Almanya’nın saldırısıyla 1939 yılında bilfiil başlayan İkinci Dünya Savaşı, en yıkıcı haliyle devam ediyordu. Sağında oturan ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, diğer yanında oturan Birleşik Krallık Başbakanı Winston Churchill Cumhurbaşkanı İnönü’ye “savaşa gir” diye baskı yapıyorlardı. Savaşın ne olduğunu çok iyi bilen İnönü ve yönetici kadrolar, siyasi manevrayla, yaralarını sarmaya çalışan Genç Türkiye’yi savaşın ve boş hayallerin dışında tutabildiler. Amerikan, İngiliz ve Rus baskılarına göğüs geren bu yöneticiler olmasa, biraz özgüven, biraz savaş hayalleri, biraz makam, biraz şan ve şöhret tutkularıyla egoların tavan yapması sonucunda kendimizi savaşın yıkımı içinde bulabilirdik. Bu dönemde devlet görevlileri; hemen hemen tamamını İstiklal Savaşı’nda yer alan komutanlar ile memurlar oluşturduğundan, savaşın ne olduğunu çok iyi değerlendirip ülkeyi savaş dışında tutmuşlardır. ABD‘nin de dahil olmasıyla savaş daha da yoğunlaşmıştır. Türkiye, saldırıya uğramamak ve savaşa girmemek için tarafsızlığını sürdürürken, olası bir saldırıya karşı da savaşa hazırlık yapmıştır. Yeni asker alımları tarım ve hayvancılıkta üretimi düşürmüş, buna karşın buğday ve tarım ürünleri stoklanması tedbirleri kapsamında, 13 Ocak 1942 tarihinde itibaren ekmek dağıtımı karneye bağlanmıştır. Tüm dünya ülkelerinde yaygın olan bu uygulama, gerçekte zamanında Osmanlı tarafından da uygulanmış olan bir devlet tedbiridir. Örneğin; 1912 yılında daha I.Dünya Harbi başlamadan 3 yıl süreli Tekalif-i Harbiye (Harp Vergileri) Kanunu çıkarılmış ve ordunun ihtiyacı tarım mahsulüne el konulmuştur. İkinci Dünya Savaşı sırasında da yaşam olağan devam etmemiş ve devletler olağanüstü tedbirler almak zorunda kalmıştır. Örneğin; ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkeler de de ekmek, benzin, kıyafet, ayakkabı, yağ, şeker, çay, bisküvi, peynir, yumurta, et gibi birçok ihtiyaç ve tüketim malzemesi karneye bağlamıştır . Üstelik bu devletlerde karne uygulaması savaş 1945’de bitmesine rağmen 1954’lere kadar sürdürülmüştür. İngiltere 2 yıl sonra 1956 Süveyş krizinde de tekrar karne uygulaması yapmıştır. İngiltere, karne uygulamasında çok deneyimlidir. Hatta, geçtiğimiz yıl ortaya çıkan korona salgını nedeniyle halkın panik içinde fazla alışveriş yapmasını engellemek maksadıyla hükümet yiyecek karnesi uygulanmasına ilişkin teklif yapmış ancak bu teklif Parlamentoda kabul edilmemiştir . İkinci Dünya Savaşı’nda dünya devletleri hemen her tüketim malzemesini karneye bağlarken, Türkiye sadece ekmeği karneye bağlamış ve tarım ürünlerini kontrol altında tutabildiği gibi, kontrollü ekmek dağıtımı sayesinde fahiş fiyat artışını da önleyebilmiştir. Nitekim yaratılan güven ortamında, 1942’de 25 kuruş olan ekmeğin fiyatı 1948’de sadece 4 kuruş artarak 29 Kuruşa çıkmıştır. Burada İsmet İnönü, icraatı çok güç olan, mahrumiyetin yönetimini başarıyla yerine getirmiştir. Bu kararları tenkit etmeden önce, o zamanın yöneticilerinin ayakkabılarını giymek gerekmektedir. Dünya yıkıldı, biz ayakta kaldık, çocuklarımız babasız, kadınlarımız kocasız kalmamıştır. Ancak “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz” sözü tekrar gerçekleşmiş ve İnönü 1950 seçimlerinde bu bedeli ödemiştir. Seçimi kaybeden İnönü’ye İngiltere Eski Başbakanı Winston S. Churchill’in çektiği şu telgraf “General İnönü’ye, … Türkiye’nin mukadderatına riyaset ettiğiniz uzun devrenin kapanmış olduğunu büyük bir teessürle öğrendim. Bana öyle geliyor ki tarih, General olarak kazandığınız zaferlerden başka, Türk Cumhuriyeti’ni İkinci Cihan Harbi’nin vahim tehlikeleri içinden nasıl sıyırıp geçirdiğinizi ve aynı zamanda Mustafa Kemal tarafından sert mücadelelerle kurulmuş olan liberal ve ileri hükümet sistemini nasıl muhafaza ettiğinizi hayranlıkla kaydedecektir” İnönü’nün Türkiye’yi savaşın dışında tutarak Türkiye’ye sağladıklarını basit ve güzel bir şekilde açıklamaktadır. Umarım tüm dünya bu karne yıllarını tekrar yaşamaz. ------------------------------------------------- Tıbbiyeli Hikmet, Tek Parti Döneminde Ekmek Neden Karneyle Dağıtılıyordu ?, https://tibbiyelihikmet.wordpress.com/2015/02/26/tek-parti-doneminde-ekmek-neden-karneyle-dagitiliyordu/ Rejected petition, Government to introduce ration cards https://petition.parliament.uk/petitions/302568, 05 Ocak 2021. Yenal ÜNAL, 1940–1950 Yılları Arasında Türkiye’de Fiyat Artışları Ve Bu Dönem Ekonomisinin Genel Görünümü Üzerine Bir İnceleme, İstatistik Yıllığı (1949), 208–213, Tarih Okulu, İlkbahar 2009 Sayı III, ss.69-107.