Doğan BULGUN Nazım Hikmet'in ölümsüz eseri yepyeni bir uyarlamayla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Bilkent Odeon'da... BİLKENT Senfoni Orkestrası, Nazım Hikmet’in oyunu ve Arif Melikov’un bale müzikleri üzerine yeniden tasarlanan Ferhad ile Şirin’i 1 Eylül’de Bilkent Odeon’da ilk kez seslendirecek. İki anlatıcı ve orkestra için senfonik piyes olan bu yeni uyarlamayı Aydın Mecid ile Yelda Cavga birlikte yaptı. Anlatıcılığını ünlü oyuncular Mert Fırat ile Aslı Tandoğan üstleniyor. Eseri Azeri şef Elşad Bagirov yönetecek. Koreografisini Uğur Seyrek’in yaptığı dans bölümlerinde Ankara Devlet Opera ve Balesi solistleri Özge Başaran, Eren Keleş ve Mine İzgi yer alacak. Nazım Hikmet 1948’de, Ferhad ile Şirin halk hikâyesi üzerine bir tiyatro oyunu yazar. Azeri besteci Arif Melikov bu oyunu konu alan bir bale besteledi. Balenin librettosunu Nazım Hikmet, koreograf ve rejisör Yuri Grigoroviç ile birlikte yazdı. Balenin dünya prömiyeri 1961’de St. Petersburg’da yapılır ve büyük başarı kazanır. Bale bugüne kadar dünyanın pek çok yerinde sahnelendi. Nazım Hikmet, karışık olaylar ve entrikalarla dolu efsaneyi, şiirsel bir masala dönüştürdü. Olay örgüsünü diyaloglarla ustaca yansıttı, karakterlerin içsesleriyle insani yanlarını gösterdi. Onun karakterleri, tutkuları, zaafları, çelişkileri olan gerçek insanlardı; aynı zamanda kendilerini sorguladı ve eleştirdi. Nazım Hikmet’in eseri klasik efsaneden farklı olarak trajik değil, umut dolu bir atmosferde sonlandırdı. Şair, karısı Piraye’ye yazdığı mektupta finali şöyle anlattı: “Ferhad’la Şirin’i ilkönce başka türlü bitirmek niyetindeydim, üçüncü perdeyi de iki sahne yapmak istiyordum. İkinci sahnede, yani üçüncü perdenin ikinci sahnesinde, suyun çeşmelerden akışını ve Ferhad’ın Şirin’in kucağında ölüşünü yazacaktım. Fakat sonra düşündüm, hem esas fikir itibariyle piyes üçüncü perde birinci sahnede bitiyor, hem de Ferhad’la Şirin’de seninle bana benzeyen bir taraf var ki, adeta kendimi sana kavuştuğum anda, senin kucağında öldürmüş gibi olacaktım, buna gücüm yetmedi.” Ferhad ile Şirin, Ankara'nın en büyük yarı açık amfi tiyatrosu Bilkent Odeon'da 1 Eylül Cumartesi günü saat 20.30’da başlayacak. Biletler https://bilet.bilkent.edu.tr adresinden temin edilebiliyor. MERT FIRAT 1981 yılında Ankara’da doğdu. Lise mezuniyetinin ardından İsveç’te radyo-televizyon, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümünde oyunculuk eğitimi aldı. 2005 yılından itibaren birçok sinema, tiyatro ve TV yapımında görev aldı. Başka Dilde Aşk ve Atlıkarınca filmlerinin başrolünü üstlenmekle birlikte senaryolarında da İlksen Başarır ile birlikte imzası bulunmaktadır. Çalışmaları uluslararası film festivallerinde ödüller alan Fırat, 2014 Moondance Film Festivalinde Kelebeğin Rüyası filmindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu; 2010 Antalya Altın Portakal Film Festivalinde senaryosunu yazdığı Atlı Karınca filmi ile En İyi Senaryo; 2010 Berdyansk Film Festivalinde, Başka Dilde Aşk filmiyle En İyi Genç