Mehmet Necati GÜNGÖR Seçimler, aynı zamanda bir memleketin, bir ilin, bir şehrin ya da kasabanın kalitesini belirler. Kalite, seçilen insanların vasıfları, kabiliyetleri ve becerileriyle ilgilidir. Seçilen kişilerde kalite varsa, ilin, şehrin, ya da kasabanın kaderi değişiyor, halkı refah ve mutluluk içinde yaşıyor. Memleketim Erzurum’a bakıyorum da; kalitenin giderek düştüğünü acı ile seyrediyorum. Siyasette kalite azaldığı için, memleketim Erzurum, en yoksul üç ilden biri durumunda. Ekonomisi zayıflıyor, tanınmaz hale geliyor, herkesin gıpta ile andığı “dadaşlık kültürü” erozyona uğruyor. Biz Erzurumlular, tabii ki bu duruma çok üzülüyor, çareler arıyoruz. Erzurum, kaliteli göç verirken, kalitesiz göç alıyor. Bu, inkâr edilemez bir tablo. Bunu tersine çevirmek, her şeyden önce seçim tercihleriyle ortaya çıkacak. 31 Mart yerel seçimleri, bütün Türkiye’nin önüne olduğu gibi Erzurum’un önüne de yeni bir fırsat koyuyor. Halk, yapacağı tercihle ya içinde bulunduğu fasit daireyi kıracak; ya da bu dairenin içinde çaresiz şekilde dönüp duracak. Belediye başkan adayları için sözü edilen kişilere bakıyoruz; iktidar partisi açısından değişen bir şey yok; aynı tas, aynı hamam. Muhalefette de belirgin bir hareketlenme göremiyoruz. Sadece MHP erken davranıp, Büyükşehir için iyi bir isim belirledi İnsanların kalbine dokunan bir kardiolog doktor. Serdar Sevimli. Kendisiyle tanışmıyorum. Ama hakkında güzel şeyler duyuyorum. Halkta çok olumlu bir intiba bıraktığını görüyorum. Kaliteli bir aday. Peki kazanabilir mi? Erzurum’un bu günkü seçmen profiline baktığımızda, ne yazık ki fazla ümitvar olamıyoruz. Seçmen yine AKP derse –ki göstergeler bunu işaret ediyor- alın size kayıp bir beş yıl daha. Hep kaybetmeye odaklanmış bir şehir görüntüsüyle Erzurum nereye kadar? Bir zamanlar hayvancılık bölgesi olan, İran’a, Rusya’ya hayvan ihraç eden Erzurum’da hem tarım, hem hayvancılık yerlerde sürünüyor. Halkın alım gücü çok zayıf. Fukaranın canı çıkıyor, orta halli daha da fukaralaşıyor. Din ve hamaset, siyasetin başlıca malzemesi olmuş. Merhum ozanımız Reyhani’nin dediği gibi “sabır alıp, şükür satıyor” Erzurum. Milli ve manevi değerleri güçlü olan hemşehrilerimiz bu saiklerle sandık başına gidiyor. Sonuçta; kalite, sınav kaybediyor. Ve kader değişmiyor. Bir beş yıl daha “sabır alıp şükür satmak” mı? Fasit daireyi kırıp kendine gelmek mi? 31 Mart’ta bu iki şıktan birini göreceğiz.