Mehmet Necati GÜNGÖR Sabah saatlerinde telefonuma sosyal medyadan bir görüntü düştü. Yahudi vatandaşlarımız Büyükada’daki sinagogda toplanmışlar, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyorlar. Hep bir ağızdan İzmir Marşını söylüyorlar coşkuyla. İki saat sonra, evimizin yakınındaki camiye Cuma namazına gittik. Müslümanız ya. İmam hutbeyi okudu. Zaferden bahsediliyor, taarruzdan bahsediliyor, komutanlardan, askerlerden, şehitlerden bahsediliyor ama Zafer’in sahibinden tek kelime yok., Ne Mustafa Kemal, ne Atatürk sözcüğü. Hiç biri yok! Söyleseler, ağızları yamulacak. Devletin vergilerinden beslenen, dokuz bakanlığın bütçesi kadar para yutan, üstelik Atatürk’ün kurduğu bu kurum, O’nun adını ağzına dahi almıyor. Zaferini ballandıra ballandıra anlatıyor, Ağustos ayının zaferler ayı olduğundan söz ediyor, “ecdat” diyor, şu diyor, bu diyor ama cepheden cepheye koşarak, baştan başa işgal edilmiş olan bu toprakları vatan yapan Mustafa Kemal’den zerrece bahis yok! Büyük kurtarıcımız “ecdat”tan sayılmıyor. Bu nasıl bir nankörlüktür? Adı Erbaş ama, kurtuluş savaşında çarpışan o mübarek askerlerin en küçük “baş”ı, evet bir onbaşı kadar bu ülkeye hizmeti dokunmamış adamdan ne bekliyoruz ki… Bir hafta önce de faizin haramlığına dair hutbe okuttular. Oysa, hem Diyanet’in, hem Türkiye Diyanet Vakfı’nın Sayıştay Raporlarına kadar girmiş faiz gelirlerinin olduğu açıklandı daha geçen gün. Utanmazlık diz boyu! Vaazı dinliyorsun, Allah’ı kuluyla konuşturuyor. Sanki İslâm menkıbeler dini. İlkokuldan beri dinlediğimiz Hz. Ömer’in mum hikâyesini anlatıp anlatıp duruyorlar. Dağarcıklarında başka bir şey yok. Rahmetli Cemil Meriç’in şu sözünü hatırlamamak mümkün mü? Diyor ki; “Mabet yapan bunca insanımıza karşın, insan yapan tek bir mabedimiz yok!” İşte size bir Diyanet manzarası. Yüzbinlerce camisi, 50 bin Kur’an kursu var, buralarda İslâm yerine neler öğretiliyor acaba? Bunların bir allâmesi var. Adını anmak istemiyorum. Hepsinin saygı duyduğu bir alim(!) Bakın ne diyor? “Yolsuzluk, hırsızlık demek değildir.” Bu memlekette çocuk yaştaki kızlarımızla evlilikler oluyor, Kadınlarımız koca dehşeti altında canlarını veriyor, Kur’an kurslarında erkek çocuklarına tecavüz haberlerini bile ürpererek okuyoruz. Bunların yüzünden gençlerimiz deizm’e, ya da ateizme kayıyorlar. Peki Diyanet ne yapıyor? İktadara gerdan kırıyor. Yazıklar olsun hepinize!