Yetenek ödülüne layık görüldü. Öğrencilik yıllarından itibaren aralıksız her yıl tiyatro sahnelerinde olan, Moda Sahnesi, Bursa Sanatmahal ve Dasdas’ın kurucularından Mert Fırat, halen Moda Sahnesi’nde Bütün Çılgınlar Sever Beni ve En Kısa Gecenin Rüyası, Dasdas’ta JOSEPH K. oyunları ile seyirci karşısına çıkmaya devam etmektedir. Ayrıca, kurumsal sosyal sorumluluk konularında farklı sivil toplum kuruluşlarıyla gönüllü olarak çalışan Mert Fırat, iki farklı projede ortak olarak yer almaktadır. İlk olarak, ortakları ile birlikte Bursa’da “Sanat Mahal” projesini hayata geçirmiştir. Mahalle ve kent için sanat alanı yaratmayı amaçlayan bu proje ile yeni bir sosyal girişim çalışması başlamıştır. İkinci olarak, “www.ihtiyacharitasi.org”un kurucuları arasında yer alan Fırat, projenin tasarlanması, planlanması ve işleyişi konusunda aktif olarak katkı sağlamaktadır. ASLI TANDOĞAN 1979 yılında Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Arp Sanat Dalından mezun olduktan sonra Antalya Devlet Opera ve Balesinde arpist olarak görev yaptı. 2002 yılında Gülüm adlı dizi ile oyunculuğa başladı. Daha sonra Aşka Sürgün, Dudaktan Kalbe, Kapalıçarşı ve Aşk dizilerinde rol aldı. 2016 yılında Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisinde Genherhan Sultan karekterini canlandırdı. Aslı Tandoğan’ın yer aldığı ilk sinema filmi 2007 yılında Ömer Varga’nın yönetmenliğini üstlendiği Karadayı’dır. 2013 yılında Behzat Ç Ankara Yanıyor, 2014 yılında Kendine İyi Bak ve 2015 yılında Git Başımdan sinema filmlerinde rol aldı. Aslı Tandoğan son olarak Yuvamdaki Düşman dizisinde Yasemin karekterini canlandırdı. ELŞAD BAGİROV Müzik eğitimine Azerbaycan Devlet Konservatuvarı’nda keman eğitimi alarak başladı. Daha sonra St. Petersburg Konservatuvarı’nda Arvid Yansons ve Maris Yansons ile şeflik çalıştı. 1980’de Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosuna şef olarak atandı. Burada opera, bale ve konserler yönetti. Ayrıca Sovyetler Birliği’nin önemli orkestralarıyla turneye çıktı. 1986’da Türkiye ile kültürel değişim programı kapsamında Sovyetler Birliği Kültür Bakanlığı, Bagirov’u İstanbul Devlet Opera ve Bale Tiyatrosu’na gönderdi. Burada bulunduğu sürede Bagirov, tanınmış koreograflar ve opera prodüktörleriyle pek çok eser sahneledi. Şef ayrıca çok sayıda uluslararası festivalde yer aldı. Elşad Bagirov Bolşoy Senfoni Orkestrası, St. Petersburg Devlet Filarmoni Orkestrası, Azerbaycan Devlet Orkestrası, Moskova Devlet Senfoni Orkestrası gibi orkestraları yönetti. Azerbaycan müziğine yaptığı önemli katkılardan dolayı, Azerbaycan Cumhuriyeti Seçkin Sanatçısı ödülüne değer görüldü. UĞUR SEYREK 1977-80 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesinde solist bale sanatçısı olarak görev aldı. 1980 yılında bilgi ve tekniğini geliştirmek amacıyla Almanya’ya gitti; State Theater Berlin ve State Theater Stuttgart Ballet topluluklarında solist dansçı olarak çalıştı. 