Türkiye, dünyada 2014 yılında en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler arasında 2 basamak yükselerek 22'inci sıraya çıktı. Türkiye Doğrudan Yabancı Yatırım (FDI) Güven Endeksi sıralamasında 2 sıra yükselerek, en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler sıralamasında 22'inciliğe yükseldi. Raporda, küresel ekonomik büyüme hedeflerini gerçekleştirmenin önemini vurgulayan Türk hükümetinin bu yıl Antalya'da G20 ve B20 toplantılarının ev sahipliğini yapacağı anımsatılarak, Türkiye'nin, cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2023'te dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmenin bir parçası olarak, öncelik verilmiş 8 anahtar sektörü içeren iddialı büyüme ajandasına sahip olduğu ve altyapı yatırımları için planlarını yayınladığı ifade edildi. Giderek daha rekabetçi küresel ortamda bu hedeflere ulaşmak ve nispeten düşük yurtiçi tasarruf oranını telafi etmek için Türkiye'nin, daha cezbedici ve yüksek katma değerli endüstrilerle FDI hedef tespitini daha fazla çeşitlendiren iş reformlarını ilerletmeye devam etmesi gerektiğine işaret edilen raporda, "Hem Avrupa'ya hem de Orta Doğu'ya hizmet veren bir platform ve dünyanın en büyük 16'ıncı iç pazarı olmasıyla övünen bir ülke olarak Türkiye, kullanılmayan (yararlanılmayan) yatırım potansiyeline sahip" denildi. Raporda, FDI girişlerinin 2014 yılında, finansal sektöre yapılan yatırımların yüzde 50'nin üzerinde düşmesiyle nispeten gerileyerek 12,2 milyar dolar olduğu bilgisi verilerek, bununla birlikte, özellikle Avrupalıların yanısıra Orta Doğulu yatırımcıların da ilgisini artırmasıyla perakende sektörü ve toplam yatırımların arttığı kaydedildi. Böylece Türkiye, endekste Polonya ve Norveç'in üzerinde 22'inci sırada yer alırken, Danimarka ve Avusturya ile de aynı puana sahip oldu. Türkiye'nin FDI Güven Endeksi puanı ise 1,69 seviyesinde bulunuyor. - ABD, son 3 yıldır ilk sırada ABD, 2,10 puanla son 3 yıldır listedeki yerini koruyor. Raporda, ABD'den çıkışları hızlanan Çinli yatırımcıların doğrudan yatırımlarının, 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 60 azalarak 1 milyar dolar olduğu belirtilerek, "Öte yandan Japonya, ABD'nin en büyük FDI kaynağı olarak 2014 yılında 45 milyar dolardan fazla yeni yatırım gerçekleştirdi" ifadelerine yer verildi. Çin de Avrupa'dan gelen doğrudan yatırımlarını artırmaya devam ederek listede 2'inci sıradaki yerini korumaya devam etti. İngiltere ise doğrudan yatırımlardaki performansını sürdürüyor ve 2002 yılından bu yana 3'üncü sırada bulunuyor. İngiltere'nin, 2014 yılında 37,1 milyar dolar sermaye girişiyle FDI Güven Endeksi sıralamasında Avrupa'nın zirve destinasyonları arasında yer aldığı belirtilen raporda, İngiltere'nin, Çinli yatırımcılardan tahminen 5,1 milyar dolar yatırım çektiği aktarıldı. Raporda, "Gelişen piyasaların yatırımcıları da İngiltere merkezli gıda şirketleriyle ilgilendi. United Biscuits, İngiliz pazarlarına erişim sağlama ve dünyanın en büyük 3'üncü bisküvi üreticisi oluşturma adına Kasım 2014'te, Türkiye'de Yıldız Holding tarafından tahminen 3,2 milyar dolara satın alındı" bilgisine de yer verildi. - "150 milyar dolar doğrudan yatırım çektik" İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatice Karahan AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, doğrudan yatırımların, gerek büyümeye katkısı, gerekse cari açığa kaliteli finansman sağlaması açısından en cazip sermaye akımı olduğunu söyledi. Bu nedenle doğrudan yatırımların ekonomi için "iyi kolesterol" olarak tabir edildiğini dile getirenKarahan, şunları kaydetti: "Türkiye için de bu böyle. 