İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mülteci sorununa dikkat çekerek "Suriye’deki kaos DAİŞ, El- Nusra, PYD, YPG gibi terör örgütleri için büyüyüp serpilecekleri ortam sağladı. Nitekim Suriye şuan terör ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye, Suriye kaynaklı tehditlerin acısını en fazla hisseden, terör saldırılarından en çok etkilenen bir ülkedir. " dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Conrad Otel’de düzenlenen Somali Altıncı Yüksek Düzeyli Ortaklık Forumu’nun açılış konuşmasını yaptı. Programa, çok sayıda bakan ve milletvekili katıldı. Ayrıca, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve heyet başkanları da programda hazır bulundu.

Konuşmasında Somali ve Türkiye arasındaki ilişkilere değinen Erdoğan, yeniden yapılanma sürecinde olan Somali’ye her türlü desteğin verilmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, Malumunuz Somali kritik bir süreçten geçiyor. Devletin bütün kurumları ile birlikte yeniden yapılandırılması engellerle dolu, zahmetli ve uzun bir yoldur. Federal yapının oluşturulması, yeni Anayasa’nın kabulü, seçimlerin yapılması gibi kilometre taşları her ülkenin tarihinde uzun tartışmaların, gerilimlerin sonunda oluşabiliyor. Somali federal hükümetinin ve bölgesel yönetimlerin kararlarını verirken Somali’nin geleceğini ve çıkarlarını koruyacağına inanıyorum. Bu zorlu süreçte Somali’ye destek olmalı onları asla yarı yolda bırakmamalıyız. Biz bu desteğimizin bir tezahürü ve dayanışmamızın sembolü olarak dünyadaki en büyük büyükelçiliğimizi Mogadişu’da inşa ettik." ifadelerini kullandı.

Gelecek aylarda Türkiye’nin Somali Büyükelçiliği’ne açmak üzere Mogadişu’ya gideceğini belirten Erdoğan, "Doğu Afrika’nın en büyük hastanelerinden birisi olan Mogadişu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni geçtiğimiz yıl hizmete açmıştım. Yine bir sivil toplum kuruluşumuz tarafından inşa edilen ve tüm tıbbi cihazları temin edilen 100 yataklı kadın ve çocuk hastanesi de önümüzdeki günlerde hizmete girecektir. Askeri eğitim tesisimizin de bu yılın sonuna doğru faaliyetlerine başlamasını planlıyoruz." şeklinde konuştu.

'MÜLTECİ SORUNU, TÜRKİYE'NİN TEK BAŞINA KALDIRACAĞI YÜK OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR'

Türkiye’nin güneyi ve Suriye’deki gelişmelerden de bahseden Erdoğan, mülteci sorununa ve umut yolculuklarına dikkat çekti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Derme çatma botlarla umut yolculuğuna çıkan mültecilerin azgın bir dalga ile sönen hayatları, kıyıya vuran masum bebek bedenleri, parçalanan aileler, yetim ve öksüz kalan çocuklar, asla unutmamamız gereken gerçeklerdir. Her akşam seyrettiğimiz haberlerde, okuduğumuz gazete ve dergilerde, sosyal medyada şahit olduğumuz bu acı tablo Suriye’deki insanlık dramının yansımalarından sadece bir kısmıdır. Şu ana kadar 400 bini aşkın insanın öldürülmüş olduğu Suriye’ye herhalde insanlık olarak duyarsız kalmamız mümkün değildir. Zulmün ve katliamın çok daha büyüğü, çok daha insafsızı balistik füzelerle, varil ve misket bombalarıyla hemen yanı başımızda yaşanıyor. Suriye’de yaşanan iç savaş beşinci yılına girdi. Şu ana kadar 400 bini aşkın insan hayatını kaybetti. 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetti. Bunların kimi kendi ülkesinde kimi başka ülkelerde mülteci durumuna düştü.