58 ülkede temsiller vererek M. Haydee, J. Cranko, J. Kylian, U. Scholz, G. Tetley, J. Numeier, W. Forsythe, M. Béjart, M. Millan, H. van Manen, D. Aykal, G. Mc Millan, G. Balanchine gibi dünyanın önde gelen koreografları ile çalışma olanağı buldu. 1997 yılında John Cranko Stuttgart Bale Akademisinden başarıyla mezun oldu. Aynı yıl New York’ta dünyanın en önemli dansçılarından biri olarak kabul edilen Malakov’la Romeo ve Juliet balesinde başrolü paylaştı. 1995 yılında John Cranko'nun Onegin balesi ile Plalais Garnier Paris Tiyatrosunda Prince Gremin rolünü üstlendi. 1999’da Wüerttenbergische Stuttgart Bale Akademisinde Dans Pedagojisi Bölümünü bitirdi ve aktif dansçılık kariyerini noktaladı. Bundan sonra Nover Genç Koreograflar Derneği adına Stuttgart Balesi dansçılarıyla gerçekleştirdiği beş koreografisini sahneleme şansına sahip oldu. 2001 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesinde Baş Koreograflık ve Başöğretmenlik görevini üstlendi. 1997 yılından bugüne kadar Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin Devlet Opera ve Balelerinde, Bolero, Balon, Bozkır, Uçarcasına (Cumhuriyetin 75. yıl Kutlamaları kapsamında), Çığlık, Mavi Gözlü Dev, Kelebekleri Öldürmeyin, Kontrast, Tuval, Kurban, Gelin, Air, Othello, Kösem Sultan, Salome, Sevginin Bedeli, Tangopera, Çeşmebaşı ve Fındıkkıran bale ve modern dans eserlerinin koreografilerini yaptı. Ayrıca Turandot, Aida, Zaide gibi büyük operaların koreografilerini gerçekleştirdi. Cemal Reşit Rey Dans Tiyatrosunda Kimlikler adlı eseri, Çağdaş Bale Topluluğu’nda İçgüdü ve Kurban eserlerini sahneledi. Ankara Devlet Opera ve Balesinin 1998-2000 yıllarında Almanya’da sekiz temsillik bir turne gerçekleştirmesine öncülük etti. Yine 1998-2001 yılları arasında dünyanın en önemli koreograflarının eserlerini Ankara’nın bale repertuvarına kazandırdı. Bunlar, Marcia Haydée’nin Uyuyan Güzel, John Cranko’nun Hırçın Kız, Uwe Scholz’ün Yedinci Senfoni, J. Kylian’ın Unutulan Ülke adlı eserleri. Kurduğu Bodrum Aspat Dans Platformu’nda genç Türk dansçıları yerli ve yabancı hocalarla bir araya getirip fiziksel ve zihinsel gelişimlerine katkı sağlamaya çalışıyor. Uğur Seyrek, koreograflığının yanı sıra 1983 yılında Berlin’de resim ve heykel çalışmalarına başladı. Altmışın üzerinde kişisel ve karma sergiye katıldı. Bu sergilerde özellikle Stuttgart dönemindeki çalışmaları ilgi odağı oldu. Onun resim ve heykellerinde dansın, koreografilerinde resim ve heykelin estetiğini bulabilirsiniz. Aldığı ödüller: Donizetti Ödülleri 2011, Yılın En Başarılı Koreografı (Othello balesi), Donizetti ödülleri 2012, Yılın En Başarılı Koreografı (Othello ve Salome baleleri), Lions Kulubü’nün 2010 Tülay Kahramankaptan ödülü, En iyi Koreograf ve Yönetim (Othello balesi), Caddebostan Lions Kulübü Opera ve Bale Ödülleri 2011, En Başarılı Koreografi ve Reji (Othello balesi), Caddebostan Lions Kulübü Opera ve Bale Ödülleri 2014, En Başarılı Koreografi ve Reji (Tüm çalışmaları için). Bolero, Bodrum, Aspendos, Macaristan, Hırvatistan ve Almanya’da; Othello, Bodrum ve Saraybosna’da; Kelebekleri Öldürmeyin, Bangkok’ta sahnelendi.