Ekonomik yetersizlik mesleği bıraktırma noktasına getirdi

Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan anket ve araştırmalara göre, öğretmenlerin yaklaşık yüzde 97’si gelirinin emeğinin karşılığı olmadığını, yüzde 70’e yakını, koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini bildirdi. Öğretmenlerin yüzde 97’si, son bir yıl içerisinde satın alma gücünün azaldığı, yüzde 78’i ise borçlarının arttığına işaret ederken, ücretli, kadrolu veya sözleşmeli çalıştırılmayı, mesleklerinin geleceğini tehdit ettiğini belirtiyor. Yüzde 90’ı MEB’in ürettiği politikaların gerçekçi olmadığını düşünen öğretmenlerin yüzde 84’ü, okullardaki şiddet nedeniyle kendini güvende hissetmiyor

Dilan Çiçek / Eğitim-Sen’in, “Öğretmenlerin Ekonomik ve Mesleki Sorunlarına Bakış Anketi”, Türk Eğitim-Sen’in “24 Kasım Öğretmenler Günü Anketi”, Eğitim-Bir-Sen’in “Eğitime Bakış 2019 İzleme ve Değerlendirme Raporu”, Türkiye’deki eğitim sistemini ve öğretmenlerin durumunu verilerle ortaya koydu. Anket ve araştırmalara göre öğretmenler; şiddet vakalarının arttığı, geçim sıkıntısı çektikleri, mesleğin itibarsızlaştırıldığı ve geleceksizleştirildiği, sendikaların ve yetkili kurumların ise öğretmenlerin haklarını koruyamadıklarından şikâyetçi. Mesleği bırakabilirler Anketle 4 bin 657 öğretmenin görüşlerine ulaşan Eğitim-Sen’in verilerine göre; öğretmenlerin yüzde 97’si, son bir yıl içerisinde satın alma gücünün azaldığını, yüzde 78’i son bir yıl içerisinde borçlarının arttığını söylüyor. Ücretli, kadrolu veya sözleşmeli biçiminde çalıştırılmayı, mesleklerinin geleceğini tehdit ettiğini söyleyen öğretmenlerin yüzde 90’ı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olmadığını düşünüyor. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 84’ü, ise okullardaki şiddet vakaları nedeniyle işyerinde kendini güvende hissetmediğini belirtiyor. Raporda, “Böylesi bir çalışma ortamında, ‘ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi alsanız, öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşünür müydünüz?’ sorusuna verilen yanıtlar, öğretmenlerin ekonomik sorunları nedeniyle meslekleriyle zayıf bağlar taşıdığını gösteriyor” ifadesi kullanılırken öğretmenlerin yüzde 69’u, ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini söylüyor. Satın alma gücü düşüyor, borçlar artıyor Eğitim-Sen anketinde öğretmenlerin, “Aldığınız maaşın yaptığınız işin karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna “Hiç karşılamıyor” yanıtını verenlerin oranı yüzde 58 iken, “Kısmen karşılıyor” yanıtını verenlerin oranı yüzde 39 olarak belirtiliyor. Ankete katılan öğretmenlerin yaklaşık yüzde 97’si ise gelirinin emeğinin karşılığı olmadığını ifade ediyor. Benzer sonuçlar 6 bin 728 kişi katıldığı Türk Eğitim-Sen raporunda da görülüyor. Ankete katılanların yüzde 30.8’i kredi kartıyla yaptığı harcamaların maaşının dörtte ikisine denk geldiğini söylerken tamamına denk gelenlerin oranı yüzde 15.8 olarak tespit ediliyor. Öğretmenlerin yüzde 42.9’u ise her ay kredi kartı borcunun tamamını ödeyemediğini söylüyor. Türk Eğitim-Sen’in anketine katılanların yüzde 37.2’si, banka kredisi borcu olmadığını söylerken; yüzde 6.8’i, bin -5 bin TL, yüzde 3.8’i, 5 bin-10 bin TL, yüzde 6’sı da 10 bin-20 bin TL, yüzde 7.3’ü 20 bin-30 bin TL, yüzde 10.8’i 30 bin-50 bin TL, yüzde 13.7’si 50 bin-100 bin TL, yüzde 14.4’ü 100 bin TL’den fazla borcu olduğunu ifade ediyor. Eğitim Bir-Sen’in araştırmasına göre ise, Türkiye’deki öğretmen ve müdür maaşları, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organisation for Economic Cooperation and Development –OECD) ülkelerindeki meslektaşlarına göre oldukça düşük. Araştırmaya göre, OECD ülkelerinde tecrübeyle artan maaşa karşılık Türkiye, listede sonlarda yer alıyor. Geçinebilmek için tefecilere gidiyorlar Eğitim-Sen raporuna göre; satın alma gücüne ilişkin sorulan sorulara, “Satın alma gücüm azaldı” yanıtını verenlerin yüzde 97’lik bir oranda olması, öğretmenlerin üstesinden gelmeye çalıştığı ekonomik sorunların derinleştiğini gösteriyor. Raporda, satın alma gücünün düşmesiyle borçluluk düzeylerinde de önemli bir artış yaşandığı da görülüyor. “Son bir yıl içerisinde borçluluk düzeyinizde nasıl bir değişim oldu?” sorusuna ankete katılanların yüzde 78’si, borcum arttı yanıtını verirken, bu soruya “borcunun azaldığı” yönünde yanıt verenler ise yüzde 2’lik bir dilimi oluşturuyor. Ayrıca öğretmenler, 2019 -2020 toplu sözleşmenin beklentilerini karşılamadığını, yetkili sendikanın öğretmenlerin çıkarlarını yeterince savunmadığını düşünmekte. Bu sonuçları destekleyen veriler elde eden Türk-Eğitim Sen’e verilen cevaplarda ise, ankete katılanların sadece yüzde 22.2’sinin hiçbir borcu yok. Borcu olanların da yüzde 36.2’si kredi çekerek, yüzde 7.6’sı ek iş yaparak, 0.4’ü tefeciden borç alarak borcunu kapatıyor. Sendikalar ve meslek kuruluşları yetersiz Türk Eğitim-Sen anketine katılanların yüzde 95.4’ü, toplu sözleşmede yapılan zam oranlarının kayıplarını telafi etmeyeceği görüşündeyken aynı verileri Eğitim-Sen raporunda yüzde 93 oranı takip ediyor. Öğretmenler toplu sözleşme sürecinde yetkili sendikanın ekonomik, özlük ve sosyal haklarını yeterince korumadığını düşünüyor. Türk Eğitim-Sen anketine katılanların yüzde 95.4’ü, toplu sözleşmede yapılan zam oranlarının ekonomik kayıplarını telafi etmeyeceğini, yüzde 3.9’u, kısmen telafi edeceğini, yüzde 0.7’si de telafi edeceğini söylüyor. Ekonomik kayıplarını telafi etmeyeceğini söyleyenlere “Bunun sorumlusu kimdir?” diye sorduklarında ise şu cevaplar veriliyor: “Yüzde 48.4’ü yetkili konfederasyon, yüzde 41.3’ü hükümet, yüzde 8.9’u Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, yüzde 1.4’ü de yetkili konfederasyon dışındaki konfederasyonlar.”
Editör: TE Bilisim