanına vakfeden Efrail Aydemir ile “Ben Adam”ı konuştuk. Aydemir, “Hukuk bir mantık ve matematik işidir” Aydemir, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne giriş yaptıktan sonra hâkimliğe atanarak, Hâkimlik ve Yüksek Hâkimler Kurulu’nda bir süre müfettiş hâkimlik görevini yürütüyor. 12 Eylül darbesinden sonra Yüksek Hakimler Kurulu’nun kaldırılarak, bağımlı hale getirilmesi üzerine kendi isteğiyle erken yaşta emekliye ayrılarak bir süre avukatlık yaptığını belirten Aydemir, yazma alışkanlığının çok eskilere dayandığını söylüyor. Pek çok gazetede hukuk üzerine yazılar yazan Aydemir, yazılarında ayrıca toplumsal konulara da değiniyor. Son yıllarda artan kadın şiddeti, cinsel taciz, bireysel silahlanma, yönetimlerin yozlaştırılması ve son olarak küresel etkisi devam eden Covid-19 virüs salgını sürecinde kurallara riayet edilmemesi üzerine toplumsal sorunlara daha sık değindiğini ifade eden Aydemir, hukuk alanındaki yazılarına ara vermesine ilişkin, “Hukuk sosyal konuların başında yer alır. Attığımız her adımda hukukla karşı karşıyayız. Sanıldığının aksine hukuk bir mantık ve matematik işidir. Bu uğraş alanının bir kısmında bilgi donanımı, diğer kısmında ise yargılama sanatı yer alır. O bakımdan hukukçunun sorumluluğu tüm topluma karşıdır. Öte yandan bir operatör doktor nasıl ameliyat yapmak zorunda ise, hukukçuda uyuşmazlıkları gerçek haliyle ve vicdani ölçüler içerisinde sonuçlandırmak zorundadır. İşte avukatlık yaptığım dönemde, çeşitli nedenlerle davaların çözümünde sıkıntı çekildiğini görünce, özellikle uyuşmazlıkların yoğun olduğu konularla ilgili olarak analitik özellikli yani çözümlemeli kitaplar yazdım. Bu durum bundan beş altı yıl öncesine kadar devam etti. Ancak giderek reform adı altında pozitif hukukta yapılan düzenlemeler gerekse yargı örgütündeki değişiklikler, toplumumuzda sosyal faylar yarattığı gibi, yargıya olan güvenin oldukça azalmasına neden oldu. Hukuk istikrarsız hale gelince ben de bu alandaki yazma işini bıraktım” dedi. Teknolojinin beraberinde getirdiği olumsuzluklar ve demokrasinin yozlaştırılması Toplumun çeşitli kesimlerini ilgilendiren sorunları “Ben Adam” kitabında kaleme alan Aydemir, kitabın asıl temasının gelişen teknolojinin beraberinde getirdiği olumsuzluklar ve demokrasinin yozlaştırılması olduğuna dikkat çekerek, “Her ne kadar hukukla ilgili yazmayı bıraktım desem de, bu ifade, hukuk kavramlarını ve hukukun yarattığı değerlendirmeleri dışladığım anlamına gelmemelidir. İnsan ve toplum var oldukça hukuk da var olacaktır. Hukukçu olarak hem kamuda hem de serbest olarak çalışmış bir kişiyim. İçinde bulunduğum ortamlar itibariyle her iki kesimin yapısını da az çok bilirim. Yaş aldıkça özellikle şu hususlar dikkatimi çeker oldu. Bunlardan birisi, gelişimine karşın teknolojinin önemli oranda olumsuza yani bireyin ve toplumun aleyhine kullanılması; diğeri de çağımızda ideal yönetim olarak kabul edilen demokrasinin kimi toplumlarda bozulmuşluğa uğratılarak yozlaştırılmasıdır” ifadesine yer verdi. “Demokrasi, toplum hak ve özgürlüklerinin sergilendiği alandır” Aydemir, sosyal yapı düzeyinde ele alındığında bilim ve demokrasinin vektörel amacının birey ve toplumlara, hak ve özgürlükler ortamında mutlu bir yaşamın sağlanması olduğunu belirterek, bazı ülkelerde demokrasinin uygulanmasına karşın kişilerin ve toplum katmanlarının giderek kötümserliğe kapıldıklarının açıkça gözlemlenebildiğini söyledi. Kitapta yer alan deneme nitelikli yazılarda çoğu konuların sokaktaki insanın bakışıyla irdelendiğini ifade eden Aydemir, bazı konularla ilgili somut ve olumsuz hususların dikkate sunulmasının, bireyin ve toplum kesimlerinin iyiye yönelmesi temennisinden kaynaklandığını da belirtti. “Ben Adam’da yozlaşmaya neden olan farklı alanlardaki gerçek görünümler dile getirilmiştir” Aydemir kitap hakkında ise şu detaylara yer verdi: “Teknolojinin küresel egemen güçlerin elinde olduğunu düşünüyorum. Bu konu ayrık tutulacak olursa, diğer husus yani demokrasinin daha mükemmelleştirilmesinde ya da tam aksine kendine özgü ilkelerinden saptırılmasında bireylerin ve toplumların etkilerinin önemli olduğu bir gerçek. Demokrasi, toplum hak ve özgürlüklerinin sergilendiği alandır. Toplumun temsil suretiyle kendi kendini yönetmesi de demokrasi çemberinin içinde yer aldığına göre, hükmetme ve hükmedilme evresinde herkesin çağdaş haklardan yararlanması, birey veya toplum kesimleri ile yönetimde bulunanların birbirlerinin haklarını gözetmeleri zorunludur. Kişisel uğraş alanında ve toplum kesimlerini yönetim yarışında rekabet kaçınılmazdır. Ancak bu yarışta bireyler birbirlerinin haklarını ve yönetimi üstlenmiş olanlar da toplum yararlarını gözetmek zorundadırlar. Bireyler ve toplum kesimleri arasında farklılık olması, bunların ayrı düşünceye veya eyleme yönelmeleri bir kaçınılmazlığın sonucudur. İnsanın ve toplumun gelişmesi buna bağlıdır. Ancak bu gelişme sürecinin değişik evrelerinde gerçeğe, güzele ve iyiye ulaşılabilir. Bunun sonucuna bağlı olarak toplum ve onların mensubu bireyler kendilerine özgü değerler yarattıkları gibi, küresel bağlamda da evrensel bağlar yaratılır. Bireyin ve toplumun bu değere bakış açısı, onun kişiliğinin, onun kişiliğinin ve bilincinin ölçütü olarak kabul edilir. Kuşkusuz ki tüm toplum kesimlerinden mükemmeliyet içinde olmaları beklenemez. Ancak onların kendi toplumlarına ait vazgeçilmez değerlerle evrensel değerleri asgari ölçüde benimsemeleri, bir özvarlığın kanıtıdır. Bu gözle bakıldığında, birey olarak kimi insanımızın ve toplumun bazı kesimlerinin, bu değerleri hiç önemsemedikleri, her olayı kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları, yarışma ve ötekileştirmenin adeta zirve yaptığı ve bunun sonucuna bağlı olarak toplumun yozlaştığı gözlemlenebilmektedir. Başta politik faaliyet olmak üzere, yozlaşma çoğu alanları etkisi altına almış bulunmaktadır. İşte ‘Ben Adam’ adlı kitapta da yozlaşmaya neden olan farklı alanlardaki gerçek görünümler dile getirilmiştir.” Aydemir son olarak kitabın yayınlanmasına katkı sunan başta Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin olmak üzere Başkan Vekili Savaş Kıratlı, Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür etti.