Birsen GÜRDİL Çok gelişmiş, modern, özgürlükçü, kültürlü, çağdaş, insani duygulara son derece saygılı geçindiğini iddia eden pek çok ülkenin ne yazık ki bu duyguların pek çoğuna sahip olmadıkları görülmektedir. Çok değil, biz Türkileri 1915 olaylarını ileri sürerek her vesile ile olmamış bir olayı bahane ederek politik kazançlar elde etmek isteyen batılılar, kendi geçmişlerinden habersizdir. Türkiye’nin gelişmesinden son derece rahatsız olan batılı küstah bazı ülkeler, her vesile ile aleyhimizde hiçte hoş olmayan itiraflarla ortaya çıkmaktadır. Son Fransa-Türkiye milli maçında sahada asker selamı verdi diye ne yapacaklarını şaşıran Fransa, gerçekte milyonlarca masum insanın ölümüne neden olmuştur. Paris metrosunu bir adet patates karşılığı esirlere kazdıran Fransa’nın katliamlarını ele alacak olursak, bu ülkenin gerçekte özgürlükten, çağdaşlıktan, insani duygulardan çok ama çok uzaklarda olduğu görülmektedir. 21 Nisan 1915 olayları için birer heykel dikerek, Ermenistan’a yalakalık yapan Fransa’nın sayısız katliamlarını gözler önüne serecek olursak, vicdansız, insanlıktan uzak bu toplumun milyonlarca Müslümanı, Afrikalıyı çoluk, çocuk, genç, yaşlı demeden nasıl katlettiklerini tarihi belgelerle tespit edilmiştir. Daha yakın tarihte Afrika’nın bir ülkesi olan Mali’de masum halkın üzerine bomba yağdırarak yüz binleri öldüren bu Fransızlar, başta Cezayir olmak üzere Fas, Madagaskar, Haiti, Tunus, Senegal, Komor, Fildişi Sahili, Mali, Kamerun, Gine, Gana, Benin, Ruanda ve Laos gibi ülkelerde soykırımı yapıp halen pek çok ülkede askerleri bulunmaktadır. Tarihi gerçeklerin ortaya koyduğu olaylara gelince, Fransa’nın çıkarına zarar gelecek hiçbir olayda sözünde durmadığı görülmüştür. Nazi Almanya’sı tarafından işgal edilen Fransa’nın kurtuluşu için Cezayirli eli silah tutan ne kadar genç varsa cepheye sürmüştür. Bunun karşılığında Cezayir’e özgürlük vereceğini vadeden Fransa, Cezayirli gençlerin sayesinde, pek çok cephede Almanları yenmiştir. Bağımsızlık sözü vermiş olan Fransa, ne yazık ki bu sözünde durmamıştır. Fransa’dan özgürlük bekleyen Cezayirliler, coşkulu bir şekilde bağımsızlık kutlamaları yaparken, Fransız askerleri masum halkın üzerine ateş açarak binlerce kadın-kız, çocuk, yaşlıyı gözlerini kırpmadan öldürmüşlerdir. Bu katliam günlerce sürmüş, kan kusan Fransız askerleri, evleri basarak katliamlarına burada da devam etmişler. Hatta yüzlerce Cezayirliyi evlerinden alarak kurşuna dizmişlerdir. Katliamlar aylarca sürmüş, köyler ve kasabalar günlerce bombalanmıştır. Bu kanlı kıyımların yanı sıra, sapık pek çok asker Cezayirli ve Afrikalı Müslüman kadınlara tecavüzde etmişlerdir. Fransızlar, masum halka karşı giriştiği bu kanlı katliam sırasında milyonların üstünde Cezayirli öldürülmüştür. İşin daha korkuncu ise Almanları yenip, Fransa’ya zafer kazandıran Cezayirli genç askerler, ülkelerine döndükleri zaman korkunç olaylarla yüz yüze kalmışlarsa da zalim Fransız askerleri onları da katletmekten geri kalmamışlardır. Toplu mezarlara gömülen masum insanların pek çoğu da kireç fırınlarında ve Nazi fırınlarına benzeyen ölüm ocaklarında yakılmışlardır. Kirli yüzlerini aynalardan saklayan bu topluluk, hiç utanmadan Türkiye’yi işgalci diye suçlamaktadır. Amerika’da Bay Trump ile Fransa’da Mösyö Macron, dünyanın huzurunu boza dursunlar. Hollanda’da geçmişi kirli ülkelerden biridir. Eski sömürgesi olan Endonezya’da Güney Sulawes’i de, 1946-1947 tarihleri arasında 3 bin 100 erkek sorgusuz, sualsiz Hollandalı askerler tarafından kurşuna dizilmiştir. Eli kanıl Hollanda, 17’nci yüzyıldan itibaren Fildişi Sahili, Güney Afrika, Senegal, Gana, Angola ve Namibya’da kurduğu kolonilere karşı çıkan halkı çeşitli nedenler ileri sürerek katletmişlerdir. Kaypak bir ülke olan Hollanda, 1829 yılında Yunanistan’ın bağımsızlığına kavuşması nedeniyle Mora’da yaşayan Türkleri göçe zorlamakla kalmamış, 20 bin masum Türkü katletmişlerdir. Yakın tarihte de Sırp, Boşnak savaşında, Hollandalı askerlerin bir kalleşliği ise çok sayıda Müslümanın ölümüne sebep olmuşlardır. İşte geçmişi katliamlarla dolu Hollanda, bugün Ermeni heykeli dikme hevesinde, eli kanlı ülkelerden birisidir. Ruanda ve Kongo’da, 10 milyon Afrikalıyı katleden Belçika’nın yanı sıra, yerleşik yerli halk Aborjinleri, 1788-1938 yılları arasında katleden Avustralyalılar, 750 bin nüfuslu bu toplamdan geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabilmişlerdir. Suudi Arabistan, Yemen’de, İsrail Filistin’de, İtalyanlar Habeşistan’da, İngilizler Hindistan’da, Amerikalılar Vietnam, Irak, Afganistan, Suriye, Somali’de yaptıkları insan kıyımları gözler önünde hala canlılığını korurken, batılı çokbilmiş ülkeler, kalkıyorlar Türkiye’yi işgalci kıyımcı olarak gösteriyorlar. Bu bir gerçektir ki: Dünya ülkelerinin pek çoğunun geçmişlerinde insanlara karşı acımasızca, sırf şahsi çıkarları, menfaatleri için giriştikleri toplu cinayetler, katliamlar, soykırımlar tarihin tozlu sayfalarında yerlerini almıştır. Gelecek nesiller medeni geçinen, özgürlükten, medeniyetten bahseden bu insanların ne kadar barbar olduklarına muhakkak ki şahit olacaklardır.