2000'lerdeki hikayemizde, bu etkiyi hissedilir şekilde gördük. Tamir olup canlanan ekonomimize, gerekli düzenlemeler de eklenince, tarihimizin en ciddi doğrudan yatırım hareketini yaşadık ve 2007'de tarihi rekorumuzu kırdık. 2008 itibarıyla ise küresel kriz etkileri dünya çapındaki doğrudan yatırımları düşüşe geçirdi. Biz de bu sürece paralel bir şekilde, 2007'deki zirveden inmek durumunda kaldık. Sonrasında da inişli çıkışlı bir trend var. Zaten bu da küresel trende paralel. Sonuçta, kriz sonrası yavaş global toparlanma, yatırımlara direkt yansıyor. Risklerin varlığını koruduğu bir ortamda, yatırımcı eskisi gibi rahat hareket edemiyor." - "Dünya yavaş hızlanacak" Karahan, 2002-2014 yılları arasında Türkiye'nin 150 milyar dolarlık doğrudan yatırım çektiğini anımsatarak, bunun ciddi bir başarı olarak öncelikle not edilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin bundan sonra eski tempoya dönmek için çaba göstermesi ve "daha iyisine nasıl kavuşuruz?" sorusuna yanıt araması gerektiğini ifade eden Karahan, bu noktada, hem dış hem de iç kaynaklı düşünülmesini ve önce dünyanın performansını ve eğilimini öngörmenin şart olduğunu vurguladı. Karahan, Türkiye'yi çekici bir merkez yapmanın yollarının hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları ifade etti: "Global ekonomi yavaş bir hızlanma sürecinde. Bu bağlamda, büyümede 2015'te de hafif bir kıpırdanma bekleniyor. Bu gidişat, tabi yatırımlara da yansıyacak. Bu noktada, yavaş da olsa hızlanması beklenen yatırımların nereye akacağı da önemli. A.T. Kearney FDI Confidence Index, doğrudan yatırımların güzergahı için önemli bir çalışma. 2015 endeksini incelediğimizde, yatırımcının, gelişmiş ülkelere daha güvenle baktığını anlıyoruz. İlk 25'teki gözde yatırım lokasyonlarını sunan listede, Avrupa hakimiyeti göze çarpıyor. Bu kapsamda, Türkiye de listede. Ve bu yıl 2 sıra yükselip 22'inci sıraya yerleşmişiz. Gelişmekte olan bir ülke olarak listede yer almamız ve yükselmemiz olumlu bir gösterge." - "Daha yukarılara gözümüzü dikmek durumundayız" Türkiye'nin daha yukarılara gözünü dikmesi gerektiğini dile getiren Karahan, bu bağlamda rekabetin yanısıra, iç dinamiklerin devreye girdiğini ve yatırımcı gözünde belirleyici 3 kritik mevzu olduğunu anlattı. Karahan, "Biri, Türkiye ekonomisinin nasıl bir büyüme potansiyeli vaat ettiği ki; bu noktada, sağlam adımlarla ilerlemeye devam ettiğimiz takdirde pozitif bir görünüm var diyebiliriz. Yatırımcı için bir diğer faktör ise iş ortamının kolaylık derecesi. Bu konuda da, geçmişe göre iyileşme kaydetsek de, atılacak adımlar var. İlgili adımlara dair beklentiler ise açıklanan dönüşüm paketiyle güçlendi. Bu planlar ne kadar etkin hayata geçirilirse, yatırımcı için Türkiye'de hayat o kadar güzel olacak. Dolayısıyla, gerek sürdürülebilir büyüme gerekse yatırım ortamı için paket kritik" ifadelerini kullandı.