ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemdeki rektörlerimizden de ricam var. YÖK Başkanı'mız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım ve aşacağımıza inanıyorum." dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, YÖK Başkanı Yekta Saraç'tan, Mevlana Değişim Programı'nı, İslam dünyasındaki yükseköğretim sistemleri için ERASMUS benzeri hatta ondan daha ileri düzeyde bir değişim programı haline dönüştürmesini rica etti. Programın yönetimine İslam ülkelerinin de dahil edilmesiyle çalışmaya uluslararası bir mahiyet kazandırılmasının da önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, akademisyenler ve öğrenciler düzeyindeki değişim programının sadece bununla sınırla kalmaması gerektiğini, bir üst aşama olan ortak diploma programlarının devreye alınmasının da şart olduğunu söyledi. YÖK'ün batı ülkelerindeki üniversitelerle 250'yi aşkın ortak diploma programı bulunduğunu anımsatan Erdoğan, "YÖK Başkanı'mızdan talebim, en az 15 üniversitemizin bu toplantıya katılan İslam ülkeleri üniversiteleri ile lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ortak, çift diploma programları başlatmasına öncülük etmesidir." ifadesini kullandı. Yardımcı doçentliğin kaldırılmasını YÖK Başkanı Saraç'tan ve rektörlerden rica ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Ülkemdeki rektörlerimizden de ricam var. YÖK Başkan'ımız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım ve aşacağımıza inanıyorum. Türkiye'nin Yükseköğretim Sistemi, 184 üniversitesindeki 7,3 milyon öğrencisi, 75 bini doktoralı olmak üzere 150 bin akademisyeni ile güçlü bir yapıya sahip. YÖK'ün ülkemizin bu bilgi ve birikimini İslam ülkelerindeki yükseköğretim sistemleriyle paylaşması gerektiğini de düşünüyorum." "En zeki öğrenciler batılı eğitim kurumlarına kaptırılıyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasında İslam ülkelerinden bir avuç kurumunun bulunduğuna dikkati çekerek, İslam toplumlarının, en zeki öğrencilerini ve en parlak beyinlerini batılı eğitim kurumlarına kaptırdığını söyledi. Gençlerin kendi ülkelerinden, kendi üniversitelerinde parlak bir gelecek göremedikleri için giderek artan bir oranda batıya yöneldiklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Üstelik bunun için batı ülkelerine çok ciddi paralar da aktarıyoruz. Bu öğrencilerin akademik çalışmalarını bitirdikten sonra doğal olarak kendi ülkelerine dönmelerini, kendi insanlarına hizmet etmelerini bekliyoruz. Ancak çoğu zaman okullarını bitirenler ana vatanlarına dönmüyor, eğitim aldıkları yerlerde kalıyorlar. Bu durumda alıştıkları hayat standardından vazgeçememe gibi sebepler mutlaka etkilidir. Ancak devleti yönetenler olarak bizlerin, üniversitelerimizin en tepelerindeki isimler olarak da sizlerin, gençlerimizi kendimizden uzaklaştıran asıl sebepler üzerinde düşünmesi gerekir diye düşünüyorum. İlmi ve fikir hayatımızın çölleşmesine yol açan bu beyin göçünü önleyecek tedbirleri bir an önce hayata geçirmeliyiz." Gençleri birer robota dönüştüren yapılara karşı da dikkatli olunması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Millet olarak geçtiğimiz yıl 15 Temmuz gecesi hoca kılıklı bir şarlatanın peşine takılan insan müsveddelerinin neler yapabileceğine, kendi ülkesine nasıl ihanet edebileceğine çok yakından şahit olduk. Onun peşinde de profesörler, doçentler, kariyer sahipleri var." diye konuştu. "Gözü var görmez, kulağı var duymaz, aynı şekilde ağzı var hakikati konuşmaz. Çünkü kalpler mühürlenmiş. Bu da böyle." diyen Erdoğan, ilmiye sınıfında "O bize şah damarımızdan daha yakındır" sözünü söyleyecek kadar istikametini kaybedenlerin olduğunu belirtti. Erdoğan, Külliye'nin etrafında 29 kişinin şehit, 36 kişinin de yaralandığını anımsattı. Türkiye genelinde ise FETÖ'cü hainler tarafından 250 kişinin şehit edildiğini, 2 bin 193 kişinin ise gazi olduğunu belirten Erdoğan, şehitlerin arasında 1 profesör ile 8 üniversite öğrencisi bulunduğunu vurguladı. Dünyanın 170 ülkesini zehirli bir sarmaşık gibi saran FETÖ ile yurt içinde ve yurt dışında yoğun bir mücadele yürüttüklerini aktaran Erdoğan, takiye ve yalanı ibadet sayan, emelleri için masum kanı dökmekten çekinmeyen bu örgüte karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, "Bizim başımıza gelen bela o ülkelerin de başına gelebilir, hatırlatıyorum. Çünkü o ülkelerin seçkin öğrencilerini alıp, istedikleri gibi yoğuruyor, ondan sonra da devletin kademelerinde bakıyorsunuz söz sahibi oluyorlar. Bu teröristlerin, özellikle diyalog, hizmet, eğitim kisvesi altında başında bulunduğunuz kurumlara sızmasına asla fırsat vermeyiniz." dedi.
Editör: TE Bilisim