ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehir ve Güvenlik Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin her alanda yaşadığı büyük dönüşümden şehirlerimiz de nasibini almıştır. Özellikle son 17 yılda yaptığımız büyük yatırımlar sayesinde, Türkiye artık fiziki bakımdan oldukça ileri bir seviyeye ulaşırken, sosyolojik olarak da daha demokratik bir yapıya kavuşmuştur” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polis Akademisi ve Türkiye Belediyeler Birliği tarafından Cumhurbaşkanlığı sarayında gerçekleştirilen, Şehir ve Güvenlik Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı. Sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfusun dörtte üçünden fazlasının il ve ilçe merkezlerinde ikamet ettiği bu dönemde şehir ve güvenlik konusunun daha çok konuşulması, tartışılması, geliştirilmesi gerektiğini belirterek, şehir kavramının insanlık tarihinde çok önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Tarihin akışına yön veren medeniyetlerin hepsinin şehirlerde inşa edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her medeniyet kendi inanç, ahlak, sanat ve felsefe anlayışı çerçevesinde şehirleri geliştirmiş, sorunlarını tespit etmiş ve çözümler üretmiştir. Şehirlerin güvenliği de bunlar arasındadır” dedi. “ŞEHİR GÜVENLİĞİ KONUSUNDA YENİ YAKLAŞIMLAR, YENİ FİKİRLER, YENİ YÖNTEMLER GELİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR” “Büyük bir nüfusu nispeten küçük bir alanda güven, huzur, refah içinde yaşatmak öyle zannedildiği kadar kolay değildir. Çeşitli sebeplerle şehirlerde yaşanan kargaşaların çok büyük insani ve fiziki maliyetleri ortaya çıkmıştır” sözleriyle konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık şehirlerimizin dış güvenliğini surlar ve hendeklerle koruyamayacağımız, içerideki düzeni de sadece kolluk gücüyle sağlayamayacağımız bir yere gelmiş durumdayız. Öyleyse, bu yeni duruma karşı yeni yaklaşımlar, yeni fikirler, yeni yöntemler geliştirmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı. Her ülke ve toplumun, kendi ihtiyaçlarına uygun çözümleri kendisinin üretmesi gerektiğini dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her alanda olduğu gibi, şehirlerimizin güvenliği konusunda da dünyadaki tüm örnekleri inceleyecek, ama sonuçta kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Günümüz dünyasında şehirleri tehdit eden unsurlar artık çok farklılaştı.  Bugünün şehirleri trafik, çevre, altyapı, imar, enerji, gıda, sağlık, insan kaçakçılığı, uyuşturucu gibi pek sorunla aynı anda mücadele etmek zorundadır. Siyasi krizler, terörizm, işsizlik, yoksulluk, insan hakları ihlalleri, etnik ve dini gerilimler, çevre kirliliği gibi konular, şehirlerin merkezinde yer aldığı insanlığın ortak sorunlarıdır. Birbirinden farklı unsurların bir araya gelmesiyle kalabalıklaşan şehirler, her geçen gün daha da büyüyor. Cinayet, hırsızlık, uyuşturucu satışı, kumar, fuhuş gibi bilinen suç yöntemleri yanında, şehirleri bekleyen başka tehditler de ortaya çıkıyor.” “ŞEHİRLERİMİZ SOSYOLOJİK OLARAK DA DAHA DEMOKRATİK BİR YAPIYA KAVUŞMUŞTUR” Türkiye’nin her alanda yaşadığı büyük dönüşümden şehirlerin de nasibini aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle son 17 yılda yaptığımız büyük yatırımlar sayesinde, Türkiye artık fiziki bakımdan oldukça ileri bir seviyeye ulaşırken, sosyolojik olarak da daha demokratik bir yapıya kavuşmuştur” dedi. “Bir şehre ait olmak, hem şehrin maddi ve manevi bütün birikimlerine sahip çıkmayı, hem de huzur ve güveni sürdürülebilir kılmak için sorumluluktan kaçınmamayı gerektirir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir unvanı olmayan vatandaşından Cumhurbaşkanına kadar bu mesuliyet zincirini kesintisiz olarak kurmadan, hedeflere ulaşılamayacağını vurguladı. ERDOĞAN: İDLİB'DEN 250 BİN MÜLTECİ SINIRIMIZA DOĞRU HAREKET HALİNDE Erdoğan, "Türkiye 81 vilayetine dağılmış  yaklaşık 4 milyon Suriyeli olmak üzere 5 milyonun üzerinde olmak kişiye kucağını acarken kendi şehirlerinde yabancı istemeyenlerin insanı duyarlılıklarının da inandırıcılığı kalmaz. Halbuki onlar bu mazlumlara sahip çıkmak için gereken maddi imkanlara bizden çok fazlasıyla sahip. Niye kapılarını açmıyorlar, niye buyur etmiyorlar? Onların işine gelmez ama biz az öncede söylediğimiz gibi medeniyetimizin, inancımızın bize emri gereği bu konuda kapılarımızı açtık.  Ve o varil bombalarından kaçanları şu anda misafir ettik. Ve bunun yanında şuanda İdlib’te olanlar. Aynı şekilde devam ediyor 200, 250 bin şuanda mülteci sınırımıza doğru hareket halinde şuan itibariyle karşılıklı engellemelere çalışıyoruz. Ama iş kolay değil. Zor. Karşınızda kim var ? İnsan var. Biz insana karşı bu noktada batının yaptığı gibi bariyerler veya dikenli etler oluşturamayız. Aynı şey bizimde başımıza gelebilir. Geldiği zaman ne yapacaksan şu an da biz bunun çok daha adil olanını insanı olanını yapmak durumundayız. Son dönemde yaşananlar gösterdi ki onların keseleri dolu olabilir ama  gönülleri çoraktır, çorak bunu böyle bilesiniz dedi" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim