Koronavirüs salgını gazetecilerin günlük çalışma pratiğini değiştirdi. Gazeteci Çağrı Sarı, “Gece yarısı bile kendimi bazen bilgisayar başında haber yaparken buluyorum. Dışarı çıkamadığımız için de sürekli iş başında oluyoruz. Bu çok tehlikeli. Gazetecilerin ‘mesai sistemi’ni yok eden bir durum” dedi. Gazete Duvar Yazı İşleri Müdürü Barış Avşar ise mesleğin iktisadi koşullarının değişeceğini söyledi.
YEŞİM ÖZDEMİR - Koronvirüs salgını gazetecilerin günlük çalışma pratiğini değiştirdi. Evrensel Gazetesi’nde editör olarak çalışan Çağrı Sarı, izole çalışma koşullarının mesai arkadaşlarıyla fikir alışverişini zorlaştırdığı için bu süreçte daha hızlı düşünmek ve daha hızlı karar vermek zorunda olduğunu belirtti. Basılı bir yayın organında çalışmanın daha farklı zorlukları olduğunu ve sürecin her yönüyle çalışma rutinini değiştirdiğini ifade eden Sarı, evden çalışmanın zorluklarını şöyle aktardı: “Basılı bir gazetede çalışıyorum. Tek tek sayfalar için, fikir alış-verişinde bulunup tartışmalar yaparken şimdi bu tartışmalar azaldı. Evet, yine telefonlarla veya yazışarak birbirimize danışıyoruz ama ofiste birebir ve anlık yaptığımız görüşmeler için şimdi ayrıca zaman harcamak zorunda kalıyoruz. Bu sebeple daha çok dikkatli davranmak zorundayız. Evde olduğum için mesaimin daha çok arttığını düşünüyorum. Zaten olağanüstü günlerden geçiyoruz, her han bir şey olabilir diye sabah açtığım bilgisayar gece yarısı uyuyacağım sırada kapanıyor. Dolayısıyla gece yarısı bile kendimi bazen bilgisayar başında haber yaparken buluyorum. Dışarı çıkamadığımız için de sürekli iş başında oluyoruz. Bu çok tehlikeli gazetecilerin ‘mesai sistemi’ni yok eden bir durum. Elbette olağanüstü durumlardan geçiyoruz. Gazeteci de olağanüstü durumlarda, daha çok çalışmak haber üretmek zorundadır. Fakat bu durum normal zamanlara da model olarak konursa, gazetecilerin özlük hakkına tırpan demektir.” “İzole yaşam iki temel faktörü sarstı” Gazete Duvar Yazı İşleri Müdürü Barış Avşar, izole haberciliğin meslekte yarattığı değişimleri ve bu değişimlere uyum sağlayabilmek adına nasıl bir yöntem geliştirdiklerini aktardı: “Gazeteci her şeyden önce sokaktan sürekli beslenebilmeli ve oradan aldıklarını haber merkezi/yazı işleri ortamında kolektif bir şekilde işleyerek okura yansıtabilmeli. İzole yaşam her şeyden önce bu iki temel faktörü sarstı. Şu an evlerinde habercilik yapmaya çalışan gazeteciler herhalde en çok bu iki konuda sıkıntı yaşıyordur. Elbette teknolojinin sağladığı olanaklar var ancak sokağın bir buluşma alanı olarak ortadan kalkmasının ve gazete merkezlerinde yüz yüze haber konuşarak yayın yapamıyor olmanın eksikliği klasik yöntemlerin hâlâ önemini koruduğunu gösterdi. Görüntülü telefon görüşmeleri, whatsapp grupları, kurumsal basın açıklaması mailleri... Bunlar mesleğimizin içerisinde zaten kullanılıyordu elbette ancak şu anki halleriyle önemleri çok yükseldi. Özellikle zoom, skype gibi çoklu görüşme olanağı sağlayan uygulamaları da yeni gerçeğimiz olarak kabul etmiş görünüyoruz. “Mesleğin iktisadi koşulları değişebilir” Çalışma sürelerimiz değişmedi ancak haber takibimiz zorlaştı. Bunu da yine İstanbul dışındaki arkadaşlarımızla ve buradaki muhabirlerimizle daha sık bağlantı kurarak aşmaya çalışıyoruz. İçeriğimiz ister istemez bilim, özellikle de sağlık alanına doğru yöneldi. Daha önce çoğu insanın ilgilenmeyebileceği bir makale ya da söyleşi büyük ilgi görebiliyor. Ayrıca insanların zaten var olan doğru haber ve yorum ihtiyacı daha yakıcı hale geldi. Salgının boyutunu ve bizi nasıl etkileyeceğini hâlâ öngöremediğimiz için, bu süreçte haberciliği biraz da el yordamı ile yapmak zorunda kaldık. Uzaktan, evden habercilik yapabilecek bir altyapıya yatırım yapmak her durumda zorunlu gibi görünüyor. Bu elbette mesleğin iktisadi koşullarını da değiştirebilir. Normalde doğru ve hızlı haberin bu kadar önemli hale geldiği koşullarda gazetecilerin işsiz kalması düşünülemez. Ama medyadaki sermaye ilişkileri genel ekonomik ilişkilerin dışında değil. Ekonomide krizin derinleşmesi gazeteciler açısından da her şeyi alt üst edebilir.” “Çalışanların evdeki giderleri artıyor” İzmir’de faaliyet yürüten 9 Eylül gazetesinin Haber Müdürü Sinan Keskin, izolasyon süresince ekip arkadaşlarıyla birbirlerini görmeden çalışarak zor koşullara rağmen gazetelerini her gün çıkarmaya devam ettiklerini belirtti. Keskin, evden çalışma yönetiminin iktisadi etkilerine de değinerek, bu çalışma modelinin olumlu ve olumsuz yönlerini şöyle değerlendirdi: “Mesleğimizin temeli iletişim olduğu için izole yaşam konusunda tecrübeli olduğumuzu söyleyemeyeceğim. Şu an sadece telefon ve internet üzerinden iletişim kurmaya çalışıyoruz. Bu da çok mekanik oluyor. Sürekli evde olmak ve tabi evdeki diğer bireylerin de sizinle aynı anda evde olmaları, evde içerik üretirken zorlayıcı olabiliyor. Ben birçok haber metinini, köşe yazımı veya röportajlarımı nasıl yazacağıma yürüyüş yaparken karar verirdim. Şu an bunu yapmak mümkün olmadığı için bu beni biraz zorluyor. Bu sürecin iktisadi etkilerini değerlendirirsek, tüm gazete çalışanları mesailerini evlerinden sürdürdüklerinde gazetenin tüm yönetim giderleri sıfırlanıyor aslında. (Bu ofisin tamamen kapatıldığı durum için geçerli) Fakat çalışanların evdeki giderleri artıyor. Şu an yaşadığımız olağanüstü ve geçici bir süreç olduğu için bunlar dikkate alınmıyor. Ancak ileride evden çalışma modeli benimsenirse bu kriterlerin hesaba katılması kaçınılmazdır. Bu süreçle beraber edindiğimiz bazı çalışma yöntemlerinin, süreç sonrasında da devam etmesini isterim. Örneğin, online basın toplantıları daha sık yapılabilir. Zaman çok değerli ve bir toplantıya gidip gelirken çok zaman kaybediyoruz. Yine zaman zaman haber veya röportajlarımızı evden yazabiliriz. Fakat bu yöntem, gazete yönetimleri ile çalışanların karşılıklı iyi niyeti ve güveni sayesinde sürdürülebilir.”
Editör: TE Bilisim