Mehmet Necati GÜNGÖR Nisan ayına girdik ya; Ermenilerin o malûm iftirası “çürük et” kokusuyla yeniden gündeme taşınabilir. Erzurum’da Ermeni mezalimine ait izler, başta Yanıkdere şehitliği olmak üzere çeşitli konaklarda, kışlalarda, mahalle ve köylerin camilerinde yakılmış insan cesetleriyle bu hunharlığa cevap veriyor. Bu tezleri destekleyen ülkelerden biri de ABD idi. Çünkü orada bir Ermeni lobisi var, siyasiler onlara yaranmak için bu uyduruk tezleri onaylıyorlar. Buradan hareketle ABD, Erzurum’da soykırım iddialarını incelemek üzere bir heyet gönderiyor. Dönemin belediye başkanı Zakir bey, heyeti şehir mezarlığına götürüyor ve kıvrak zekâsıyla şunları söylüyor: “Burası Müslüman mezarlığı, şurası da Ermeni maşatlığı. Bu keferelerin dirilerini öldürdüysek, ölülerini yemedik ya!” Bu mezarlık gerçeğine rağmen ABD, bu çürük tezleri desteklemeye devam etti. Biz, Türkiye olarak arşivlerimizi bütün dünyanın bilim adamlarına açtığımız halde, Ermeniler açmadılar. İddialarına devam ettiler. Buna rağmen, Ermenilerin bu tezlerini destekleyen bazı devletlerin haysiyetli bilim adamları arşiv belgelerine dayanarak Türklerin Ermenilere soykırım yaptıkları tezini yalanladılar. Erzurum’da köklü bir aile var. Komesli ailesi. Aileye ait bir de han var, aynı isimle anılıyor. Ailenin fertlerinden Nabi Komesli benim liseden arkadaşım. Bir mektup göndermiş. Şöyle diyor: “Sevgili kardeşim Necati, Size gönderdiğim iki gazete sayfalarında belirtildiği gibi Ruslar Erzurum’u işgal ettikleri zaman, bize kim karşı koyar, bu komite kimlerdendir diye telaşa düşmüşlerdir. İçimizdeki Ermeniler, yardım ederiz ama, bizim yardım ettiğimizi Erzurumlular duymasın demişler. O tarihlerde fesli kadın diye bir genelev patronu başına kalpak, fes takarak at üstünde Erzurum’u dolaşır, müşteri toplarmış. Ermenilere, Ruslara karşı koyacak olan Erzurum’un ileri gelenlerinin ismini veriyorlar. Ruslar da yargısız infaz yaparak 8 kahramanı Erzurum kulesinin burçlarından asıyorlar. Babam Rusya’da esir, yazıda adı geçen Komesli Ali, babamın amcası Ali Fevzi Komesli’dir. Bu tarihi hadiseyi Atatürk Üniversitesindeki hocalar dahi bilmiyordu. Ben, gazete kupürlerini keserek sakladım. Erzurum Kültür Derneğinin rahmetli idarecisi Sabahattin bey bunu bir piyesle anlatmıştır.” “Ermeni tohumu” lafı, Erzurumlular tarafından milli duyguları olmayanlar için kullanılır. Böyle birileri var elbet. Sayıları az olsa da mide bulandırıyorlar. Bu yazı vesilesiyle Ermeni mezaliminde hayatlarını kaybeden insanlarımıza Rahmet diliyorum. Tarih, hiçbir kötülüğü affetmez. Arşivler ise yalan söylemez.