Ali Naili Erdem, Adalet Partisi döneminin en önemli şahsiyetlerinden birisidir. Eğitim ve kültür adamıdır. Zamanın en iyi hatiplerinden birisiydi. Uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Türk milli eğitimine çok önemli hizmetlerde bulunmuş efsane bakanlarımızdandı. Parlamentoya İzmir milletvekili  olarak girdi. Türkiye’nin iz bırakan entellektüellerindendir. Geçen gün eski ANAP Milletvekili   Gaffar Yakın’la konuşurken bir anekdot hatırlattı. Ali Naili beyefendi, Meclis’te rahmetli  İnönü ile sohbet ederken “Türkiye’nin en önemli meselesi nedir Paşam?” diye sormuş. O da “Şahsiyet meselesi” diye cevaplamış. Bu hatırlatma üzerine, sayın Ali Naili Erdem’i aradım. İsmet Paşa ile aralarında böyle bir sohbetin geçtiğini Gaffar beyden öğrendiğimi, bunu yazmak istediğimi, iznini almak üzere aradığımı bildirdim. Evet, Paşa ile aramızda böyle bir konuşma geçti. “Türkiye’nin en önemli meselesi kişilik meselesidir” Ben de öyle düşünüyorum: “Şahsiyet meselesi.” “Ne yazık ki her dalda oynayan insanlar çoğaldı.” “Her renge bürünen insanlar.” Ali Naili bey de bu durumdan ziyadesiyle şikâyetçi olduğunu söyledi. Evet, bizce de Türkiye’nin en önemli meselesi kişilik meselesidir. Kişiliksiz bir toplum yapısına sürükleniyoruz. Çıkarlar kişiliklerin önünde uçuşuyor. Kişilikler çıkarlara göre şekil değiştiriyor. Kişiliksiz insanlarımız çoğalıyor. Eğitim sistemimiz de kişiliksizleştirme üzerine kurgulanıyor. “İtaat et, rahat et!” Bunu en son başbakan söyledi. “Her şeye rağmen itaat”i öngören bir toplumdan demokrasi çıkar mı? O’nu da kişilik sahibi olanlar düşünsün.