Türkiye olarak komşumuzda yaşanan bu drama sessiz kalamazdık. Nitekim bugün ülkemiz dinine, diline, etnik kimliğine bakmadan hiçbir ayrımı yapmadan, 3 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Türkiye, dünyanda en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumundadır. Türkiye aynı zamanda dünyada milli gelirine oranla insani kalkınma yardımlarını en fazla artıran ülke olmuştur. Bir hususun altını tekrar çizmek istiyorum. Türkiye, Suriye meselesindeki bu duruşuyla küresel vicdanın sesi olmuş, insanlığın onurunu kurtarmıştır. Biz bunları çıkar hesabıyla veya bir karşılık beklediğimiz için değil, tamamen insani duruşumuzun bir gereği olarak yapıyoruz. Fakat durum ardık Türkiye’nin tek başına kendi imkanlarıyla kaldırabileceği bir yük olmaktan çıkmış bulunuyor."

'TÜRKİYE TERÖRDEN EN ÇOK ETKİLENEN ÜLKE OLMUŞTUR'

Suriye’nin kuzeyindeki hava saldırılarından bahseden Erdoğan, şunları söyledi: "Son dönemde rejim ve destekçisi ülkeler Halep ve Türkmen bölgesi başta olmak üzere Suriye’nin kuzeyindeki hava saldırılarını yoğunlaştırdılar. Suriye’nin kadim şehirleri tarihinde hiç görülmedik bir şekilde bombalanıyor, yok ediliyor. Bu saldırılarda sadece son 10 günde çoğu sivil 600’ün üzerinde insan hayatını kaybetmiştir. Bu saldırılar Güney sınırımızda yeni bir göç dalgası oluşturdu. Suriye’deki kaos DAİŞ, El- Nusra, PYV, YPG gibi terör örgütleri için büyüyüp serpilecekleri ortam sağladı. Nitekim Suriye şuan terör ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye, Suriye kaynaklı tehditlerin acısını en fazla hisseden, terör saldırılarından en çok etkilenen bir ülkedir. Sınırımız sadece Suriye ile 911 kilometredir. Bunun yanında Irak’la sınırımız 350 kilometre civarındadır. Teröre ve terörü destekleyen ülkelere karşı arık tüm devletlerin ortak ve ilkeli bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu konuda amalı, fakatlı ifadeler kullanmak, iyi terörist, kötü terörist ayrımına gitmek, daha önce gördüğü irtibatı şimdi yok saymak teröre destek olmaktır. Bu tarz bir duruşla terörle başarılı bir mücadele olamayacağını artık herkesin idrak etmesi, anlaması gerekiyor."

'NAZARIMIZDA TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA HİÇBİR FARK YOK'

"Biz Türkiye olarak 30 yıldır ülkemizde bölücü terör örgütü ile mücadele ediyoruz." diyen Erdoğan, "Bizim nazarımızda terör örgütleri arasında hiçbir fark yoktur. El Şebab ile DAİŞ veya El Nusra ya da PKK, PYD, HPG bir ayrım gözetmedik, gözetmiyoruz. Terör dünyanın her yerinde kim tarafından yapılırsa yapılsın terördür. Bu tehdide karşı kararlı bir şekilde mücadele edilmelidir. Temennimiz bu anlayışın istisna olmaktan çıkıp tüm ülkeler nezdinde ortak bir hareket tarzına dönüşmesi kabul görmelidir. Somali diğer konularla birlikte terör konusunda desteğe ihtiyacı olan bir ülkedir. Terörle mücadelede kaydedilen ilerlemelere hep beraber sahip çıkmalıyız. Zira Somali’nin istikrarı sadece bu ülke için değil, tüm bölge ve kıta için hayati önem taşımaktadır. Gelin 2011 yılında yaşanan insanlık trajedisinin tarihin tozlu raflarında kalmasını sağlayalım. Buradaki asıl sorumluluk Somalili liderlerin omuzlarındadır." ifadelerini kullandı.