Mehmet Necati GÜNGÖR Bizim toplumun aşina olduğu tiptir “eli alçılı adam.” Hep kendi pişmanlıklarıyla yaşar ve onlarla savaşır. Eli, aklından bağımsız çalıştığı içindir ki; Tüm hatalarını eline yükler ve elini cezalandırır. “Elim kırılsaydı” diye hayıflanan ses onun sesidir. Eli, duygularına, tepkilerine, hırslarına ayarlıdır. Hata üstüne hata yapar. Hata yaptıkça el bir daha kırılır; Bir daha alçıya alınır. Eli alçılı adamın değişmez kaderidir bu. İşsizdir, Güçsüzdür, Hakkı yenir, Lokması çalınır; Ama o hala mutlu addeder kendini. Başlıca gıdası ve varlık sebebi pişmanlıklarıdır. Her defasında elini kırar da, aklına danışmayı bir defacık akletmez. Etrafınıza bir bakın; Dertler arttıkça, Zamlar yağdıkça, Yoksulluk, çaresizlik, umutsuzluk, Kurşun gibi çöktükçe toplumun üzerine; Çoğalır eli alçılı adamlar. “Eli alçılı” adamların çoğaldığı bir toplumun “Eli kamçılı” adamlara teslim olması Kaçınılmaz sondur. Eli alçılı adamların ülkesinde Eli kamçılı adamın zuhur etmesi Beklenen bir olaydır Artık son virajdasın eli alçılı adam! Yanlışlarında ısrar ederse korkarım; elini alçıya aldıracak bir ortam da bulamayacaksın. Lütfen, eli alçılı adam; Beynini de alçılanmaktan kurtar, kendinle birlikte ülkeni de, milletini de kurtaracak bir karara ortak ol!